YA HAYIR SÖYLEYELİM YA SUSALIM
Kötü olmak kolay, iyi olup iyilikler yapmak ise bir o kadar zordur. Zor olan şeylere ulaşmak her zaman daha fazla haz verir bize aslında. İyi olup iyilik yapmak da zordur. Ama verdiği hazzı ise bambaşkadır. Tarifsizdir onun hazzı.
İyilik neydi peki?
İyilik;
kızacakken sabretmekti mesela.
öfkeyle bağıracakken susup sakinleşmekti mesela.
ihtiyaç anında bir ihtiyacı gidermekti mesela.
öncelik senin iken başkasına bu hakkı tanımaktı mesela.
Bizi gerçekte iyi yapan şey; yaptıklarımız mı?
Verdiklerimiz mi?
Söylediklerimiz mi?
Yaptıklarımız karşılığında bize sunulan minnet duyguları ve teşekkür ifadeleri mi?
Ne ölçer bu iyiliğimizi sahiden?
Durmak, sabretmek ve susmak...
Kimse bizi takdir etmeyecek endişesi ile sabredip susmaktan alıkoymamalıyız kendimizi. Birileri bizi onurlandırmayacak diye iyi olmaktan vazgeçmemeliyiz de.
Bizi gerçekte iyi yapan şey; karşılığının bu dünyada olmadığı fakat küçücük bir iyiliğin, hatta iyilik niyetinin dahi yapılan şeyin dünyanın gidişatını hayra çevirecek yönde etkili olacağı inancı içinde olup coşkuyla yaptıklarımız, tüm kalbimizle verdiklerimiz ve bunlardan belki daha da önemlisi sabredip sustuklarımızdı...
Kalplerimiz sükun bulsun diye, söylediklerimizle değil; kalbimizin hüznüyle sığınabilelim diye ya hayır söyleyelim ya da susalım. Olmaz mı?
Şemsi Tebrizi’nin dediği gibi söyleyecek olursak; “Eğer susarsan, konuşman daha aydınlık olur. Çünkü sükûtta, hem sessizliğin ışığı hem de konuşmanın faydası gizlidir.”
O halde gelin hep birlikte o ışığı yakalayabilmek için sükût edelim.
Ve hayırlı, güzel işler yapalım her daim. Hayırda yarışalım. “Ya hayır söyleyelim ya susalım” tabir yerindeyse.
Pek çok güzel söz ve davranış var aslında. Hepimiz bunlara muhtacız.
Muhtacız güzel sözler duymaya!
Muhtacız insan olmaya!
Muhtacız insanlığı öğrenmeye!
İnsanoğlu nereden öğrenecek insanlığı?
Nasıl insan olunacağını nereden bilecek?
Öğrenmediğimiz hiçbir şey kalmadı neredeyse şu hayatta. Bir tek insanlığı öğrenemedik. İnsan olmayı ve insan kalabilmeyi... Kalmadı başka öğrenmediğimiz bir şey.
Ruhu güzel olmak, sözü ve kalbi güzel olmak... Bu kadar zor mu sahiden?
Belki hepimiz insanız ama insanlıktan habersiziz sanki.
İnsan hayırlı ve güzel işler yapması gerektiğini bilmeli her dem. Ve öyle ki; ya hayır söyleyip yahut da susmayı tercih etmeli. Boş yere konuşmak yerine, her hareketimizin ve her sözümüzün mutlaka hesabını vereceğimizi düşünerek önce kendimizi bir hesaba çeksek fena mı olur?
Sorguya çekelim ve kendimize bir çeki düzen verelim ki hesabımız 'zorlu ve çetin' olmasın.
Henüz iş işten geçmemişken, yapraklarımız düşmemişken ve sararıp solmadan ömrümüzün kıymetini bilelim.
Boş ve malayani şeylere, boş işlere kıymetli ömür sermayemizi harcamayalım.
İyilik yapalım, iyilik bulalım...