Alimler, şehid isminin temel manasının "bilen"
olduğunu ve şahitden daha zengin bir muhtevaya sahip bulunduğunu
ifade eder. Şehîd "müşahede yoluyla meydana gelmiş ilme sahip olan
varlık" demektir. Buradaki müşahede İbnü'l-Arabî'ye
göre işitme dışındaki duyu vasıtalarıyla
elde edilen bilgidir. Allah'ın hem gizli
hem de aşikar olanı bildiğini ifade eden ayetler şehid isminin
muhtevasına duyular ötesini de katmakta ve ona "her şeyi asli
hüviyetiyle tam olarak bilen" manasını kazandırmaktadır.
Bazı alimler şehid isminin "şahit olmak,
tanıklık etmek" anlamına da gelebileceğini
belirtmiş ve bu tanıklığın ahiret hayatında sorguya çekilecek
insanların dünyadaki davranışlarıyla ilgili olacağını söylemiştir.
Bunun yanında şehîdin "kendisine şahitlik edilen" (meşhûd)
manasında kullanılması da muhtemeldir, çünkü müminler Allah'ın
birliğine tanıklık etmektedir. Bu görüş zât-ı ilâhiyyeye doğrudan
bir nitelik atfetmemekte, "tapınılan" anlamındaki mâbud kelimesinde
olduğu gibi yaratılmışlara özgü bir sıfata zât-ı ilâhiyyenin konu
teşkil ettiğini belirtmektedir.