Uzak, yakın geçmişte ve şimdiki yaşadığımız günlerde onca olaylar karşısında anladık ki, Müslüman’a Müslümanan’dan başka dost yok. Ve yapılan bütün entrikaların hepsi İslam kimliğinin üzerinde oynanmaktadır. Filistin, doğu Türkistan, Gazze ve bir çok İslam devlerinin yaşadığı sıkıntılar hep bunların birer göstergesidir. Bunun yanında iç ve dış huzurun kaçması için yapılan onca hileler, hakkı batıl, batılı hak gösteren medya oyunları ve yalan haberlerin yaygınlığı bu sinsi planın birer parçalarıdır. 3. dünya savaşı konusunda, Rasullah (sallahualeyhisselam)’in bildirdiği rivayetler üzere olacağı yönündedir. Tabi ki zamanını Allah(cellecelaluhu) bilir. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i şerifler ışığında, geçmiş olayları analiz ederek yol alırsak, belki bu savaşı daha hafif atlata bilir veya erteleye biliriz.
Bugün dünyaya düşmanlığını her hali ve tavrı ile ilan eden, ABD ve yandaşları karşısında, dünyadaki zulmün durduran ve adaleti her zerreye tattıracak olan İslam devlet birliğinin kurulması elzem olmuştur. Daha kaç can, kaç çocuk öldürülüp, kaç kadına iğrenç saldırılar yapılacak. Kaç bağıra ateş düşecek, kaç ülkelerin başına bombalar yağacak. Sırf Müslüman oldukları için her türlü işkenceyi hak gören bu zalim kafalara daha ne kadar susacağız.
‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ diyerek üç maymunu oynamaya devam mı edeceğiz? Peki o yılan her şeyi yok ettikten sonra bize gelmeyeceği ne malum.? Peki ümmetin sessizliğinden kazandığı zamanla son saldırı durağı biz olduğun da, her hangi bir planımız var mı? son pişmanlık fayda eder mi? O mazlumların ahı çürütmez mi bizleri. Onun içindir ki Müslümanlar arasındaki bu dağınıklığı toplamalı, birliğimizi ve beraberliğimizi diri tutmalı, yalan haberlerle gaflete ve gevşekliğe kapılmamalıyız. Bilmeliyiz ki, müslüman her daim zaferde ve kazançtadır.
Mazlumun sesini duymak, zulmün ateşini söndürmek için, boykota devam etmek, duaya sarılmak ve çok çalışarak, düşmanın silahı ile silahlanmak gerekli olduğunun şuuruna geç olmadan varmalıyız. Düşmanlarımızı iyi tanımamız gerekirken, kendi öz benliğimiz olan o kutlu tarihinizi de öğrenmeye gayret etmeliyiz. Tarihimizle ilgili boşluklarımız olursa, o boşlukları boş kahramanlar doldurur. O da bizi geriletir. Bu durum ise, kendimize inancımızı yok eder. Bugünün yeni nesilleri maalesef kendine güvenini kaybetmiş durumda. Halbuki biz, sırtımızda manevî yükler yüklenmiş, sandık dolusu sorumluluklar sahibi bireyleriz. Yorgun ve bitkin bir nesille çevirmeye çalışanlara karşı kozumuzu doğru ve bilgili kullanırsak, ümmet olarak planları bozmuş oluruz.
Sevgi, saygı ve duada kalın..