Ankara'da koronavirüs nasıl bu kadar çok yayıldı? İşte nedeni...
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, Ankara'da koronavirüs vakalarının artış nedenine ilişkin, "Ankara halkı gittiği güney ya da kırsal tatilinde enfekte oldu. Ankaralının kendisi kırsala ve kumsala gitti, virüsü oradan aldı. Ankara'ya geldi, birbirlerine bulaştırdılar" dedi. Aydın, ekim ayından itibaren İstanbul'un yeniden ilk sıraya çıkabileceğini de belirtti.
Abone olSağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, Ankara'da koronavirüs vakalarının artış nedenine ilişkin, "Ankara halkı gittiği güney ya da kırsal tatilinde enfekte oldu. Ankaralının kendisi kırsala ve kumsala gitti, virüsü oradan aldı. Ankara'ya geldi, birbirlerine bulaştırdılar" dedi. Aydın, ekim ayından itibaren İstanbul'un yeniden ilk sıraya çıkabileceğini de belirtti.
Prof. Dr. Kemalettin Aydın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Ankara'daki vaka sayısının İstanbul'un 2 katı olduğuna ilişkin açıklamalarını hatırlattı. Prof. Dr. Aydın, Ankara'nın 10 günü aşkın süredir Türkiye'de en fazla vakanın olduğu kent olduğunu belirterek, "Ankara belirli bir doluluk oranına ve yaygınlığa ulaştı. Sağlık Bakanı Koca'nın Ankara'da boşaltılmış 2 hastanenin yoğun bakımlarının kullanıma hazır hale getiriliyor olduğunu söylemesi de önemli. Çok dikkat edin. Artık herkesin ailesinde, apartmanında ya da çalıştığı ortamda bir Covid-19'lu var. Nisan ayında almış olduğunuz tedbirlerden daha fazla tedbirli olun. Bugün dünden daha tedbirli, bu ay geçtiğimiz aydan daha tedbirli, önümüzdeki sonbahar geçtiğimiz ilkbahardan daha tedbirli olmak zorundayız" diye konuştu.
'EKİMDE İSTANBUL YENİDEN İLK SIRAYA ÇIKAR'
Prof. Dr. Aydın, nisan ayında 5 bin 138'e ulaşan vakaların yüzde 75'inin Marmara Bölgesi'nde olduğunu, sadece İstanbul'da 3 bin 500 vakanın bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
"Düşünün Türkiye'nin bir ili yüzde 60'ını oluşturuyor, geri kalan 80 vilayeti yüzde 40'ını oluşturuyordu. O zaman da şöyle söylüyorduk; 'Salgın açısından İstanbul'u bir başka ülke olarak görüp, tedbirleri planlamak lazım'. Yaz ayı ile beraber İstanbul'un 17 milyonunun neredeyse 8-9 milyonu ya kumsala ya da kırsala gitti. İstanbul'un nüfusu yarıdan aşağı azaldı. Hatta geçtiğimiz günlerde toplu taşımadaki kullanımı yüzde 18'di. İstanbul'daki aktif yaşam 5'te 1 azalmış durumda. Bunun sonucu ne oldu? İstanbul şu anda Türkiye rakamlarının neredeyse yüzde 10'unu oluşturuyor. Geri kalan yüzde 90'ı 80 vilayet oluşturuyor. İstanbul'dan Anadolu'ya giderek birbirlerini enfekte eden bu toplum, eylül ayı ile beraber yeniden İstanbul'a dönecek. Ekim ayının ortalarından itibaren yeniden İstanbul'un ilk sıralara çıkacağı, vakaların önemli bir kısmını alacağını söyleyebiliriz."
'ANKARA HALKI TATİLDE ENFEKTE OLDU'
Prof. Dr. Aydın, Ankara'nın ise göç alan, turistik ya da yaz ayında kalabalıklaşan bir kent olmadığına işaret ederek, "Ankaralının şöyle bir yapısı vardır; memur ağırlıklı ve orta ölçekli ekonomide olan bir toplumdur. Kışın bir tatil programı yaparlar, biraz taksit öderler sonra tatil dönüşü kalanını öderler. Ancak 7 ile 10 günlük bir güney tatili programına gidebilirler ya da yine orta ölçekli aileler 20 günlüğüne Anadolu’daki kendi memleketine giderler. İşte Ankara haziran ve temmuzda bunu yaptı. Bunu yapınca da gittikleri yerde enfekte oldular. Ankara halkı gittiği güney ya da kırsal tatilinde enfekte oldu. Ankaralının kendisi kırsala ve kumsala gitti, virüsü oradan aldı. Ankara'ya geldi, birbirlerine bulaştırdılar. Ankara sıkı tedbirlerle 3-4 haftadan sonra sönümlemeye (azalma) gider. Bunun karşılığında Marmara Bölgesi ve İstanbul, ekim ayından sonra Ankara’dan daha sert bir yoğunlukta olabilir" dedi.
'MESAİ DÜZENLEMESİYLE KALABALIKLAR AZALTILABİLİR'
Prof. Dr. Aydın, ne kadar süreceği belli olmayan salgınla mücadele edildiğine dikkat çekerek, tekrar hayatı durduracak kısıtlamaları çok doğru bulmadığını kaydetti. Aydın, "Devletin hizmet verdiği ve vatandaşın gitmek durumunda olduğu alanlarda mesai, mesafe düzenlemesi ile hijyen kuralları tedbiri önemlidir. Devlet, mesai planlaması yapabilir. Mesai düzenlemesiyle mesafe ayarlaması ile toplumsal kalabalıklar azaltılabilir. Serbest hayatın döndüğü alanların kurallarını koyup, kurallara uymayanlara bedel ödetilerek kurallara uyanların hayatlarının idame ettirilmesi sağlanması lazım. Kalabalıkları mümkün olduğu kadar kamunun güvenlik görevlileri aracılığıyla azaltmak lazım" değerlendirmesinde bulundu.
'BÖLGESEL KARARLAR GEREKİYOR'
Prof. Dr. Aydın, Türkiye'de artık bölgesel kararlar gelmesi gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye'nin başarılarının içinde cumartesi-pazar sokağa çıkma yasaklarının çok büyük etkisi vardı. Komple esnafı ve hayatı bütün zaman diliminde durdurmak yerine cumartesi-pazar sokağa çıkma yasakları ile gidişatın önü kesilebilir. Belki cumartesi-pazar bazı illerde sokağa çıkma yasağı uygulanabilir. Ama bunu tüm Türkiye'ye yayarak, tüm çalışma alanlarını kapatarak değil. Böyle kesmelerle yükseliş trendinin önüne geçilebilir" dedi.