BTP lideri Hüseyin Baş : Sürekli dışarıdan para bekleyen bir millete dönüştürüldük
BTP lideri Hüseyin Baş, “Sürekli olarak dışarıdan para bekleyen, yabancılardan medet uman, kendisi bir şey üretmeyen bir millete dönüştürüldük. Dolayısıyla buradan silkelenip çıkmamız gerekiyor” dedi.
“Sürekli dışarıdan para bekleyen bir millete dönüştürüldük”
BTP lideri Hüseyin Baş, “Sürekli olarak dışarıdan para bekleyen, yabancılardan medet uman, kendisi bir şey üretmeyen bir millete dönüştürüldük. Dolayısıyla buradan silkelenip çıkmamız gerekiyor” dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Nevşehir’de partisinin teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi.
Hüseyin Baş burada yaptığı konuşmada şu konulara değindi;
“Atatürk turnusoldur”
Sultan Alparslan'la - tarihi anlatı odur ki - 1071'de kapılarının bize açılmasıyla beraber Anadolu'yu kendimize yurt edinmemiz işte Hacı Bektaş gibi büyük insanlar vesilesiyle oluyor. O gün bugündür burası bizim ana yurdumuz. Ama kıymetli arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama bu yurdu, bu ana vatanı bizim elimizden almak isteyen, bizi buradan kovmak isteyen, bizim burada varlığımızı İstemeyen güçler ve hareketler var. Yüzyıllardır var olduğu gibi bugün de var olmaya devam ediyor. Bu hareketleri anlamanız için elinizde çok basit bir turnusol var. O turnusol da Atatürk'tür. Atatürk dediğinizde karşınızdaki kıllanmaya başlıyorsa, oynamaya başlıyorsa bilin ki O sizi burada istemeyen zihniyetin bir ürünüdür. Dolayısıyla bize düşen buraya sahip çıkmak, sadece Nevşehir üzerinde değil bu Anadolu'ya, bu coğrafyaya, bu topraklara, kültürümüzle, medeniyetimizle, tarihimizle birliğimizle sahip çıkmak…
“Üzerimize düşeni yapmazsak fatura çocuklarımıza, torunlarımıza çıkar”
Şimdi biz yollara düştük bütün Türkiye'yi geziyoruz ve aynı şeyi anlatıyoruz şunu söylüyoruz; ‘Bir olalım, beraber olalım ve üzerimizde yapılan hesapların farkında olduğumuzu, üzerimize hesap yapanlara gösterelim, hesaplarını bozalım ve kendi dünyamızı, kendi geleceğimizi inşa edelim. Türkiye'de bağımsızlık yanlısı olan ekonomik, sosyal, hukuki, içtimai her alanda bağımsızlığını, kendi hür politikasını uygulamayı isteyen, kendini Türk olarak görüp bununla övünen ve gurur duyan, kimliğiyle mutlu olan ve özellikle gençlerimizle beraber olarak yarınlarımızı kurgulayalım.’ Eğer bunu yapmazsak yüzyıllardır devam eden planlar günün sonunda önümüze çok önemli faturalar olarak çıkarlar ve bu faturayı çocuklarımız ve torunlarımız öder.
“Türkiye bölünmenin eşiğine getirilmiş vaziyette”
Türkiye bölünmenin, parçalanmanın, kavganın eşiğine getirilmiş vaziyette. Sağcı-solcu denerek, Alevi-Sünni diyerek, Kürt-Türk denerek her türlü ayrışımcı politikaya tabi tutularak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kavga ettirilen, ayrıştırılan bir durumda. Onun yanında birliğimizi beraberliğimizi siyasal anlamda öyle bir noktaya getirdiler ki her birimiz ne yazık ki patlamaya hazır bir bomba misali sokakta geziniyoruz. Her gün sokaklarda birilerinin öldürüldüğünün haberini alıyoruz, hastanelere işimiz düştüğünde doktor bulamıyoruz ve öyle bir pozisyonda yaşıyoruz ki nereye dönüp baksak yabancılar ve sığınmacılarla karşı karşıyayız. Bir turizm bölgesindeyiz şu anda turistik tesisleri gezsek %90'nın da Türk olmadığını görürsünüz.