Ayetullah Humeyni kimdir?
Ayetullah Humeyni kimdir?
Abone olAyetullah Seyyid Ruhullah Musavi Humeyni (24 Eylül 1902 - 3 Haziran 1989), İran İslam Devrimi'nin Ruhani önderidir ve İran'da Muhammed Rıza Pehlevi rejimine son verip İslam Cumhuriyetini kuran kişidir.Devrimden sonraki 10 yıl boyunca ülkede en yüksek siyasi ve dinsel yetkileri elinde tutan Şii önder.
Asıl adı Ruhullah,Humeyni soyadı'dir. Ayetullah lakabı dinde ehil oluşundan, Seyyid ismi Muhammed'in soyundan gelişinden ve Musavî lakabı da soyunun Musa el-Kâzım'a dayanışından ötürü verilmiştir. 5 aylıkken babası yerel bir toprak ağasının buyruğuyla öldürüldü. 15 yaşındayken o güne kadar kendisini büyüten annesi ve halası ölünce kimsesiz kaldı.Çeşitli İslam okullarında öğrenim gördü ve yaklaşık 1922'de Kum kentine yerleşti.1930'da, doğduğu kentin anısına Humeyni soyadını aldı.Kelam, fıkıh ve öteki İslam bilimleriyle ilgili çok sayıda yapıt kaleme aldı.1929'da Betül Sakafi Humeyni ile evlendi.Evlendiğinde kendisi 27, Betül Sakafi Humeyni 11 yaşındaydı.Yedi çocukları oldu, bunlardan ikisi hayatını kaybetti. Siyasi eylemleriHumeyni, İslam bilimleriyle ilgili eserlerinden çok, Rıza Şah Pehlevi'ye karşı açıkça tutum alması, Batı nüfuzuna karşı çıkması ve İslamın saflığını uzlaşmaz biçimde savunmasıyla ülke içinde yandaş kazanmaya başladı.1950'lerde ayetullah, 1960'ların başlarında da büyük ayetullah unvanını alarak Şii molla hiyerarşisinin en üst katına yükseldi. Humeyni, 1962-63'te şahın toprak reformu programı, çerçevesinde bazı dinsel vakıfların mülklerine el konulmasına ve kadınlara bazı yeni haklar tanınmasına muhalefet ettiği için tutuklandı.Bunun üzerine hükümet karşıtı hareketler patlak verdi.Humeyni bir yıl tutuklu kaldıktan sonra 4 Kasım 1964'te sürgün edildi..
SÜRGÜN HAYATI
Kısa bir süre Türkiye'de (1964 yılında Bursa'da) kaldıktan sonra, Irak'ın Şiilerce kutsal sayılan Necef kentine yerleşti; şahın devrilmesi ve İran'da bir İslam cumhuriyeti kurulması yönündeki çağrılarını oradan sürdürdü.Şah rejiminin halkta uyandırdığı hoşnutsuzluğun tırmanmasıyla 1970'lern ortalarında Humeyni'nin İran içindeki etkisi gitgide artmaya başladı.6 Ekim 1978'de Irak lideri Saddam Hüseyin Irak'ı terk etmesini isteyince, Fransa'ya gitti ve Paris'in bir banliyösü olan Neauphle-le-Chateau'ya yerleşti.Oradan şah yönetiminin yıkılması ve bir İslam cumhuriyetinin kurulması yolunda yoğun bir propagandaya girişti.Mesajlarını ilettiği teyp bantları İran'da gitgide genişleyen bir kitleye ulaştı.1978 sonalrında kitle gösterilerinin, grevlerin ve halk arasındaki hoşnutsuzluğun bütün ülkeye yayılması karşısında Şah Muhammed Rıza Pehlevi 16 Ocak 1979'da İran'ı terk etmek zorunda kaldı.
İran İslam Devrimi ve liderliği
1 Şubat 1979'da İran'a döndü ve görkemli bir şekilde karşılandı.Devrimin dinsel önderi ilan edilen Humeyni, dört gün sonra bir hükümet atadı ve 1 Mart'te gene Kum'a yerleşti.Aralıkta yapılan anayasa referandumuyla İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra ömür boyu siyasi ve dinsel önder seçildi. Humeyni, şah karşısında elde ettikleri zaferle yeni bir canlılık kazanan radikal İslamcıların köklü tutucu eğilimlerini ustaca eyleme dönüştürdü. Kendisi de İran'ı teokratik bir İslam devletine dönüştürmeye kesinlikle kararlı olduğunu ortaya koydu.Ülkede hükümet politikasının belirlenmesini büyük ölçüde içtihat yetkisine sahip mollalar üstlendi; Humeyni ise değişik devrimci gruplar arasında hakemlik etmekle ve kişisel ağırlığını kullanmasını gerektiren önemli konularda son kararı vermekle yetindi.Humeyni rejiminin ilk adımı siyasi intikam almaya girişmek oldu.Ülke içindeki öteki muhalefet güçleri de bastırıldı, üyeleri sistemli biçimde tutuklandı ya da öldürüldü.Kadınların başlarını kapamaları zorunlu kılındı, Batı müziği ve alkol yasaklandı ve şeriat yasalarında belirtilen cezalar uygulamaya kondu. Humeyni'nin dış politikasının başlıca ilkesi Batı yanlısı çizginin bütünüyle terk edilmesi ve hem ABD'ye, hem de Sovyetler Birliği'ne karşı uzlaşmaz bir tutum alınmasıydı.Bu arada İran, kendine özgü İslam radikalizmini komşu Müslüman ülkelere de ihraç etme çabasına girdi.
Humeyni kabri (Tahran'ın güneyi)
Bir grup militanın 4 Kasım 1979'da Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'ni ele geçirerek büyükelçilikte ve dışişleri örgütünde görevli 66 ABD vatandaşını rehin almasından sonra ABD ile ilişkiler çatışma noktasına geldi.Humeyni'nin onayıyla yapılan bu eylem, rehberlerin serbest bırakıldığı 29 Ocak 1981'e değin sürdü. İran,Saddam Hüseyin'in saldırması sonucu 1980-1988 arasında 8 yıl boyunca Irak'la savaştı. Humeyni İran-Irak Savaşı'na barışçı bir çözüm aramayı uzun süre reddetti ve savaş sırasında lanetlediği ABD' sonunda 1988'de ateşkese razı oldu.Ülkenin karşılaştığı ekonomik sıkıntılarla ve Irak karşısındaki savaşı zaferle sonuçlandırma çabasının boşa çıkmasına karşın, Şii halk üzerindeki karizmatik nüfuzunu ölene değin korudu.
Notlar
İran hükümetinin yıkılması için Yeşil Kuşak Projesi doğrultusunda ABD tarafından eğitildiği şeklinde komplo teorileri öne sürülmektedir. Ancak kendisinden önceki İran hükümeti yarı sömürge iken, yaptığı İslami devrim bünyesinde İran'ın bağımsızlığını tüm Dünya'ya ilan ettiği düşünüldüğünde, hakkında iddia edilenlerin büyük bölümü temelsizleşmektedir. 1989'da Şeytan Ayetleri'nin yazarı Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvası yayınladıktan sonra aynı yıl kendisi vefat etti. Hakkında hazırlanan Spirit of God belgeseline göre, Bursa Ulu Camii'nde bir cuma günü fetva vermiştir.