Uzman yorumu : Yeni üniversite sınavı öğrencileri terletecek

Yaklaşık 2 milyon üniversite öğrencisi adayının geleceğini belirleyecek yeni sistem Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) detayları açıklandı. Uzmanlar, sistemin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirdi. Psikolojik Danışman ve Öğrenci Koçu Süleyman Çokay, eksilerin artılarından fazla olduğunu öne sürdü.

Yaklaşık 2 milyon üniversite öğrencisi adayının geleceğini belirleyecek yeni sistem Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) detayları önceki gün açıklandı. Uzmanlar, sistemin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirdi. Psikolojik Danışman ve Öğrenci Koçu Süleyman Çokay, eksilerin artılarından fazla olduğunu öne sürdü.

Özellikle Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) arasında bir koordinasyon bozukluğu olduğu vurgusunu yapan Çokay, şunları kaydetti: Sınavın ilk bölümünde sadece Türkçe ve Matematik var. Tarih, Coğrafya, Felsefe, Fizik, Kimya, Biyoloji, Fen Bilimleri kalktı. İlk sınavın biraz daha kolay olacağını düşünüyorum.

13 BİYOLOJİ=DOKTOR

Birinci bölümden TEOG’daki gibi birden fazla Türkiye derecesi alan çıkabilir. Bu da probleme yol açabilir. İkinci bölümde sayısal öğrencisi sadece 13 biyoloji, 13 kimya ile 14 fizik yapacak. Çok geniş bir lise müfredatı varken bu kadar az soru sorulması beraberinde problemleri de getirecek. Ölçme değerlendirme olarak baktığımızda sınavın zor olması şart. Bir öğrencinin mühendisliğe ya da tıpa gitmesi için 40 soru yetersiz. Seçici bir sınav olmayacağı gözüküyor. Bu sistemle bir öğrenci 13 tane biyoloji yaparak doktor olabilecek. Çünkü birinci bölümde hiç biyoloji yok.

Bir başka konu ise, sabah birinci sınav, öğleden sonra ikinci sınavın yapılması. Geçen sene sınava 2 milyon 100 binin üzerinde öğrenci girmişti. Bunun yaklaşık 700-750 bini barajı geçemedi. Onlar hazirandaki sınava giremiyordu. Ama şimdi öğrenci sabah 10’da sınava girdikten sonra 180 barajını geçip geçmediğini bilemeyecek. Aynı kalabalık alan sınavına girecek. Bu da hem maddi hem de fiziki ortam bakımından ek maliyet getirecek. Bir başka nokta; sınavın öğleden sonra yapılması. Özellikle Batı ve Güneydoğu bölgelerindeki öğrenciler için haziranın ikinci haftası hava sıcaklığının en tepede olduğu günler. Öğrenci normalde sabah saatlerinde daha rahat girebiliyordu ama şimdi ikinci oturumda sıcak bir ortam onları bekliyor. Öğle arasında mutlaka yemek yiyecekler. Rehavet çökecek. Ayrıca ilk sınavdaki durum da önemli. Sınav iyi geçse bile, öğrenci psikolojisi, mutlaka bir şeylerin ters gittiğini düşünür. Bir yandan aileye konu ile ilgili bilgi verme zorunluluğu stresi daha da artıracak.

MATEMATİK STRESİ

Dil öğrencileri eski sistemde sosyal bilimler yapıyordu. Matematik çok fazla görmemişti. Şimdi Türkçe-matematikten sorumlu olacaklar. Dolayısıyla matematik çok ciddi bir noktaya gelecek. Kısa süre içerisinde dil öğrencilerinin ciddi bir şekilde matematik çalışması gerekecek. Bu da altyapısı iyi olmayan öğrenciler için sıkıntı. Bu değişikliğin 1 yıl öncesinden planlanıp paylaşılması gerekirdi. Aslında tarih, coğrafya, felsefe ve din, MEB’in zorunlu dersleri. Bundan dolayı 9. ve 10. sınıfta öğrencileri derste tutmak güç olacak. Sınavda sorumlu olmadıkları dersi işlemek istemeyecekler. Tarih bilmeden siyaset bilimci, avukat olmak eksik kalır.

Sınav sistemi içerisinde belki de en olumlu yaklaşılabilecek konu; 200 puanın 2 yıl geçerli olması... Öğrenci o sene ilk aşamada iyi bir performans göstermiştir. İkinci aşamada stresten dolayı düşük puan almış olabilir. Birinci aşamadaki o puanı önümüzdeki yıl kullanabilecek olması olumlu.

ÇALIŞAN KAZANIR

Süleyman Çokay: Puan türü ne olursa olsun gençler çalışmaya devam etsin. Tüm avantaj ve dezavantajlar herkes için geçerli. Öğrencilerin mutlaka okulların rehberlik servisleriyle diyalog hâlinde olmaları şart ki hedefleri yenilensin.