Çetin Altan yaşasaydı, bugün 91 yaşına basacaktı / Çetin Altan kimdir?
Duayen gazeteci ve yazar Çetin Altan, 1946’da Ulus Gazetesi’nde başladığı gazetecilik hayatını 87 yaşında Milliyet’teki "Şeytanın Gör Dediği" köşesindeki yazılarına ara verene kadar sürdürdü.
Abone olGAZETECİLİĞE ULUS GAZETESİ'NDE MUHABİR OLARAK BAŞLADI
22 Haziran 1927'de İstanbul'da doğdu. Dedesinin babası Kırım'dan göç eden arabacı Ahmet Kıpçakski, dedesi Tatar Hasan Paşa idi. Babası hukukçu Halit Bey, annesi Nurhayat Hanım'dır. Galatasaray Lisesi'ni, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1943-1944'te Çınaraltı, Varlık, İstanbul ve Kaynak'da şiirleri ve düz yazıları çıktı. İlk kitabı Üçüncü Mevki 1946'da yayınlandı. Ulus gazetesinde muhabir olarak başladığı gazeteciliğe Hür Ses'de fıkra yazarlığı ile devam etti. Daha sonra Halkçı, Tan, Akşam, Milliyet, Yeni Ortam, Hürriyet, Güneş gazetelerinde ve Çarşaf dergisinde köşe yazıları yazdı. 1959 yılında Abdi İpekçi'nin teklifi üzerine Peyami Safa'nın (1899 - 1961) yerine Milliyet gazetesinde yazmaya başladı. Daha sonra Devrim, Akşam, Hürriyet, Güneş, Sabah, Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Dünyanın en çok köşe yazısı yazmış yazarlarından.
Çetin Altan 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekilliği yaptı. Önce dokunulmazlığı kaldırılan, sonra da iade edilen ilk milletvekilidir. Yine aynı dönemde, 1968 yılında meclisteki bir konuşması sırasında başlayan tartışma Nazım Hikmet'e kadar sıçramış ve başta o dönemin Adalet Partisi milletvekili Cavit Şadi Pehlivanoğlu ve Hamit Fendoğlu olmak üzere Adalet Partisi milletvekilleri ile karıştığı kavga ile çokça gündeme geldi. Bu dönemdeki anılarını "Ben Milletvekiliyken" adıyla kitaplaştırdı.
6’ıncı filonun Türkiye’ye geldiği dönemde TİP Milletvekili olan Çetin Altan , mitinglerde Amerika aleyhine ateşli konuşmalar yaparak kitleleri harekete geçirmişti.
1960'lı ve 1970'li yıllardaki köşe yazıları, Taş, Sömürücülerle
Savaş, Suçlanan Yazılar, 'Kahrolsun Komünizm' Diye Diye, Onlar
Uyanırken, Kopuk Kopuk, Geçip Giderken, Gölgelerin Gölgesi,
Şeytanın Aynaları, Bir Yumak İnsan (1978 Türk Dil Kurumu Ödülü),
Nar Çekirdekleri adlı kitaplarda toplandı. 9 Mart 1971 darbe
teşebbüsünü destekleyen "Devrim" gazetesi mensubu olduğu
gerekçesiyle, bu "Millî Demokratik Devrim" darbesi planlarına karşı
çıkan zamanın 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün tarafından
tutuklanarak sorguya çekildi.
Altan'ın dört romanı var. Büyük Gözaltı (1973 Orhan Kemal Ödülü), Bir Avuç Gökyüzü, Viski ve Küçük Bahçe. Dördü de Fransızcaya çevrilen bu eserlerden Büyük Gözaltı İsveççe, Yunanca, Bulgarca ve İspanyolca; Bir Avuç Gökyüzü ise İspanyolca ve Rumence dillerinde yayınlandı. Büyük Gözaltı Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutuldu.
Çetin Altan, 1952 yılında oğlu Ahmet Altan’la
birlikte..
Yazarın tümü oynanmış oyunlarından basılı olanlar; Çemberler, Mor
Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtaravalli, basılmamış olanlar ise,
Beybaba, Yedinci Köpek, Islıkçı ve Telefon Kimin İçin Çalıyor'dur.
Kavak Yelleri ve Kasırgalar'da çocukluk anılarını anlatan Altan'ın
Aşk Sanat ve Servet ve Atatürk'ün Sosyal Görüşleri adlı iki
incelemesi bulunuyor. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri ile Türk
yazınında pek az denenmiş olan polisiye türünde eser veren yazar
Zurnada Peşrev Olmaz'da mizahi yazılarını topladı. 2027 Yılının
Anıları ise onun fütürist bir çalışmasıdır. Çok yönlü bir yazar
olan Altan'ın gezi yazıları Al İşte İstanbul ve Bir Uçtan Bir Uca
adlarıyla yayınlandı. Tarihinin Saklanan Yüzü ise onun Osmanlı
tarihi üzerine yaptığı bir araştırma.
Tüm yapıtlarından örneklerin toplandığı "Seçmeler" 1992'de
yayımlandı. 1997'de Seçmeler genişletilerek Dünyada Bırakılmış
Mektuplar adıyla tekrarlandı. Son 15 yılın günlük gazete yazıları
da Şeytanın Gör Dediği kitabıyla okuyucuya ulaştı. Yazar son olarak
çocuklar için özel bir yapıtı gerçekleştirdi, Alfabe. Elli yıllık
yazı yaşamında yazılarından ötürü pek çok kez mahkemeye verilen
Altan hakkında ağır cezada 300'den fazla dava açıldı. 1972 yılında
gözaltı süresi 24 saat olmasına karşın 15 gün gözaltında tutuldu.
Üç kez tutuklandı, iki kez mahkûm oldu ve iki yıl cezaevinde yattı.
Son olarak hakkında 159. Maddeye dayanılarak açılan davada tek
celsede beraat etti. Çetin Altan köşe yazılarına Milliyet
gazetesinde devam ederken 22 Ekim 2015'de öldü.. Oğulları Ahmet
Altan ve Mehmet Altan, kızı Zeynep Bakan.
Hayat hikâyesi, 1998 yılında eşi Solmaz Kâmuran tarafından İpek
Böceği Cinayeti adlı kitapta kaleme alındı.
Ahmet Altan, annesi Kerime Altan, kız kardeşi Zeynep ve kardeşi Mehmet Altan ile birlikte