Tarihte Bugün 8 Aralık

1987 - İsrail işgali altındaki topraklarda yaşayan Filistinliler, intifada haraketini başlattı.

rnFilistinliler ve destekçileri, İntifada’nın; İsrail’in baskılarına, hukuk dışı ölümlere, toplu tutuklamalara, evlerin yıkılmalarına ve sürgünlere karşı protestolar olduğunu savunurlar. İsrail’in 1967 yılındaki Altı Gün Savaşında Batı Şeria, Kudüs, Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi’ni ele geçirmesinden sonra, bu topraklardaki Filistinliler arasında tansiyon yükseldi. Filistinliler arasındaki yüksek doğum oranı ve yeni yaşam alanları inşa etmek ve tarım için izin verilen alanların az olması, büyüyen bir nüfus ve artan işsizlikle kötüye giden yaşam şartları anlamına geldi. Üniversite mezunları bile iş bulamıyordu. İntifada döneminde, sekiz eğitimli Filistinliden sadece biri eğitimine uygun iş bulabiliyordu.rn

rnİsrail İşçi Partisi’nden, daha sonra Savunma Bakanı olan İzhak Rabin, Ağustos 1985’te, Filistinlilere karşı sürgün politikasını İsrail’in Filistinlillerin ayaklanmalarına karşı yürüttükleri politikalarına ekledi. Bu, sonraki 4 yılda 50 sürgün, ve ekonomik entegrasyon ve İsrail yerleşkelerinin artması anlamına geldi. Öyleki Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim alanlarında, 1984 yılında 35.000 olan nüfus 90’ların ortasında 130.000’e ulaştı. İsrail’in Filistinlileri bulundukları topraklardan uzaklaştırma politikaları intifadayı genel olarak etkiledi.

rn8 Aralık 1987 tarihinde, İsrail ordusuna ait bir araç, İsrail’deki çalışma yerlerinden dönen, içinde Filistinli bulunan bir sıra araca, Eretz geçiş noktasında çarptı.Üçü Cebaliye mülteci kampından olan dört Filistinli öldü ve yedi kişi ciddi şekilde yaralandı. Olaya işten eve dönen yüzlerce Filistinli işçi şahit oldu . Cenazelere kamptan 10.000 kişi katıldı ve cenazeler çabucak geniş gösterilere döndü. Filistinlileri öldüren araç kazasının, olaydan iki gün önce Gazze’de alışveriş yapan İsrailli bir iş adamının vurularak öldürülmesine karşı uluslararası bir intikam kampanyası olduğu söylentisi bütün kampa yayıldı. Ertesi gün Gazze şeridindeki bir devriye aracına atılan petrol bombası, İsrail askerlerinin sinirli kalabalığa karşı kurşun ve göz yaşartıcı gaz atmasına sebep oldu. Bir genç Filistinli öldü ve 16 kişi yaralandı.rn

9 Aralıkta, birçok Filistinli popüler ve işadamı , durumun kötüye gitmesinden dolayı Batı Kudüs’te İsrail İnsan Hakları Ligiyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Toplantı başlarken, Cebaliye Kampında gösterilerin devam ettiği ve 17 yaşındaki bir gencin, İsrailli askerlere molotof kokteyli attıktan sonra vurularak öldürüldüğü haberleri geldi. Öldürülen kız daha sonra intifadanın ilk şehidi olarak bilindi. Protestolar hızlıca Batı Şeria ve Doğu Kudüs’e yayıldı. Gençler çeşitli muhitlerin kontrolünü ele geçirdi; çöplerden, taşlardan ve yanan araç tekerleklerinden barikatlar kurarak kampları kapattılar ve barikatları aşmaya çalışan askerlere molotof kokteyli attılar. Filistinli esnaflar dükkanlarını kapattılar ve İsrail’de çalışan işçiler işe gitmediler. İsrail bunları “ayaklanma” olarak gördü ve bu ayaklanmayı bastırmayı ise kanun ve düzeni yerine getirmek için yararlı gördü. Birkaç gün içinde İsrail yönetimindeki Filistin bölgeleri gösteriler ve grevlere boğuldu. Askeri araçlar, İsrailden gelen ötöbüsler ve İsrail bankaları Filistinliler için en önemli hedefler oldu. İsrailli yerleşim alanlarına saldırılmadı ve ayaklanmanın erken dönemlerinde atılan taşlardan hiçbir İsrailli yaralanmadı. Gösterilere bu kadar geniş bir kitlenin katılması beklenmiyordu. Onbinlerce sivil, kadınlar ve çocuk gösterilerdeydi. İsrail güvenlik güçleri oluşan kalabalığı kontrol altına almak için bütün adımları attı: sopalamak, joplamak, göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve plastik mermiler kullanmak. Ama bunlar gösterileri sadece besledi.

rnrnKısa zamanda taş atmalar, yol kapatmalar ve tekerlek yakmalar bütün bölgelere sıçradı. 12 aralığa gelindiğinde, 6 Filistinli öldü ve otuzu yaralandı. Bir sonraki gün göstericiler Doğu Kudüs’teki ABD konsolosluğuna molotof kokteyli attı ama kimse yaralanmadı. İsrail’in Filistinli ayaklanmasına cevabı sert oldu.

rnTaş atanların 60__5_5_5__ ının çocuk olmasından dolayı İzhak Rabin, planı değiştirip farklı şekilde müdahale kararı aldı. İsrail toplu tutuklamalar, toplu cezalar ve okul kapatmaları kullandı. Batı Şeria’daki üniversiteler intifada boyunca kapalı tutuldu. İlk yıl sokağa çıkma yasağı yürürlükte kaldı. Yerleşim yerindeki insanların su, elektrik ve akaryakıt ihtiyaçları karşılanamaz oldu. Filistinlilerin çiftliklerindeki ağaçlar söküldü, tarımsal ürünlerin satışları engellendi. Filistinlilerin vergi ödememesinden dolayı evlerinden eşyalarına el konuldu.

Çok sayıdaki Filistinli can kayıpları uluslararası kınamalar getirdi. Güvenlik Konseyi 607 ve 608 nolu çözüm önerilerinde, İsrail’in sürgünleri durdurmasını istedi. Kasım 1988’de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki ülkelerin çoğu, İsrail’i, intifadaya karşı aldığı tutumdan dolayı kınadı.rn

İntifada ne askeri bir savaş ne de gerilla savaşıydı. Olanlarla ilgili kontrolü az olan Filistin Kurtuluş Örgütü ayaklanmanın bu kadar kötüye gideceğini beklemiyordu. Ayaklanma tabandan gelmişti ve kendilerinin bir girişimi değildi. Ayaklanma Filistinlilerin pozitif olarak gördükleri bazı sonuçlar doğurdu:

rnİntifada Filistinlilerin müzakereye katılmalarını, Madrid Konferansı ve Oslo Anlaşmalarına katılmalarını sağladı .

rnİntifada Filistin sorununa uluslararası farkındalık sağladı .

rnFilistinliler, İsrail-Filistin sorununda iki taraf olduğunu gösterdi.

rnİntifada Yaser Arafat ve taraftarlarına özgüven verdi ve politik programlarını ılımlılaştırdılar.

Kasım 1988’de Arafat, Filistin Milli Konseyi’nde tarihi İsrail’in meşruyetini tanıma kararıyla ilgili çoğunluğun oyunu aldı. 1947’den beri bütün Birleşmiş Milletler çözüm önergelerini tanıdı ve iki devlet çözümünü desteklediğini belirtti.