RAMAZAN-I ŞERİF AYI...
İslam dininin değer verdiği ve birçok rahmetin üzerimize yağdığı Ramazan-ı Şerif ayındayız. Bu mübarek aya kavuşmanın şükrünü eda etmeye güç yetiremeyiz. Bu mübarek günler ve geceler biz inananlar için kaçırılmayacak fırsatlarla dolu. En güzel şekilde değerlendirmeyi Rabbim cümlemize nasip eylesin.
12 ayın içinde 1 ayın diğer 11 aydan daha üstün olmasının ve sultan seçilmesinin sebebi ise, bu ayda Kur’an-ı Kerim’in inmesidir. Onun içindir ki, bu ay Kur’an Kerim ayıdır.
Pandemi döneminde olmamız, yasak sınırlamalarının biraz daha sıkılaşması, 1 amele 1000 kata kadar sevap verilen seçkin bir aya rastlamamız, bizler için yeni hayat dönemimize yeni başlangıçlar yapmak için iyi bir zaman değil midir? Bence tam zamanıdır. Böylesi özel günleri, kazançlara çevirmek, ahret hayatımızı biraz düzenlemek, Mevlamız’la iç dünyamıza dönmek, kendimizi keşfetmek, artık bir yerlerden hayatımızı ve gidişimizi sorgulamak, içimizi ve dışımızı düzeltmek için, şuan hiç olmadığı kadar tam yerinde. Bunu yapmak tabii ki bizlerin elinde. İşte iradenin de sözü buradadır. Biz irade edip, samimi bir kalple istersek, istediğimiz elbette bizlere verilecektir.
Hani insan der ya bazen, ‘‘ bir şansım daha olsaydı’’ diye. İnsanı en iyi tanıyan Rabbimiz, kullarının hatalara düşeceğini, günahlara yöneleceğini, yanlışlara sapacağını bildiği için, bir şans olarak, mübarek ayları, kandilleri, günleri bizlere sunmuştur ki, hatalarımızı, kusurlarımızı, acziyetimizi, günahlarımızı bilip, huzurunda boyun bükelim, tövbe edelim. Bir daha bu yanlışları yapmamaya gayret edelim.
Her an bizi affetmek için böylesi özel günler yaratan ve bizlere veren Rabbimizden hiç ümit kesmek olur mu? bunca günahımla beni affetmez demek hiç yakışır mı? Onun için, bu günleri kaçmaz bir ganimet gibi görmek ve sımsıkı sarılmak bizler için bir kurtuluş aracıdır.
Kur’an-ı Kerim ayında Kur’an-ı öğrenmek, bizlere Rabbimiz tarafından gönderilmiş ayetleri anlamak, hissetmek, kelamullah olduğu gerçeği ile Rabbimizle sanki konuşurcasına okumak, zevkle, şevkle, dolu dolu her bir anımızı kıymetlendirmek, ne kadar isabetli olur. Birbirimizi hayra, yardımlaşmaya, amele teşvik ederek desteklemekte ne kadar güzel bir ahlak olur.
Sözlerimi, Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (sallahualeyhivessellem)’in Ramazan-ı Şerif ayını anlatışıyla bitirelim.
_Hz. Peygamber ramazan ayı girerken ashabına hitap ederek ramazan ayının kutsiyet ve faziletini şöyle belirtmiştir:
“Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize bastı, o ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır.
Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı nafile kıldı.
O ayda bir farz işleyen diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibi sevap alır. O, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir. O, yardımlaşma ayıdır. O ayda müminin rızkı bollaştırılır. O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez. O öyle bir aydır ki evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden ateşinden kurtuluştur..
Pandemi dönemindeyiz, iftar ettirme sevabına nasıl nail olacağız? diye düşünmeyin. İslam rahmet dinidir. Ailemizle dahi yapacağımız iftar, hanımın efendisine, çocuğun annesine, babanın oğluna, efendinin hanımına bir hurma uzatarak orucunu açtırması ile bu sevaba nail oluruz. Yeter ki niyetlerimiz halis, muhlis olsun..
Rabbimiz cümlemizi bu müjdelere nail olmayı nasip eylesin. Huzur, sağlık, afiyet ve bol ibadetli ramazanlara..