Cenazesi çuvalda taşınan Muharrem'in ölümünde ihmal görülmedi
Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyü Çalık mezrasında 1 Şubat 2014'te hastalanan ve yolların kardan kapalı olması nedeniyle hastaneye götürülemeyen 1.5 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümünde ihmal olup olmadığı gerekçesi ile başlatılan soruşturma tamamlandı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, ihmali olduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkında 'kavuşturma yapılmasına yer olmadığı'na karar verdi. Baba Abdulvahap Taş'ın minik Muharrem'in cenazesini bir çuvala koyup karlar içinde sırtında taşıması görüntüleri, yürekleri dağlamıştı.
Abone olGürpınar'a bağlı, daha önce köy statüsünde olan Yalınca
Mahallesi Çalık mezrasında, 1 Şubat 2014 gecesi yolların
kardan kapalı olması nedeniyle zamanında hastaneye götürülemeyen
Taş ailesinin 1.5 yaşındaki çocukları Muharrem öldü. Otopsi
işlemlerini yapmak ve suç duyurusunda bulunmak için, minik
Muharrem'in cenazesini bir çuvala koyup sırtlarında taşıyan baba
Abdulvahap Taş ve yakınları, yürüyerek 16 kilometre uzaklıktaki
Yalınca'ya geldi. Daha sonra bir araca konulan cenaze, Yüzüncü Yıl
üniversitesi Tıp Fakültesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi'nde otopsisi
yapıldıktan sonra Van'daki Şabaniye Mezarlığı'nda toprağa
verildi.
'KOVUŞTURMA YOK'
Taş ailesi, çocuklarının ölümünden sorumlu tuttukları kurumlar
hakkında şikayetçi olunca da soruşturma başlatıldı. Van Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından başlatılan ve Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı'nın da müdahil olduğu soruşturma kapsamında Başsavcılık,
ihmali olduğu öne sürülen 112 Acil Komuta Merkezi, jandarma ve
dönemin Özel İdare çalışanları hakkında, 'taksirle ölüme neden
olmak' ve 'görevi kötüye kullanmak' suçlarından soruşturma
başlattı. Başlatılan bu şoruşturma tamamlandı. Müşteki ve
dosyada ihmali bulunduğu öne sürülen kurumlardaki görevlilerin
ifadeleri ile bilirkişi raporlarını alan Başsavcılık, şüpheliler
hakkında kovuşturmanın yapılmasına yer olmadığına karar verdi.
1 Şubat 2014 günü yaşanan olayların da anlatıldığı kararda, ölen
Muharrem'in babası Abdulvahap Taş'ın ailesinin Van merkezde
kaldığı, kendisinin ise kış aylarında vatandaşların mezrada
bıraktığı hayvanlara bakarak geçimini sağladığı belirtildi. Taş'ın
karardaki ifadelerinde ise yardım için köy korucusunun dışında bir
yetkiliyi aramadığı, cenaze için Van'da ikamet eden ağabeyi ve
diğer akrabalarına haberdar ettiği, belirtilirken, Taş'ın
ifadelerinde ayrıca çocuğunun vefatını haber vermesine rağmen
yakınlarından başka kimsenin kendisini aramadığını, çocuğunun
hastalığı sırasında, vefatından sonra yolları açmayan, sağlık
yardımında bulunmayan tüm yetkililerden şikayetçi olduğu
belirtiliyor.
Kararda, kurumlardaki görevlilerin ifadeleri ile bilirkişi
raporların da yer verildi. İl Özel İdaresinde görevli personelin,
kararda yer alan ifadelerinde, o dönemlerde Çeli mezrası gibi
yerlerde 11'inci aydan sonra herhangi bir ulaşım olmadığının bütün
köylülerce bilindiğini, bu sebeple kış gelmeden o bölgelerin halk
tarafından boşaltıldığı, şikayetçi olan Abdulvahap Taş'ın da
ikametgahının Van merkez gözüktüğü, bu bölgede ulaşımın mayıs ayı
sonuna kadar mümkün olmadığının kendisi tarafından da bilinmesine
rağmen mezraya çıktığına dikkat çekiyor.
Zanlılar ayrıca olayda ellerinden geleni yaptıklarını
belirtiyor.
