Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TGDF’den önemli iş birliği!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TGDF’den önemli iş birliği! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) arasında ‘Tarım ve Gıdanın Çevresel Sürdürülebilirliğinin Garanti Altına Alınması İçin İş birliği İçerisinde Yürütülecek Çalışmaları Destekleme Protokolü’ düzenlenen törenle imzalandı. Protokolle gıda üretiminin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi hedefleniyor.
Abone olÇevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TGDF’den önemli iş birliği!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) arasında ‘Tarım ve Gıdanın Çevresel Sürdürülebilirliğinin Garanti Altına Alınması İçin İş birliği İçerisinde Yürütülecek Çalışmaları Destekleme Protokolü’ düzenlenen törenle imzalandı. Protokolle gıda üretiminin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi hedefleniyor.
Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Muhammet Ecel,
iş birliğini çok önemsediğini söyleyerek, “Hızlı nüfus artışı ve
kentleşmenin yanı sıra endüstrileşmenin de çevre üzerinde önemli
bir baskı oluşturduğuna dikkat çekti. Ecel, dünya çapında kabul
gören döngüsel ekonomi vizyonu çerçevesinde, geri dönüşümü
artırmak, ham maddeye erişimi kolaylaştırmak, istihdam oluşturmak
ve ekonomik büyümeyi sağlamak amacıyla maddesel geri dönüşümün en
önemli unsur olarak öne çıktığını dile getirdi.
SIFIR ATIK PROJESİ
Atıkların sürdürülebilir yönetimini sağlamak amacıyla Sıfır Atık
Projesi kapsamında adımlar atıldığını vurgulayan Ecel, sözlerini
şöyle sürdürdü, “Sıfır Atık, oluşan atıkların değerli bir kaynak
olarak üretim sürecine dahil olmasını hedefleyen köklü bir değişim
hareketi ve bütüncül bir yaklaşımdır. Bu hedefe ulaşmak amacıyla 12
Temmuz tarihinde yayınladığımız Sıfır Atık Yönetmeliği ile 2023
yılına kadar ülke genelinde benimsenip hayata geçirilecek ve
böylelikle insanımızın atıklara bakışını değiştirecek bir atık
yönetim sistemidir” dedi.
PLASTİK POŞET KULLANIMI YÜZDE 78 AZALDI
Çevre kirliliğinin önlenmesi, çevre duyarlılığı için farkındalık
oluşturulması ve kaynakların verimli yönetimi amacıyla 1 Ocak
tarihi itibariyle plastik alışveriş poşetlerini ücretli hale
getirdiklerini hatırlatan Ecel, “Bu düzenleme ile sene başından bu
yana poşet kullanımını yaklaşık yüzde 78 oranında azalttık. Çevre
Kanunu değişikliği ile 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren
bakanlığımızca belirlenecek ambalajlar için depozito uygulaması
zorunluluğu getirdik. Böylelikle içecek ambalajlarımızı diğer
atıklarla karışmadan toplayarak, etkin bir şekilde maddesel geri
kazanımını sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
İş birliği kapsamında yapılacak çalışmaları çok kıymetli bulduğunu
aktaran Ecel, “Ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine daha
büyük bir hızla ulaşması ve sanayi sektörümüzün uluslararası
rekabet gücünün artması, çevre dostu teknolojilere geçişi ile
mümkün olabilecektir. Geleceğimize yönelik belirleyeceğimiz somut
hedeflerimizin başarılı bir şekilde hayata geçirilerek 2023’e doğru
yola emin adımlarla devam etmemiz konusunda müşterek işbirliği
içerisinde olmamızın önemi büyüktür. Gıda ve içecek sektörlerinden
kaynaklanan çevresel etkilerin en aza indirilmesi amacıyla yapılan
iş birliği protokolü ve bu kapsamda tüm paydaşların katılımıyla
yapılacak çalışmaları, çok kıymetli buluyorum” ifadelerini
kullandı.
