Anasayfa /  Politika /  Chp

Berberoğlu'na verilen cezanın gerekçeli kararı açıklandı

Enis Berberoğlu'na verilen 25 yıl hapis cezanın gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, "Sanık Can Dündar'ın çok daha az bir ceza almasına rağmen tahliye olur olmaz yurtdışına kaçmış olması da gözetildiğinde tutuklama kararı verilmiştir" denildi

Abone ol
Abone ol 24 Haziran 2017 18:25

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nu, durdurulan MİT tırları görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a verdiği iddiasıyla ilgili yargılandığı davada, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan verdiği 25 yıl hapis cezasının gerekçeli kararını açıkladı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan'ın  başkanlığında birinci heyetin baktığı davanın gerekçeli kararının yazım işlemi  tamamlandı.

Gerekçeli kararda, iddianameye, sanık, tanık beyanları ile dosyadaki  diğer deliller ve mahkemenin kısa kararına yer verildi. Gerekçeli kararın  ''Delillerin Değerlendirilmesi ve Ulaşılan Kanaat'' başlığında, dosya  içerisindeki HTS kayıtları, baz bilgileri, sanık Can Dündar'a ait "Tutuklandık"  isimli kitap içeriği ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, 1 Ocak  2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde ve 19 Ocak 2014'te Adana'ın Ceyhan ilçesinde  MİT'in ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda yürüttüğü faaliyetler kapsamında  Suriye'ye gönderdiği malzemeleri taşıtan tırların halen FETÖ/PDY talimatıyla  hareket ettiklerinden bahisle haklarında dava açılan jandarma personellerince  durdurulduğu anımsatıldı.

Jandarma personelince darp, cebir ve şiddet kullanılmak suretiyle  tırlara el konulduğu, MİT mensuplarının etkisiz hale getirildiği anlatılan  kararda, olayın hemen akabinde operasyonu gerçekleştiren personel ve ilgili yargı  mensupları hakkında soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. Gerekçeli kararda,  Adana Hakimliği'nce milli menfaatler doğrultusunda ika olunan faaliyetler  kapsamında olması ve özü itibarıyla "devlet sırrı" kapsamında kalmasından dolayı  konuyla alakalı bilgi, belge, resim ve dokümana 14 Ocak 2015'te yayın yasağı  kararı alındığı belirtildi.

Kararda, tırlara yapılan müdahalenin hemen ardından Türkiye  Cumhuriyeti Devleti birimlerince kamuoyuna duyuru yapılarak, Suriye Türkmenlerine  yönelik yardım faaliyeti yürütmekle görevli MİT'in tırlarındaki yardım  malzemelerinin devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından  gizli kalması gereken bilgiler niteliğinde olduğunun bildirildiği, yine MİT'in 6  Şubat 2014 tarihli yazısında işlemin faaliyetin ''Müsteşarlığa verilen görev ve  yetkiler uyarınca ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda yürütülen faaliyetler  kapsamında olduğu"nun aktarıldığı kaydedildi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde devam eden yargılama süreci, kamuoyu  duyurularıyla MİT tırları olayının milli güvenlik meselesi olduğu hususunun  aşikar olmasına, ifşası ve açıklanmasının devletin güvenliğine, iç ve dış siyasal  yararlarına zarar vereceği ortaya konulmasına rağmen yine ulusal güvenlik söz  konusuyken basın hürriyetinden bahsedilemeyeceği vurgulanan kararda, sanık Can  Dündar tarafından 7 Haziran 2015 genel seçimlerine 1 hafta kala, Genel Yayın  Yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015'teki baskısında olaya  ilişkin birçok fotoğrafı, malzemeye ilişkin tüm bilgileri yayınladığı anlatıldı.  Kararda, manşetten "Dünya Gündemini Sarsacak Görüntüler İlk Kez Yayınlanıyor"  denildiği ve halen ilgili olay nedeniyle yargılanan dönemin Cumhuriyet Savcısı  Aziz Takçı'nın gazeteden Ahmet Şık ile yaptığı röportaja yer verildiği aktarıldı.

Haberde olay tarihinde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan'ın ve dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın doğruyu söylemediklerinden  bahisle itham edildiği, gazetenin ulaştığı görüntüleri, MİT, jandarma ve polise  ait olduğu tahmin edilen 3 ayrı kamera tarafından tespit edildiği anlatılan  gerekçeli kararda, haber içeriğindeki "Olaydan sonra hükümet cephesi 'tırlardaki  malzemelerin devlet sırrı olduğunu söylemiş' yönünde açıklamalarda bulundu"  anlatımıyla özü itibarıyla gizli kalması gereken ve açıklanmaması gereken  hususların "haber" adı altında sunulurken dahi bunun devlet sırrı olduğunun  devlet tarafından kamuoyuna duyurulduğunun itiraf edildiği kaydedildi. Kararda,  haberde, MİT tırları dosyasının sanığı eski savcı Takçı'nın röportajına yer  verilerek, "Yarın hükümet düşer" şeklinde yazılar yazıldığı, tutuklu jandarma  personelinin beyanlarına yer verildiği kaydedildi.

BERBEROĞLU'NA GİDEN SÜREÇ "TUTUKLANDIK" KİTABI

Gerekçeli kararda, benzer bir haberin de "Jandarma Var Dedi" başlığı  altında 12 Haziran 2015 tarihli baskısında sanık Erdem Gül tarafından yapıldığı  anımsatılarak, Dündar ve Gül hakkında soruşturma başlatılıp kamu davası açıldığı,  yargılama sırasında Can Dündar'ın tutuklu kaldığı süreçte "Tutuklandık" kitabını  yazdığı, tahliye olduktan sonra kitabı yayınladığı belirtildi.

Kitabın içeriğine yer verilen gerekçeli kararda, kitap içeriğinde  Dündar'ın "Nihayet 27 Mayıs Çarşamba günü solcu bir milletvekili dostum getirdi  görüntüleri. İzleyince kafamda hiçbir şüphe kalmadı. MİT Suriye'ye silah  taşıyordu. O aşamada haberi gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay'a  göstermek istedim. Bu tür duyarlı haberler de ona danışmak adetim değildir.  Görüntüleri izleyince içindeki gazeteci heyecanla ayağa kalktı. Sonra içindeki  avukat onu itidale davet edip oturtturdu. 'Bunun sonuçlarını düşündün mü?' dedi.  Sonra Akın; toplantıyı açarken gayet net konuştu: 'Bunun devlet sırrı olduğunu  söyleyecekler. Tırları durduran savcı ve askerleri tutukladılar. Devletin sırrını  ifşa ağır ceza gerektiren suçtur. Tutuklama kaçınılmaz...'' şeklindeki beyanları  dikkate alınarak Can Dündar'a MİT tırları görüntülerini veren kişinin savcılıkça  araştırılmaya başlandığı aktarıldı


Yorumlar
Çok Okunanlar