Yaşamın sürdüğü, 150 yıllık tescilli konağın koruma altına alınması bekleniyor

Elazığ’da 4 kuşaktır aynı ailenin kullandığı tarihi geçmişi en az 150 yıl öncesine dayandığı tahmin edilen "Beyzade Efendi Konağı" aslına uygun olarak bugüne kadar gelirken aile artık koruma altına alınmasını istiyor.

Elazığ’da 4 kuşaktır aynı ailenin kullandığı tarihi geçmişi en
az 150 yıl öncesine dayandığı tahmin edilen "Beyzade Efendi Konağı"
aslına uygun olarak bugüne kadar gelirken aile artık koruma altına
alınmasını istiyor.


Kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta Altunuşak köyünde
Büyük Beyzade Ali Rıza efendinin oğlu eski Müftü ve Milletvekili
Mehmet Nuri efendi tarafından yaptırıldığı bilinen "Beyzade Efendi"
konağı bugüne kadar ayakta kaldı. Aynı ailenin 4’üncü neslinin
yaşamını sürdüğü ve aslına uygun olarak bugüne kadar gelen tarihi
geçmişi 150 yıllık olduğu değerlendirilen konak, içerisindeki
tarihi eşyalarla da dikkat çekiyor. 2 kısım ve 15 odadan oluşan
tarihi konakta yaşayan Bayoğlu ailesi, bugüne kadar korudukları
konağın artık yetkililer tarafından korunarak kültürel mirasın uzun
yıllar boyunca ayakta kalmasını istiyor. Elazığ’da tek kalan ve
Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından da
tescillenen tarihi konak, İhlas Haber Ajansı (İHA) ekibi tarafından
drone ile de havadan görüntülendi.


"Buranın yıkılmasını istemiyoruz"


Yaşadıkları konakla ilgili bilgi veren aile bireylerinden Fulya
Bayoğlu,"Konağın her tarafı taş. Odaları, kilerleri, haremlik
selamlık olan bir konak. Avluları taş kemerden yapılmış ve 40 kişi
yaşarmış. Konağın etrafındaki evler konağa hizmet edenler yaşarmış.
Konağın bir tarafında bayanlar diğer tarafında ise erkekler
yaşarmış. İçerisinde birçok tarihi eserleri var. Oğlundan ve
torunundan kalmadır. Kitapları, eşyaları, Sultan Hamit’ten gelen
bir karyola var. Kıyafetleri ve Hac’ tan getirdiği kokuları var.
Hepsini saklıyor ve korumaya çalışıyoruz. Rivayete göre 200 yıllık
bir konak olması lazım. Devlet buraya yardımcı olsun buranın
yıkılmasını istemiyoruz. İnsanlar burada yaşasın ve birçok şeyleri
öğrensinler. O dönemde yaşanmış olan eşyaları görsünler.
Kitaplarından, eşyalarından ve mekandan faydalansınlar. Şimdiye
kadar bizim gücümüzün yettiği kadar korumaya çalıştık. Artık
gücümüz azaldığı için burayı koruyamıyoruz. Burası kültürel bir
yerdir” dedi.


15 odası var bir çoğu kullanılamaz halde, ciddi onarım
gerekiyor"


Elazığ’ın ayakta kalmış tek konağı ziyaret eden Harput Der
Başkanı Prof. Dr. Eyüp Bağcı, "Harput’un değerli mutasavvıflarından
manevi mimarlarından Beyzade Ali Rıza efendinin oğlunun yaptırdığı
yaşadığı bir konaktır. Bu konağın yaklaşık 200 yıllık olduğuna dair
kanıtlar var. Yazılan yazılardan, havuz başındaki işlemelerin bu
tarihe ait olmasından dolayı kanıtlar var. Osmanlının ve Türk
mimarisinin son kalıntılarının olduğu bir konaktır. Kemerli yapılar
ve içerisindeki kerpiçli oluşan yapılar mevcuttur. Burada oturan
insanlar var. Beyzade Efendinin torunları burada yaşıyorlar.
Günümüze kadar korumuşlar. Konağın hem Osmanlı hem de geçmiş
dönemlere ait mimarisini yansıtması bakımından haremlik selamlık
şeklinde düzenlendiğinin görmekteyiz. Haremlik kısmını arka
tarafında yine ona ait bir havuz başının olduğunu ön tarafta ise
büyük bir havuzun olduğunu ve içerisinde 15 oda olduğunu
görmekteyiz. Fakat bu odaların birçoğu kullanılamaz olduğunu ciddi
onarım gerektirdiğini biliyoruz. Yaşanacak ortamlar mevcut” diye
bilgi verdi.


Gelinen noktada konağın ciddi bir onarım ve restoreye ihtiyaç
duyduğunun altını çizen Bağcı, "Bununla ilgili Elazığ belediyesi,
yetkililer ve mal sahipleri de yardımcı olarak buranın yaşatılması
ve korunması bekleniyor. Maalesef bu sahipleri de son sahipleri
olacaktır. Harput-Der olarak bölgedeki tarihi kültürel ve biyolojik
zenginlikler ile mirasımızın korunması, sürdürülebilir kullanılması
konusunda duyarlılık beklemekteyiz. Bu da bizim atalarımıza olan
borcumuz ve geleceğimize olan zorunluluğumuzdur" şeklinde
konuştu.


Beyzade Konağı film çekimleri başta olmak üzere restore edilerek
güzel bir tarihi restoran, kültür evi gibi bir yapı olarak
kullanılmaya çok müsait olduğuna da değinen Bağcı, acele edilmediği
takdirde bu şansın kaybolacağını kaydetti.