"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖNLENMESİNDE GIDA SEKTÖRÜ DE
SORUMLU"
TGDF Başkanvekili Rint Akyüz de, günümüzde insanlığın yüz yüze
olduğu en önemli tehdidin iklim değişikliği olduğunu vurguladı.
Akyüz, beklenmedik sıcak dalgaları ve aşırı yağışların, doğal
kaynakları olan su ve verimli topraklar üzerinde baskı yarattığını,
bu etkiler hızlı nüfus artışı ile birleştiğinde, dünyayı sağlıklı
şekilde besleyebilmenin giderek zorlaştığını söyledi. Akyüz,
“İçinde bulunduğumuz durumda insanlığın geleceği için
atabileceğimiz en değerli adımlar, iklim değişikliğinin önlenmesi
ve çevresel etkilerinin giderilmesi yönünde olacaktır. Tarım ve
buna bağlı olarak gıda sektörleri, bu konuda birinci düzeyde
sorumludur. Tarım ve hayvancılıkta verimliliğin artırılması, su
kaynaklarının ve tarım arazilerinin korunması ilk etapta
uygulanabilecek girişimlerdir” dedi.
PROTOKOL NELERİ İÇERİYOR?
Genel Müdürlük ve Federasyon, protokol çerçevesinde komisyonlar
kurarak sürdürülebilir kaynak tedariki, enerji verimliliği, su
yönetimi, gıda ve ambalaj atık yönetimi, lojistik, tüketici
farkındalığının artırılması ve konunun bilimsel temellerinin
sağlamlaştırılması yönünde çalışmalar yürütecek.
Gıda ve içecek sanayine ham madde sağlayan tarım ve hayvancılığın
çevresel sürdürülebilirliğinin de sağlanması için sürdürülebilir
kaynak tedariki çalışmaları desteklenecek.
Su yönetiminin iyileştirilmesi, atık su kalitesinin artırılması,
suyun geri kazanımı ve yeniden kullanımı yönünde çalışmalar teşvik
edilecek. Gıda ve içecek üretim tesislerinde su kullanımının ölçümü
ve yönetimi, su verimliliği yüksek teknolojilerin kullanımı
desteklenecek.
Gıda israfının önlenmesi kapsamında, üreticilerin tarım ve
hayvancılık menşeli kaynaklarının yüzde 100 verimlilikle kullanma
çabaları desteklenecek. Gıda ve İçecek Sanayii yan ürünlerinin
gıda, yem, gübre, kozmetik, ilaç gibi alanlara kaydırılması;
atıkların ise geri dönüştürülmesi veya enerji olarak geri
kazanılması teşvik edilecek, depolama sahalarına gönderilen
atıkların azaltılması hedefine öncelik verilecek.
Ambalaj sanayii ile işbirliği içerisinde; çevreye duyarlı, yeniden
kullanılabilir yenilikçi ambalajların geliştirilmesine ve
kullanımına yönelik çalışmalar desteklenecek.
Lojistik sektörü ile işbirliği içerisinde; uygun noktalardan kaynak
tedariki, çevreye duyarlı taşımacılığa geçiş yapılması, verimli
dağıtım ağının oluşturulması ve rota planlamasının yapılması, uygun
araç çeşitlerinin belirlenmesi gibi çalışmalar teşvik edilecek.
Gıda zincirinin çevreye en fazla etkisi olan halkalarından biri
olan tüketicinin farkındalığını, çevresel bilinç ve duyarlılığını
artırmaya yönelik çalışmalar teşvik edilecek.
Gıda zincirinde yapılan iyileştirmelerin çevresel etkilerinin
bilimsel verilere dayalı ve güvenilir biçimde ortaya koyulabilmesi
amacıyla; kamu, gıda zincirinin paydaşları, sivil toplum
kuruluşları ve akademi işbirliği ile yapılacak bilimsel temelli
değerlendirme çalışmalar desteklenecek.
Protokol, 2 yıl süreyle geçerli olacak.