BEDAVA TATİL

Konaklama turizmin önemli taşlarından biridir. Ülkemizde ki Otellerin tatil anlayışını değiştirilmesinde yarar görüyorum. Avrupa’da ki Turizm Mantalitesiyle, Türkiye’deki Turizm Mantalitesi arasında birçok farklılıklar vardır. En büyük farklardan bir tanesi fiyatlardır. Bu nedenle Türkiye’de tatil yapmak Avrupalı turistler için “Bedava Tatil” yapmak gibi bir şey. Bu farklılığı geçen yılki Avrupa seyahati deneyimlerimden sizlere aktarmaya çalışacağım.

Türkiye'ye deki Oteller;

Belli standartlara göre sınıflandırılmaktadır. Yıldız sayısı arttıkça, Otellerin verdiği hizmetler buna göre artmaktadır. Bunlar; Sadece Oda, Oda Kahvaltı, Her şey Dâhil içkilerin ve birçok etkinliğinde içinde olduğu Ultra her şey Dâhil ve Avrupa içki markalarının viskilerinin de hizmet ve yiyecek ve içeceklere dâhil olduğu De-lüks Otellerdir. Avrupa Otellerine kıyasla her türlü lüks ve donanıma sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Bu donanımlara sahip olan Oteller gerçekten Avrupa Otellerine göre çok ucuzdur. Yataklarına güller serdiğimiz Avrupalılar bizde ki her şey dâhil sisteminde sayesinde tabiri caizse “Krallar gibi” diğer bir deyimle “Paşa gibi” karşılanmaktadır. Neredeyse Uçak Dâhil, 500 Euro’ya bir hafta konaklama bilmekte ve güneşin ve denizin tadını doyasıya yaşamaktadır.  Bunun yanında Kamping ve Tatil Köyleri de aynı avantajları sunmaktadır. Bu tür Otellerin varlığı nedeniyle, ülkemize gelen Turistler yeme-içme sektörüne katkı sağlamaktadır. Bu yüzden “Esnaf” olarak tabir ettiğimiz küçük işletmelerimiz bu gelirden payını alamamaktadır. Ülkemize Her şey Dâhil sistemiyle gelen Turistler, Otel haricinden, hediyelik eşya dışında hiç bir şey satın almamaktadır.  Ülkemizde bulunan bu tesisler Avrupa'nın birçok ülkesinde yok gibidir. Var olanların ise bu hizmetleri sundukların da yanına bile varmak imkânsızdır. Örneğin; Paris’te kaldığım Üç yıldızlı bir Otelin Otoparkına ödediğim 16 Euro’nun bana ne kadar zor geldiğini bu yüzden bilemezsiniz. Bizim Otellerimizin kıymetinin anlaşılmadığının bilincindeyim. Ayrıca Türkiye'de bulunan kişilere özel Tatil Siteleri, Yazlıklar ve Köy evleri neredeyse üç-dört aylık tatil sezonu sonrası boş tutulmaktadır. Bu da ülkemizin Turizm gelirlerinin düşük kalmasına ve mülk sahiplerine hiçbir getirisi bulunmamaktadır. Hâlbuki Avrupa’da bu konudaki durum tam tersidir.

Avrupa’da ki Oteller;

Avrupa deneyimimde; Seyahatim sırasında kaldığım üç ve dört yıldızlı Otellerin fiyatları ortalama 60-70 Euro idi. Sürekli yağmur yağan Almanya'da güneşi ve denizi görmeniz neredeyse olanaksızdır. İtalya, Fransa ve İspanya gibi Akdeniz’e sahili olan Otellerde ise bizim fiyatlarımızın beş ila on misline ancak konaklayabilirsiniz. Otel’in mini buzdolabında ki su haricinde ne bir kahvaltı, nede farklı ihtiyaçlarımı ücretini ödemeden karşılayamadım. Hatta odadaki yorganı ikiye katlayıp yatağın üzerine bıraktıklarını, neredeyse tüm üç veya dört yıldızlı Otellerde görmeniz doğal bir durumdur. Almanya ve Fransa’da kaldığım üç yıldızlı Otellerin kahvaltısına 16 Euro, keza aracınız varsa yine 16 Euro ödemek zorundasınız. Eğer Şehir merkezi yerine, yakın Kasaba ve Köylerde bulunan evlerde kalırsanız, Otellerden çok avantajlı olduğunuz göreceksiniz. Almanya ve Fransa’da tabiri caizse, yediğim kazık sayesinde bir şeyi de iyi öğrendim. Avrupa’da; Kır Evleri gibi özel mülkler, bizde olduğu gibi yazdan yaza kullanılmak yerine, kış aylarında Avrupa'da kurulan “AirBnb” isimli şirket tarafından ülkeye gelen Turistlere günlük, haftalık veya daha uzun süreli kira olabilmekte ve birçok Otel’e göre de fiyatları daha caziptir.

Ülkemiz hâlbuki yazlık evleri konusunda daha geniş imkân ve olanaklara sahiptir. Birçok kişinin Yazlık Evi, Dağ Evi, Bağ Evi ve Köy evi mevcuttur. Kış aylarında uzun süre boş kalan bu atıl durumdaki evler değerlendirilmelidir. Ülkemizde de, Avrupa’da ki benzeri “AirBnb” gibi bir şirket kurularak kazanç kapısına dönüştürülebilir. Bu evlerin tüm özellikleri (Yatak sayısı, oda sayısı, ısınma ve ulaşım vb.) resimleriyle birlikte internet üzerinden bir uygulama ile sezonluk konaklamaya açılmalıdır. Turizm gelirlerinin artması yanında, ayrıca mülk sahiplerine ilave bir ek gelir imkânı sağlayacaktır. Bunun yanında hem ülkemiz ekonomisine, hem de atıl vaziyette kalan bu evlerin sahiplerine maddi olanaklar sağlayacaktır. Bu nedenle bakımsız kalan bu evleri gelirleri sayesinde bakım ve onarımları da kolaylıkla yapılabilecektir. Aman bana ne Mantalite ile devam edersek, ülkemize gelen yabancılar, “Bedava Tatil” yapmaya daha çok devam edeceklerdir. Bu yüzden, ülke olarak da Turizmin değerini hiçbir zaman anlamayacağımız aşikârdır. Ülkemiz birçok Avrupa ülkesinden daha çok muhteşem Otel ve Turizm tesislerine sahiptir. Tarihi, kültürü ve doğal güzellikleriyle gezilip görülmesi gereken nadir ülkelerdendir. Bu değerler doğrultusunda hareket ederek, yabancıya ucuz tatil paranoyasından kurtulmalıyız.

 

Yorumlar