Muharrem Taş'ın 11 Mart 2014 tarihli adli tıp raporunda akciğerinde
zatürre rahatsızlığının tespit edildiğine yer verilen kararda, 1-3
Şubat 2014'teki meteorolojik verilerde sıcaklığın sıfırın altında
4-10 derece, olay yeri inceleme tutanağı ve tanık ifadelerinden de
kar kalınlığının 1-4 metre arasında olduğuna dair bilgilerin yer
aldığı vurgulandı.Kararda yer alan Van Jandarma Filo Komutanlığının
7 Aralık 2016 tarihli yazısında ise kışın helikopter iniş yerinin
kardan temizlenmesi yığma yapmadan alanın dışına atılması veya
karların ezilerek sıkıştırılması gerektiği bildirildi.
Soruşturma kapsamında alınan 13 Aralık 2017 tarihli bilirkişi
raporunda ise 6 Şubat 2014'te başlanan Sıcaksu-Çeli mezrası
arasındaki 9 kilometrelik kapalı yolun açılması çalışmalarının 8
Şubat 2014'te saat 06.00'da tamamlandığı belirtilerek, şu ifadelere
yer verildi:
"Yol boyunca kar kalınlığı 1-4 metre arasında değişiklik
göstermiştir. Çeli mezrasının Van'a uzaklığı 112,5, Gürpınar
ilçesine 87, Yalınca köyüne 12,5 kilometredir. Abdulvahap Taş'ın
resmi ikametgah yeri Van olmakla birlikte Yalınca köyü Çeli
mezrasında toprak damlı taş yapı, bir adet bitişik tandır odası
evde, konuşma tutanaklarından ateş düşürücü şurup dahil hiçbir ilaç
kullanılmamış, olay yeri araştırmasında hiçbir ilaca
rastlanmamıştır. Olayın gerçekleştiği tarihte Muharrem Taş'ın 2
yaşında olduğu, ailenin Van'da ikameti sırasında Edremit 014 Aile
Hekimliğince 13 Aralık 2013 tarihinde yapılan muayenesinde AKUT
faranjit, 24 Kasım 2013'te Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi
acil polikliniğinde gastroenterit ve 1 Ağustos 2013 tarihinde üst
solunum yolu enfeksiyonu tanıları ile tedavi aldığı, dolayısıyla
vefatından bir yıl önce üst solunum yollarından rahatsızlık
geçirdiği anlaşılmaktadır. Çeli mezrasında kaldıkları evin, ağır
kış şartlarının olduğu bir coğrafyada bir sene önce solunum
yollarından rahatsızlık geçiren 2 yaşındaki bir çocuk için uygun
olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır."
Hakkında soruşturma yapılan 112 Komuta Kontrol Merkezi personelinin
görevlerini yerine getirirken yaşanan olay ve süreçte ihmallerinin
bulunmadığının kaydedildiği 13 Aralık 2017 tarihli bilirkişi
raporunda, Muharrem Taş'ın vefatından sonra cenaze nakli için
ambulans talebinin de doğru bir davranış olmadığı, bu konudaki
talepleri yerine getirmeyen görevlilerin gereğine uygun
davrandıkları bildirildi.
Yalınca Jandarma Karakolundaki askerlerin, 112 Komuta Kontrol
Merkezi görevlilerinin, Özel İdare yol ekiplerinde görevli
personelin de görevlerinde kusur ve ihmallerinin bulunmadığı, kamu
zararına ya da kişi zararına sebebiyet vermediklerinin kaydedildiği
raporda, müştekinin, çocuğu Muharrem Taş'ın hastalığı için yardım
talebini zamanında yapmadığı, gerekli yardımın ağır meteorolojik
koşullar, teknik şartlar ve öncelikle zaman kaynaklı fiili
imkansızlık nedeniyle karşılanamadığının belirlendiği ifade edildi.
Kararda, dosya kapsamında bulunan bilgi, belgeler ve bilirkişi
raporu dikkate alındığında zanlıların üzerine atılı suç yönünden
atfı kabil kusurları bulunmadığı anlaşıldığından haklarında "Kamu
adına kavuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir"
denildi.