Biz 21.yüzyıl kurbanıyız.

 “Biz televizyon izleyerek milyonerler sinema Tanrıları, Rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız. Hepimiz heba oluyoruz. Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş.

Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de bir buhran yaşadık. Bizim savaşımız ruhani savaş… Ve bunalımımız kendi hayatlarımız.”

 Chuck Palahniuk’un Dövüş Kulübü kitabında geçer bu cümleler.

“…Ne büyük bir savaş ne de büyük bir buhran yaşadık…” 

Oysa şimdi kendi buhranımızı kendimiz yarattık; bir salgın. Ve büyük buhrandan bile daha kötü günler yaşayacağımızı söylüyor ekonomistler. Sürekli büyümek isteyen tüketici bir toplum icat ettik. Gereksiz ihtiyaçlarla bir israf dağı icat ettik. Sürekli almalısın ve atmalısın. Boşa harcadığımız hayatlarımız aslında.

Bir şey satın aldığımda ya da siz bir şey satın aldığınızda karşılığında para vermiyorsunuz. Verdiğimiz aslında vaktimiz. O parayı kazanmak için harcadığımız vakit. Arasındaki fark ise şu yaşamı satın alamazsınız. Yaşam akıp gider. Hayatı boşa geçirmek, özgürlüğünü kaybetmek korkunç bir şey. Belki de çılgınca kullandığımız o kimyasallar yüzünden özgürlüğümüzü kaybettik, kaybettim.

 Ben 21.yüzyıl kurbanıyım ve çok çirkinim. Dışarı çıkarken takmak zorunda olduğum siyah bir maskem var artık ve tırnaklarıma sürdüğüm ojeler görünmüyor  beyaz ameliyat eldiveninden. Ben 21.yüzyıl kurbanıyım. Ortaokul yıllarında iyi bir liseye girmek için atlatmam gereken 3 sınav vardı.  Evet sen! 21. yüzyıl kurbanı! Şu anda içinde bulunduğumuz durum yüzünden adı değişen o sınava ne zaman gireceğini bile bilmiyorsun.

Sen! 21. yüzyıl kurbanı! Hep başarılı olman bekleniyor senden. İyi bir okul, iyi bir evlilik, iyi bir kariyer. Oysa şimdi iş yerleri kapalı, aşıklar uzak birbirinden, dışarı bir daha ne zaman adım atacağını bile bilmiyorsun.

Ben 21. Yüzyıl kurbanıyım. Kimimiz daha 21 yaşındayken beyazladı saçları ve o zamanlar boyamaya başladı saçlarını. Çünkü olması gereken buydu, çünkü iyi görünmeliydi. İtiraf et; onları sevmen çok zaman aldı. Sen! 21. Yüzyıl kurbanı! Popon hakkında ne düşünmen gerektiğine asla emin olamadın. Ergenken düz popolar modaydı ve popon büyükse gülerlerdi. Ta ki Kim Kardashianlar büyük popoyu moda edene kadar. İtiraf et; onu sevmen de feci halde zaman aldı.

Sen! 21. yüzyıl kurbanı! Belki ayakların yeterince güzel değil ve sırf bu yüzden yıllarca açık ayakkabı giyemedin. İtiraf et! Onu sevmen hepsinden çok zaman aldı. Oysa şimdi gün sayıyoruz belki de yalınayak koşabilmek için kırlarda.

Ben 21.yüzyıl kurbanıyım. Çok çirkinim. Ve sen kendine her gün benzer şeyler söylüyorsun. Sahip olduğun yegane sıfatı İnstagram filtrelerinden geçmiş suratlarla kıyasladığın için değiştirmeye çalışıyorsun. Yeni bir makyaj trendi çıktığında senin suratına uygun olup olmadığına aldırmadan uygulamaya başlıyorsun. Çünkü güzelliğin bu kapıdan geçtiğine inanıyorsun ve güzel olmak, kabul görmek istiyorsun.

Sen! 21.yüzyıl insanı! Biliyorum çok çirkin hissediyorsun. Tam kendini sevdin, ha sevdin ha seveceksin derken bir şey oluyor. Yeni bir güzellik anlayışı senin sahip olduğun sıfata uymuyor. Çünkü kendine has olmak, henüz moda olmadı. Çünkü kendine has olmak, henüz kimseye para kazandırmadı.

Çünkü kendine has güzellikler henüz keşfedilmedi. Sen! Kendine has kendini çirkin sanan kadın! Ve sen! Kendine has çirkin olduğuna inanan adam! Ve sen! 21.yüzyıl kurbanı! İnan bana çok güzelsin.

 

Yorumlar