Türk basınının unutulmaz ismi Abdi İpekçi'nin ölüm yıldönümü. Abdi İpekçi kimdir?

Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman'ın gazeteci olmaz bundan dediği Abdi İpekçi Yalman'ı yanıltmış ve Türk basın tarihinin unutulmaz isimlerinden biri olarak ismini yazdırmıştı. 1 Şubat 1979'da hain ve kirli bir tuzakla Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülen Abdi İpekçi kimdir? İşte Abdi İpekçi'nin yaşamından kesitler..

Abdi İpekçi, 9 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Cevat Bey, annesi ise Vesime Hanım’dı. İlkokulu evlerinin karşısındaki Işık İlkokulu’nda okudu. Küçük yaşta iki ablasını kaybetti. 

İlkokuldan sonra Galatasaray Lisesi’ne kaydolan İpekçi buradan 1948 yılında mezun oldu. Okul yıllığında kendisiyle yapılan söyleşide gelecek hak­kındaki projeniz nedir sorusuna, “Matbaacılıkta inkılap yapıp memlektimizde baskı tekniğini ve sanatını Avrupa ayarına yükseltmeyi; çeşitli konularda yayın yaparak siyaset, fikir ve sanat alemin­de hareket yaratmayı düşünüyorum” diye cevap vermişti.

Liseden sonra hukuk fakültesinde öğrenimini sürdüren İpekçi gazeteci olmak istiyordu. Amcasının yakın arkadaşı olan, Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman’la görüşerek Vatan gazetesinde çalışmaya başladı. Fakat buradaki çalışması 15 gün sürdü. Yalman’ın amcasına, “Gazeteci olmaz bundan, siz bunu tüccar yapın” dediğini öğrendi.

Bu sözler onu yıldırmadı, onun için gazetecilik bir tutkuydu. Daha sonra Yeni Sabah gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başladı. 1949’da Yeni İstanbul gazetesine geçti. Ardından İstanbul Ekspres’te Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştı. Askerliğini Kore’de yedek subay çevirmen olarak yaptı.

Askerden dönen İpekçi, 1954 yılında Milliyet gazetesinde çalışmaya başladı. Önce Yazı İşleri Müdürü, ardından Genel Yayın Yönetmeni oldu. Abdi İpekçi’nin yönetimindeki Milliyet, her geçen gün tirajını arttırıyordu. 1956 yılında Sibel İpekçi ile evlendi.

Abdi İpekçi, yine okul yıllığında sorulan “Kaç ya­şına kadar yaşamayı istersiniz” sorusuna da “2000 senesini görmeyi çok istiyorum” cevabını vermişti. Ne var ki İpekçi, 1979 Şubatında Teşvikiyedeki evinin önünde, otomobilinin içinde silahlı saldırıya uğrayarak ölecekti.

1970’li yıllardaki anarşi ve terörün önlenmesi için iktidarla muhalefet liderleri arasında da yapıcı bir diyalog kurulmasından yana olan, devlet yönetiminde partizanlığın ve duygusallığın yerini akılcı, çağdaş, ılımlı bir uygulamanın almasını isteyen İpekçi, 1 Şubat 1979 gecesi ne yazık ki İstanbul Maçkadaki evinin yakınlarında arabasında iken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.

Mehmet Ali Ağca, İpekçi suikastinden idamla yargılanırken 1979 yılında ülkenin en iyi korunan askeri cezaevlerinden biri olan Maltepe Askeri Cezaevi‘nden kaçırıldı ve Bulgaristan’a geçti. Gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı. 13 Mayıs 1981’de Papa II. Jean Paul‘e de suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca 2000 yılında İtalyadaki aftan sonra Türkiye’ye iade edildi.

Mehmet Ali Ağca’nın İpekçi cinayetinden aldığı ölüm cezası 1991 yılında yürürlüğe konulan İnfaz Yasası gereği 10 yıl hapse çevrildi. Başka suçlardan da cezası olan Ağca, 18 Ocak 2010 tarihinde cezasını tamamlayıp (!) hapisten çıktı.

1980 yılında Abdi İpekçi anısına, Türkiye ile Yunanistan’da ortak bir çalışma çerçevesinde, iki yılda bir verilmek üzere Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü konuldu. İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde Yedikule Zindanları civarında bulunan spor salonuna da Abdi İpekçi Spor Salonu ismi verildi.

listelist