Bakan Dönmez'den çok önemli açıklama: Okul saati illere göre değişebilir!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez gündemdeki kritik sorulara Hakan Çelik'le Hafta Sonu'nda yanıtladı. Bakan Dönmez, yaz saati uygulamasından, bor madenine ilişkin yapılan yatırımlara, nükleer enerjiden, yenilenebilir enerji kaynaklarına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Enerji kaynakları bakımından nükleer santrallerinin önemine değinen ve Türkiye'nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu'da üretimin 2023 yılında başlayacağını hatırlatan Bakan Dönmez, "Türkiye için bir hayaldi, artık gerçekleşiyor" ifadesini kullandı.
Abone olİşte Bakan Dönmez'in açıklamalarından satır başları:
* Bugün gün içerisinde Antalya ve Isparta'da yaşanan doğal
felaketler nedeniyle enerji verilemeyen yer kalmayacak.
* Yaz saati uygulamasında 2 yıl önce böyle bir karar almıştık.
Bu kararın neden verildiğine dair gerekçe bulamadık. Bizim yapmış
olduğumuz çalışmalar, kalıcı yaz saati uygulamasının daha verimli
olacağını biliyordurk. Ancak biz bu konuyu İstanbul Teknik
Üniversitesine çalışma yaptırdık. Sonuçlar kalıcı yaz saati
uygulamasının enerji verimliliği bakımından daha iyi olacağını
gördük.
* İTÜ ile öngörülen tasarruf miktarları oldu mu diye bir
çalışma daha yaptırdık ve öngördüğümüz gibi tasarrufların
gerçekleştiğini gördük. Valiliklere bir talimat gönderip, okul
saatleri ve mesai saatleri ile ilgili düzenleme yapılmasını
istedik. Edirne ile Kars'ın eğitim ve mesai saatleri aynı
olacak diye bir şart yok. Benim bildiğim kadarıyla da İstanbul'da
eğitim saatler 8:30, 9.00 civarına kadar çekildi.
* Kimyacıların tanımı ile boz bir bakıma kimyasal tuz olarak
tanımlanıyor. Onu öğüterek boraks adı verilen bir ürün haline
getiriyoruz, sonrasında biraz daha katma değerler bor karbür haline
getirdik. Nükleer çalışmalar için uygun hale getirilmesi için
çalışmalara devam ediyoruz. Örneğin, bor karbür savunma sanayisinde
kullanılıyor. Tonu 30 ila 40 bin dolar arasında değişiyor. Daha uç
ürün bor izotoplarından elde ediliyor. Nükleer santrallerde bu
çubuklardan faydalanıyor. Burada tonu 1 milyon doları aşıyor.
* Bor karbürü Eti Maden üretecek. Bir teknoloji ortağıyla
fabrikalar kurulacak. Boru daha katma değerli ürünlere
getireceğiz. Bu katma değerli ürünleri protfoyümüze koydukça satış
rakamlarımız artacak.
* Hidrojenli arabalarda bor yakıt olarak kullanılacak. Ama orada
yakıt bor değil, hidrojen... Sadece kullanılan yakıt içerisinde bor
bulunuyor. Ama borun bulunma amacı hidrojeni tutması.
* Doğru bir hareket olarak doğal yaşama bir dönüş var. Doğal bir
ürün kullanayım, kimyasal ürünler bulunmasın diye isteyenler için
geliştirildi. Temizlik ürünlerinde boru sadece Eti maden kullansın
diye bir talebimiz yok. Diğer temizlik firmaları da bor içerikli
temizlik ürünleri kullanabilirler, ürün geliştirmelerinden mutluluk
duyarız.
* Boron temizlik ürünü, ülke genelinde satılması için birkaç büyük marketlerle anlaşma yapıldı.
* (Elektrik ve doğalgaz faturaları hususu) Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Kamu, son mevcut elektrik talebinin yüzde 20'si karşılayabilecek durumda... Son yıllarda serbest girişimciler bu alanda çok önemli yatırımlarla yaptı ve bu oran giderek arttı.
* Fatura kaleminde üretim bedeli ve dağıtım bedeli olmak üzere iki tür kalemin dışında vergi ve fonlardan oluşuyor. Dağıtım bedeli yüzde 30, geri kalan kısmı üretim maliyeti ve vergiler olarak geçiyor. Bu oranlar tüm dünyada buna yakın... Avrupa'da dağıtım bedeli yüzde 50, Türkiye'de bu rakam yüzde 35. Dağıtım bedeli santralde üretildiği yerden alarak, yüksek gerilim hatlarıyla şehirlere kadar getiriyoruz. Şehirlerde orta ve düşük gerililim haline getiriyoruz.
* 1 milyon 420 milometrelik bir şebeke işletiliyor. Bizim elektrik üretim kısmında, lisanslı santralle 1300 santralde 60 bin kişi çalışıyor. Dağıtım kısmında ise 120 bin personel çalışıtırılıyor. Üstelik üretimde çalışanların işi sabit ama dağıtımda çalışanlar için çok daha zor... Ve doğaldır ki işin zor olan kısmı personel bakımından daha maliyetli demektir. Ayrıca dağıtım şirketlerinin işletme giderleri de mevcut. Türkiye genelinde işletme giderleri 17,5 milyar lira...
