Başa alınan darbelere DİKKAT!
Bilim insanları, başa alınan darbelerin beyinde binlerce gene zarar vererek kişide nörolojik ve psikiyatrik bozukluk riskini artırabileceğini ortaya koydu.
Abone olBilim insanları, başa alınan darbelerin beyinde binlerce gene zarar vererek kişide nörolojik ve psikiyatrik bozukluk riskini artırabileceğini bildirdi.
Sonuçları "EBioMedicine" dergisinde yayımlanan ve fareler üzerinde yapılan çalışma sırasında bir labirentten kaçabilmeleri için 20 fare eğitildi.
Daha sonra farelerin 10'unda beyin sarsıntısına benzer hasar meydana getirmek için özel bir sıvı kullanılırken, diğer 10 farede beyin hasarı oluşturulmadı. Fareler yeniden labirente yerleştirildiğinde, beyin hasarlı farelerin labirentten çıkmasının diğerlerinden yaklaşık yüzde 25 daha uzun sürdüğü gözlemlendi.
Genlerin değişime uğradığı belirlendi
Beyin hasarına tepki olarak nasıl değiştiğini öğrenmek için iki gruptan 5'er hayvanın genlerini inceleyen araştırmacılar, spesifik olarak öğrenme ve hafızayı düzenlemeye yardımcı olan hipokampüs bölgesinde 268, bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan beyaz kan hücreleri lökositlerde de bin 215 genin değişime uğradığını tespit etti.
Bilim adamları, farelerde beyin hasarından sonra değişen 100'den fazla genin, insanlarda nörolojik ve psikiyatrik bozukluklarla bağlantılı benzerleri olduğunu belirtti.
Araştırma raporunda, farelerde hasar gören 16 genin insanlardaki benzerlerinin, Alzaymır hastalığına yatkınlıkla bağlantılı olduğu kaydedildi. Ayrıca hipokampüste etkilenen genlerden 4'ünün ve lökosittekilerden birinin, insanlarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile bağlantılı genlere benzerlik gösterdiği açıklandı.
Los Angeles'ta California Üniversitesinden (UCLA) araştırmacıların yürüttüğü çalışmada ayrıca ilk kez Alzaymır, Parkinson, TSSB, felç, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, otizm, depresyon, şizofreni ve diğer rahatsızlıklarla bağlantılı yüzlerce geni kontrol ettiğine inanılan baskın genler belirlendi.
Baskın genlerin keşfinin, hastalık riskini azaltmak için hasarlı genlerin onarılmasına, hastalıkla mücadele edecek kimyasal bileşenleri ve gıdaların belirlenmesine yardımcı olabileceği ifade edildi.