Türk-Rus İlişkileri Çalıştayı

Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Bünyesindeki Türk Tarih Kurumu Tarafından 10-11 Ekim Tarihlerinde "türk-rus İlişkileri Birinci Çaliştayi" Düzenlendi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk
Tarih Kurumu tarafından 10-11 Ekim tarihlerinde "Türk-Rus
İlişkileri Birinci Çalıştayı" düzenlendi.


Çalıştay Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Prof.
Dr. Faruk Birtek ve Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Olga Kazmina tarafından gerçekleştirilen açılış
konuşmalarıyla başladı. Konuşmasında Türk-Rus ilişkilerinin
tarihsel seyrine değinen Prof. Dr. Turan, Birinci Dünya Savaşı’nın
iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve derinleşmesi açısından
önemli sonuçlar doğurduğuna işaret etti. I. Dünya Savaşı’nın
ardından yeni Türkiye devletini kurmak için zorlu bir istiklal
savaşına giren Türklerin Ruslardan önemli yardımlar gördüğünün
altını çizen Prof. Dr. Turan, “Bu yardımlar, kuraklıkta yaşamak
için suya muhtaç nebatın tam zamanında ihtiyaç duyduğu suyu bulması
gibiydi" ifadelerini kullandı.


Günümüzde de ABD tarafından inşa edilmek istenen “Yeni Dünya
Düzeni” projelerinin bir kez daha Türkiye ile Rusya’yı iş birliği
yapmaya teşvik ettiğini belirten Prof. Dr. Turan, günümüzde
özellikle Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Somalı, Mali, Libya
topraklarından cereyan eden İslam dünyasının aleyhine yaşanan
gelişmelerin Türkiye’yi de kötü etkilendiğini belirterek
Türkiye’nin bugün en önemli meselesinin Suriye olduğunu ifade etti.
Suriye’de dağılan siyasi sistemin Türkiye için bir güvenlik
meselesi oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Turan Suriye
üzerindeki çatışmanın genişlemesinin dünyayı içine alacak bir
felaket potansiyeli taşıdığına dikkat çekti. Bu meselenin çözümünde
de Türkiye ve Rusya’nın, İran ile birlikte öne çıktığını söyleyen
Prof. Dr. Turan, bugün Türkiye ve Rusya’nın siyasi ve askeri yönden
farklı kampta olduğunu ancak bu durumun iki ülkenin bir araya
gelmesine, çözüm üretmesine engel olmadığını ifade etti.


“Karşılıklı ekonomik ilişkiler her iki devleti ve milleti
birbirine bağlıyor”


İki ülke arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkilerin hacmine de
dikkat çeken Prof. Dr. Turan, “Karşılıklı ekonomik ilişkiler her
iki devleti ve milleti birbirine bağlıyor. Çok sayıda Türk
vatandaşı Rusya’da çalışıyor. Binlerce Rus turistin tercih ettiği
ülke Türkiye. Yine binlerce Rus’un yerleştiği ülke Türkiye.
Dolayısıyla iki devlet ve millet bugün birbirine her zamankinden
daha yakın. Her zamankinden fazla beraber yürümeye mecbur
durumunda” şeklinde konuştu.


Türkler ve Ruslar arasındaki ilişkilerin kültürel alanda da
güçlü olduğuna değinen Prof. Dr. Turan, Türklerin Dostoyevski,
Puşkin gibi önemli Rus yazarları takip ettiği, benzer şekilde bir
dönem Sovyet dünyasında en çok okunan kitaplardan birisinin Reşat
Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı olduğunu ifade etti. Prof. Dr.
Turan, sözlerini düzenlenen etkinliğin Türk-Rus ilişkilerinin
geçtiğimiz yüzyılda olduğu gibi olumlu seyretmesine katkı sunması
temennisiyle tamamladı.


Prof. Dr. Faruk Birtek ise konuşmasında kıymetli çalışmalarıyla
tanınan Türk ve Rus akademisyenleri bir araya getiren benzersiz bir
etkinliğe ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Türk ve Rus toplumlarının ayrılmaz bir biçimde birbirlerine bağlı
olduğu dile getiren Prof. Dr. Birtek, özellikle Türk siyasi tarihi
ile diplomasi tarihinin Rusya ile ilişkiler dâhil edilmeden
anlaşılamayacağını ifade etti. Türklerin Ruslarla birlikteliğini
anlaşamayan Katolik çiftlere benzeten Prof. Dr. Birtek, sürekli
kavgalar olsa da iki ülke açısından ayrılığın söz konusu
olamayacağını belirtti. Rusya’nın, sahip olduğu kültürel
zenginlikten dolayı da iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Prof.
Dr. Birtek, Rus kültürünün Kaliningrand’dan Viladivostak’a kadar
Rus olmayan halklarla birlikte yaklaşık 200 milyon kişiyi içine
alan geniş bir coğrafyada çok iyi bilinen Puşkin gibi değerler
oluşturduğunu, benzer şekilde l9. Yüzyıl klasik müziğine,
mimarisine hatırı sayılır katkılar verdiğini dile getirdi.


“Bu etkinlikle kurulan köprüden ve sonrasında birçok kişi bu
geçecektir”


Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Olga Kazmina ise programın çok sayıda değerli akademisyeni bir
araya getirdiğine dikkat çekerek bu tarz etkinliklerin iki ülke
arasında köprüler kurarak kalıcı sonuçların ortaya çıkmasına vesile
olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kazmina, “Bugün bu etkinlikle
kurulan köprüden ve sonrasında birçok kişi bu geçecektir” diyerek
sözlerini tamamladı.


Etkinlikte konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı da tarih disiplinin
“Amerikanlaşma” sebebiyle Rusçaya çok ilgi duyulmadığını dile
getirdi. İki ülke arasındaki ilişkilere dair çalışmaların İngilizce
kitaplara dayandığını, Rusça kaynaklardan ve Rus arşivlerinden
yeterince yararlanılmadığını ifade eden Prof. Dr. Ortaylı,
günümüzde bu alanda umut veren gelişmeler olduğunu söyledi.


Etkinlik, iki ülkenin ortak tarihinde vuku bulan siyasal, sosyal
ve kültürel olaylara dair değerlendirmelerin yapıldığı oturumlarla
devam etti. Türkiye’den ve Rusya’dan bilim insanlarının katılımıyla
gerçekleşen çalıştayda 4 oturum gerçekleştirildi.


İnternetten para kazanmanın 7 etkili yolu Zihinsel sağlığı korumanın 7 basit yolu