Aranan CHP'li eski Milletvekili'nden açıklama!
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında FETÖ üyeliği soruşturması kapsamında firari durumda olan eski Bankacılık Devlet Denetleme Kurulu Murakıbı Osman Zeki Canıtez ile yakalama kararı çıkartılan 24'üncü Dönem CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Erdemir, "Gerek Yakalama Emri Talebi gerekse sonrasındaki Yakalama Emri dikkatlice incelendiğinde ismimin benimle hiçbir ilgisi bulunmayan bir dosyaya son anda iliştirildiği açık bir şekilde görülebilir." dedi.
Abone olİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ Üyeliği
soruşturması kapsamında aranan Bankacılık Devlet Denetleme Kurul
Murakkıbı Osman Zeki Canıtez il birlikte hakkında yakalama kararı
çıkartılan eski milletvekili Doç.Dr. Aykan Erdemir, yöneltilen
suçlamaları kabul etmedi. Gazete ve ajans bürolarına oturduğu
Amerika'dan e-mail göndererek açıklama yaptı. Aykan
Erdemir, Mehmet Hakan Atilla davasında New York Bölge Savcısı
John H. Kim ve savcılık bürosu tarafından New York Bölge
Mahkemesi'ne bildirilen tanık listesinde ismimin bulunduğunu, 28
Ocak 2014 tarihli sahte raporu yurt dışına götürerek New York Bölge
Mahkemesi'ne ulaştırmak suretiyle yargılamada kanıt olarak
kullanılmasını sağladığı ve firari olduğu ve kaçmakta olduğu
için çağı yapılmadığına dair iddiaların yer aldığını hatırlattı.
Aykan Erdemir, şu iddialarda bulundu:
"RAPORU HİÇ GÖRMEDİM"
"Her üç iddia bütünüyle asılsız, gerçek dışıdır. Mehmet Hakan
Atilla davasında 27 Kasım 2017 tarihinde savcılık bürosu tarafından
New York Bölge Mahkemesi'ne bildirilen, davaya konu olması ya da
tanıklık etmesi muhtemel isimlerin de yer aldığı 359 no'lu ve 17
sayfalık dokümanda ismim yer almamaktadır. İddia bütünüyle
dayanaksızdır, gerçeği yansıtmamaktadır. Yakalama emri talebinde,
'28.01.2014 tarihli sözde/sahte rapor' olarak ifade edilen rapor ve
içeriğiyle ilgili hiçbir bilgim yoktur. Yakalama emri talebindeki
iddiaya kadar varlığından habersiz olduğum bu raporu bugüne kadar
hiç görmedim, bu raporu ya da herhangi başka bir rapor, ya da
belgeyi New York Bölge Mahkemesi ya da herhangi başka bir mahkemeye
ulaştırmadım. Bu iddia da bütünüyle asılsızdır. Yakalama emri
talebinde ismimin birlikte anıldığı Osman Zeki Canıtez ile hiçbir
ilgim ve tanışıklığım yoktur, kendisiyle bugüne kadar hiçbir
şekilde iletişimim olmadı, hiçbir vesileyle aynı ortamda
bulunmadım.Hiç tanımadığım, bir araya gelmediğim ve iletişim
kurmadığım bir kişiyle ortak herhangi bir faaliyet yürütmüş olmam
olanaksızdır, tümüyle mantık dışıdır. Halihazırda hakkımda
görülmekte olan hiçbir dava ya da verilmiş olan hiçbir mahkumiyet
kararı yoktur. 'Firari olduğum' ve 'kaçmakta olduğum' için çağrı
yapılamadığı ve bana ulaşılamadığı iddiası bütünüyle asılsızdır.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü kayıtlarında
halihazırda ikamet etmekte olduğum ABD'deki 'Yerleşim Yeri Adresi'
mevcuttur. Bana herhangi bir resmi tebligatın yapılmasının önünde
hiçbir engel yoktur. Aynı zamanda Washington Büyükelçiliğimiz
yetkilileri ABD'de çeşitli etkinliklerde yaptığım konuşmalarda
düzenli olarak mevcut bulunmakta, gerektiğinde bana posta, e-posta
ve telefon yoluyla ulaşmaktadırlar. Bu çerçevede, Yakalama Emri
Talebindeki iddiaların bütünüyle hayal mahsulü olduğu, hiçbir somut
bilgi ve belgeye dayanmadığı, vahim maddi hatalar içerdiği ve
Mehmet Hakan Atilla davası sürecinde bugüne kadar ortaya çıkan ve
bundan sonra çıkacak tüm bilgi ve belgeler ışığında yalanlandığı ve
yalanlanacağı açıktır."
24'üncü Dönem CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, 'Yakalama
Emri Talebi' ve sonrasındaki 'Yakalama Emri' dikkatlice
incelendiğinde adının kendisi ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir
dosyaya son anda iliştirildiğinin açıkça görülebileceğini öne
sürdü. Erdemir, "Mehmet Hakan Atilla davasında jürili yargılamanın
ilk duruşmasına ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Man Adası'ndaki off-shore hesaplarla ilgili açıklamasına saatler
kala, kamuoyu gündemine düşen bu asılsız ve dayanaksız
iddiaların hemen ardından gerek şahsıma gerek üyesi bulunmaktan
onur duyduğum CHP'ye yönelik iftira ve karalama kampanyasının hangi
saiklerle hayata geçirilmiş olabileceği hususunu kamuoyunun
takdirine bırakıyorum" diye yazdı.