*Ben hep şu örneği veriyorum. Tarladaki domates ile evimize
gelen domatesin fiyatı arasında istemesek de bir fark oluyor.
* Konut bazlı bakıldığında tasarruflar yapıldığında en fazla
elektrik tüketen ürünler, çamaşır makinesi ve buzdolabı gibi
ürünler... Bu cihazlar için enerji verimliliği teknolojisi ile
çalışanlara yönelmek gerekiyor. Gereksizse lambayı söndürmek, klima
açıkken bir taraftan da camı açınca daha fazla enerji
harcıyorsunuz.
* Yalıtım konusunda da bazı binalarımız yeterli değil. Yalıtım ile yüzde 40 oranında ısı tasarrufu sağlama imkanımız var. Ülke genelinde yalıtımı için yapılan çalışmada şöyle bir rapor önümüzde geldi. Verimlilikle iligli 10 milyar dolarlık yatırım yapabilirsek, 2033'e kadar 30 milyar dolarlık bir dönüşü olacak. Araçlarımız için de öyle daha yakıt tasarruflu araçlara yönelmek gerekiyor.
* Türkiye'nin doğalgaz üretimi artıyor. Tüketim bakımından 2018 'de 50 milyar metreküp, bir önnceki yıl 55 milyar metreküptü. Hava şartlarının ve sanayi tüketimlerinin de bu rakamlarda büyük etkisi var. Elektrikte ise çok iyi durumdayız. Hatta bir miktar arz fazlamız var ve bu bize gelecek yıllar için biraz rahatlık veriyor.
* (Türkiye'de depremde enerji dağıtımı konusunda alınan önlemler) 1999 depreminden sonra herkes dersler aldı. Belli kritiki yerlerde yeterli sayıda otomatik kapanan şebekeler yerleştirildi. Binalara da yerleştirilen vanalarla da şebekenin içerisinde kalan gazın binalara sızması önlenebiliyor. İstanbul'da büyük bir deprem yaşanırsa, otomatik gazı kesen vanalar var. Hatta ani basınç düşmelerinde de otomatik kapanma özelliğine sahip vanalar var. Bu riskler özel vanalarla korunmuş durumda.
"Türkiye için bir hayaldi artık
gerçekleşiyor"
* (Rusya ile enerji ortaklığı) Rusya ile yaşanan hadiselere rağmen,
Rusya - Türkiye ile yapmış olduğu gaz kontratlarının tamamına uydu.
Nükleer güç santrallerine gelince, Türkiye çok uzun yıllar boyunca
bu teknoloji için hamlelerde bulunmuş. Ama ihale iptalleri olmuştu.
2010 yıllarda Rusya ile nükleer santrali kurulması için anlaşma
yapılmıştır. Mersin'deki Akkuyu Santrali'nde 2023 yılında ilk
reaktör devreye girmiş olacak, şu anda bir gecikme söz konusu
değil. Nükleer santraller Türkiye için bir hayaldi artık
gerçekleşiyor.
* Trakya'da enerjiye olan talep diğer bölgelere göre çok daha fazla... Enerjide prensip, tükettiğiniz yerde üretin. Biz de bu prensip doğrultusunda yeni nükleer santral için öncelikli olarak Trakya bölgesinde araştırmalarımızı yapıyoruz. Ancak nükleer santral için 25 farklı kriterin sağlanması gerekiyor.
* (Nüfus bakımından yoğun bölgelerde nükleer santral inşa
edilmesi) Dünyada çok örnekleri var. Paris'e 50-60 km yakınlarında
bir nükleer santral mevcut. Fransa elektriğinini yüzde 75'ini
nükleer santralden elde ediyor.
"Türkiye'de 18,5 milyar don kömür var, değeri 300 milyar
doları aşıyor"
* Bor dışında Türkiye maden cevheri açısından kömürde ciddi bir potansiyelimiz var. Yaptığımız son çalışmalarla yeraltındaki rezervlerimiz 18,5 milyar tona çıkarmış olduk. Hala çalışmalar devam ediyor. Hepsini çıkartıp ekonomiye kazandırmış olsak 300 milyar doların üzerinde olacak.
* Yeni nesil santrallerde emisyon değerlerini belirli bir sınırın altında kalmasını sağlıyor. Dünya enerjinin yüzde 38'i kömürden karşılanıyor. Bu oran Almanya'da yüzde 40... Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli kömür rezervlerimizi kullanmamız gerekiyor.
* Türkiye'deki kurulu güçlerde yenilenebilir enerji oranımız yüzde 52 seviyelerinde. Ancak kesintili kaynaklar oldukları için kullanım oranımız yüzde 30 seviyelerinde...
* Düzenli sosyal yardım alan 2.5 milyon hanemiz var. Onlara elektrikyardımlarına başlayacağız. Hanehalkı sayısına göre sınıflandırılarak 75 kilowatt ile 150 kilowatt arasında değişen elektrik yardımları için en kısa zamanda çalışmayı tamamlayıp yayınlayacağız. Buradan yaklaşık 10 milyon vatandaşımız faydalanabilecek.