Tarihte 18 Kasım
1922 - Türkiye Büyük Millet Meclisi Abdülmecit Efendi'yi Halife
olarak seçti.
rnAbdülmecid Osmanoğlu (Osmanlı Türkçesi: عبد المجيد الثانى) (d. 29
Mayıs 1868, Beşiktaş, İstanbul - ö. 23 Ağustos 1944, Paris), son
İslam halifesi, ressam, müzisyen. Osmanlı hanedanı hukukuna göre
II. Abdülmecid olarak isimlendirilir.
rnOsmanlı hanedanının tek ressam üyesidir ve döneminin Türk
ressamları arasında yer almıştır.Amcasının oğlu Mehmed Vahdettin'in
4 Temmuz 1918’de tahta çıkması üzerine Osmanlı tahtının veliahtı
olan Abdülmecid; bu sıfatı 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılıncaya
kadar taşıdı. TBMM tarafından 19 Kasım 1922'de halife seçildi.
Osmanlı hilafetine resmen son veren 431 sayılı kanunun kabul
edildiği 3 Mart 1924 tarihine kadar “halife” ünvanını taşıdı.
Tarihe “Son Osmanlı Halifesi” olarak geçmiştir.
rnHalife Oluşu : Saltanatı elinden alınan ve "ihanet-i vataniyye"
ile ithamına karar verilen Vahdettin’in, 16-17 Kasım 1922 gecesi
bir İngiliz zırhlısı ile Türkiye'yi terk etmesi üzerine Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hilafet makamının boşaldığına hükmetti.
Meclis, 18 Kasım’da yapılan tartışmaların ardından 19 Kasım 1922
günü halifelik için seçim yaptı. Seçime katılan 162 mebustan
148’inin oyu ile Abdülmecit Efendi halife seçildi. Oylamada dokuz
milletvekili çekimser kalmış; II. Abdülhamid’in şehzadelerinden
Selim ve Abdürrahim efendilere beş oy verilmişti.
TBMM’nin kararını Abdülmecit Efendi’ye tebliğ etmek üzere Müfid
Efendi başkanlığında kura ile seçilmiş 15 kişilik heyet İstanbul’a
gönderildi.24 Kasım 1922 günü Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Şerif
Dairesi'nde biat töreni gerçekleşti. İlk defa Arapça yerine Türkçe
dua edildi. Cuma namazı için gidilen Fatih Camii’nde, yeni halife
adına Müfid Efendi tarafından ilk defa Türkçe hutbe okundu. "Küçük
cihaddan büyüğüne döndük" mealindeki hadis-i şerifi konu alan
hutbede, "büyük cihad" cehalete karşı savaş diye yorumlandı. Yeni
halife İslam alemine bir beyanname eş ederek kendisini seçen
meclise teşekkür etti.
rn21-27 alık 1922 tarihinde toplanan Hint Hilafet Konferansı
Abdülmecid'in halifeliğini tasdik ve kabul etti. 29 Ekim 1923'te
Cumhuriyet ilan edilince hilafet ve halifenin durumu gündeme geldi.
Halifenin ödeneğinin arttırılmasını talep etmesi ve yabancı siyasi
konukları kabul etmek için izni istemesi Ankara hükümeti ile halife
arasında gerilim yarattı. 5-20 Şubat 1924 günleri İzmir’de yapılan
Harp Oyunları sırasında bir araya gelen devlet büyükleri Halifelik
meselesini de görüştüler.
1 Mart 1924’te başlayan bütçe görüşmelerinin 3 Mart’taki son
oturumunda Urfa Milletvekili Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşı
tarafından verilen bir önerge ile halifeliğin ilgası istendi.
Hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmaninin Türkiye Cumhuriyeti
Memaliki Haricine Çıkarılması Hakkındaki (431 Sayılı) Kanun,
oturuma katılan 158 üyenin 157’sinin oyuyla kabul edildi. Aynı
kanun ile hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılması kararı
alındı.
Kararı Abdülmecit Efendi’ye İstanbul Valisi Haydar Bey ve Polis
Müdürü Saadettin Bey tarafından bildirildi. Abdülmecid ve ailesi
halkın galeyana gelmemesi için ertesi sabah, saat 5.00’te gizlice
Dolmabahçe Sarayı'ndan alınarak otomobil ile Çatalca'ya
götürüldüler. Burada bir süre Rumeli Demiryolları Şirketi’nin amiri
tarafından ağırlandıktan sonra Simplon Ekspresi’ne (eski Şark
Ekspresi) bindirildiler.
Abdülmecid Efendi İsviçre'ye vardığında, o ülkenin kanunlarına göre
birden fazla eşlilerin ülkeye girmesine izin verilmediği gerekçesi
ile sınırda bir süre alıkonuldu ancak bu gecikmeden sonra ülkeye
kabul edildi.[8] Bir süre İsviçre’de Leman Gölü kıyısındaki Büyük
Alp Otelinde kaldıktan sonra Ekim 1924'te Fransa’nın Nice kentine
geçti ve ömrünün geri kalanını orada tamamladı.
Abülmecid Efendi, sürgünün ilk durağı Montrö’de bir bildiri
yayımlayarak Ankara Hükümeti’ni ‘ladini’ (dinsiz, din dışı) olmakla
suçlamış ve İslam dünyasını Hilafet konusunda karar almaya
çağırmıştı. Ancak Ankara’nın İsviçre’ye baskısı üzerine bir daha
böyle konuşmalar yapmadı.