Burçak Evren, Cüneyt Arkın hakkında konuştu
TRT 2'de Hülya Koçyiğit'in sunduğu 'Film Gibi Hayatlar', yakın zamanda Türk milletinin büyük kaybı usta oyuncu Cüneyt Arkın'ın anıldığı özel bölümüyle ekranlara geliyor. 'Battal Gazi', 'Köroğlu', 'Kara Murat' ve 'Malkoçoğlu' karakterleriyle Türk sinemasına adını altın harflerle yazdıran Cüneyt Arkın'a saygı programında Hülya Koçyiğit’in konuğu, sinema tarihçisi Burçak Evren oldu.
Abone ol28 Haziran Salı günü hayata gözlerini yuman Cüneyt Arkın'ın cenazesi, 30 Haziran'da Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen törenin ardından Teşvikiye Camii'ne getirildi. 85 yaşında vefaet eden Arkın'ın naaşı, öğlen namazına müteakip Teşvikiye Camii’nde kılanan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
'Film Gibi Hayatlar' programına "Cüneyt Arkın'ı anlatmak için bir program yetmez, o bir ömre sığmayacak işlere imza attı. 300'den fazla sinema filminde oynadı, 10'larcasını yönetti. Nasıl ki beyazperdede hayat verdiği o 'Battal Gazi', 'Malkoçoğlu', 'Kara Murat' toprakları fetheden kahramanlar ise Cüneyt Arkın da Türk milletinin gönlünü fethetmişti ve ebediyen orada kalacak" diyerek başlayan Hülya Koçyiğit, meslektaşının halktan hiçbir zaman kopmadığını, doktorken de bir starken de hep aynı gerçeklikte ve sahicilikte olduğunu söyledi.
Sinema yazarı ve tarihçisi Burçak Evren, Cüneyt Arkın’ı diğer jönlerden ayıran farklar olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
Cüneyt Arkın her perspektifte ve toplumda karşılığı olan her kişiye ve gruba seslenebilme özelliğine sahipti. Halkın sevdiği her şeyin karşılığını, herkese gram gram verdi. Kötülüğe karşı savaşan, hep iyilerin yanında olan, mert, ezilenin yanında olan, kısılmışın yanında olandı ve hep doğruların, iyilerin yanında aldı. Diyeceksiniz ki; 'sinemanın zaten genel tavrı hep o'. Evet ama Cüneyt Arkın biraz daha ötesine gitti. Malkoçoğlu'nu oynarken, düşmanlarla savaşırken, o gerçekten kendi içinde var olan çocukluğunun iyilik duygularını, kahramanlık duygularını, sinemasında da ön plana çıkartarak, belki büyümüş bir çocuk olarak, bunları herkesin yine sevebileceği ve mutlaka kendi çocukluğundan da bir izler bulabileceği bir sevimlilikte anlattı.
"Yeşilçam kültürüyle birlikte o kahramanlıklar, o güzellikler, o kenar mahalledeki saf tertemiz aşklar da gidiyor. Hepsi gidiyor, bitiyor. Yeşilçam bir tarihken onu yaratanlar da ne yazık ki tarih oluyorlar" diyen Burçak Evren, sözlerine "Mesleği icabı ışıklar içinde çalıştı, sanıyorum yine ışıklar içindedir" diyerek devam etti.
Hülya Koçyiğit ise "Cüneyt Arkın ömrünü sadece sinemaya değil, memleketine de adamış, belki de sinemayı sahip olduğu memleket sevgisini ifade edebilen bir araç olarak görmüş çok özel bir isimdi. Onun hakkında ne söylesek eksik kalır" şeklinde konuştu.