CHP'den müfredat tepkisi: Atatürkçülük bilinçli olarak yok ediliyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, MEB'in açıkladığı müfredata ilişkin yaptığı açıklamada, "Yeni programın en önemli özelliği, çağdaş bilimsel temellerden uzak, laik eğitim ilkesinden yoksun olmasıdır. Anayasaya ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı hareket edildiği görülmektedir. MEB, aslında Atatürkçülük konularını, ismini azaltmayı tercih etmiştir. Atatürkçülük konuları diye bir kavram yok. Sadece 'Milli Mücadele ve Atatürk' adı ile tüm sınıflarda işlenmesi zorunlu ama içeriği boşaltılmış bir tema söz konusu. Bu temada 5 metin kullanılıyor. Üniversitelerde Atatürkçülük ile ilgili kazanımlar azaltılıyor. Atatürk ve Atatürkçülük bilişsel, yani sadece Atatürk kimdir, tanıtacak şekilde bilgi veriyor, duyuşsal yani duygusal bağ kuracak kavramlara yer verilmiyor. Atatürkçülük bilinçli olarak yok ediliyor, içi boşaltılıyor" dedi.
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılında uygulamaya başlayacağı yeni müfredata ilişkin yazılı açıklama yaptı. Karabıyık'ın açıklaması şu şekilde: "
AKP KENDİSİNE YAKIN GÖRMEDİĞİ PAYDAŞLARI DIŞLAYARAK BİR MÜFREDAT HAZIRLAMIŞTIR
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından taslak müfredat programın
hazırlanmasında çok sayıda görüş alındığı belirtilerek, 13 Ocak
2017 tarihinde halkın ve ilgili uzmanlarının katkılarını almak
üzere askıya çıkartılmıştır. Daha doğrusu böyle söylenmiştir.
Öncelikle belirtmeliyiz ki program geliştirme ve değerlendirme
süreci bilimsel temelli olmalıdır. Program geliştirme ve
değerlendirme çalışmaları bilimsel temellerle eğitim alan
uzmanları, öğretmenler, öğrenciler STK'lar, veliler eğitim
felsefecileri, ölçme değerlendirme uzmanları, eğitim psikologları,
eğitim programcılarıyla birlikte hazırlanır. Oysa MEB taslak
programların hazırlanışı sırasında AKP ideolojisine yakın
görmediği, birey, STK'lardan vb. görüş almamıştır.
HAZIRLIK AŞAMASI KATILIMCI VE ÇOĞULCU DEĞİL
Zaten hükümete yakınlığı ile bilinen malum sendikanın
açıklamalarından da, bu müfredatta kimlerden görüş alındığı açıkça
görülmektedir. Yani kısaca, 'Tüm paydaşların görüşleri
doğrultusunda yeni müfredatın hazırlandığını, en çoğulcu, en
demokratik, en katılımcı müfredatı hazırladık' demeleri gerçeği
yansıtmamaktadır. STK'lardan usulen alınan görüşlerin yanı sıra,
ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınsa da yine bildiklerini
yapmışlardır, yine gelecekte şekillendirmek istedikleri nesilleri
gerçekleştirecek müfredatı hazırlamışlardır, yine sadece verilen
bilgiyi alan, sorgulamayan bir nesil yetiştirmeye çalıştıkları da
çok açıktır.
ÇAĞDAŞ BİLİMSEL TEMELLERDEN UZAK, LAİK EĞİTİM İLKESİNDEN YOKSUN
Söz konusu programın 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılında pilot
uygulamasına başlanacaktır. Yeni programın en önemli özelliği,
çağdaş bilimsel temellerden uzak, laik eğitim ilkesinden yoksun
olmasıdır. Anayasaya ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na
aykırı hareket edildiği görülmektedir.
ATATÜRKÇÜLÜK BİLİNÇLİ OLARAK YOK EDİLİYOR, İÇİ BOŞALTILIYOR
2017-2018 eğitim öğretim döneminde 1-5 ve 9. sınıflarda
uygulanacağını bildiğimiz programların giriş bölümlerini 'Değerler
Eğitimi' ilave edilmiştir. Değerler Eğitimi sadece milli eğitim
müfredatına değil, Kredi Yurtlar Kurumu'nun amaçlarına bile
eklendi. Kredi Yurtlar Kurumu Milli ve Manevi Değerler eğitimi
veriyor geçen yıldan bu yana. Üstelik önce eğitimlere
başladılar, 1 yıl sonra Kredi Yurtlar Kurumu'nun amaçları için
yönetmeliğe ilave etme gereğini duydular. Tabi nedir Milli ve
Manevi Değerler eğitimi? dersiniz. Aslında Atatürk, Atatürkçülük de
milli manevi değerimizdir ama verilen eğitimlerin hiçbirinde yer
almıyor. İnceledik, araştırdık, size de gösterebiliriz.
ATATÜRKÇÜLÜK KONULARI DİYE BİR KAVRAM YOK
2002'den bu yana tüm müfredat değişikliklerini sadeleştirme ve
içerik yoğunluğunu azaltmak bahanesiyle yapan MEB, aslında
Atatürkçülük konularını, ismini azaltmayı tercih etmiştir.
Atatürkçülük konuları diye bir kavram yok. Sadece 'Milli Mücadele
ve Atatürk' adı ile tüm sınıflarda işlenmesi zorunlu ama içeriği
boşaltılmış bir tema söz konusu. Bu temada 5 metin kullanılıyor
ÜNİVERSİTELERDE ATATÜRKÇÜLÜK İLE İLGİLİ KAZANIMLAR AZALTILIYOR
Üniversitelerde Atatürkçülük ile ilgili kazanımlar azaltılıyor.
Atatürk ve Atatürkçülük bilişsel, yani sadece Atatürk kimdir,
tanıtacak şekilde bilgi veriyor, duyuşsal yani duygusal bağ kuracak
kavramlara yer verilmiyor. Türkçe dersinde Atatürk ile ilgili
kavramlar sorunlu, azaltılmış. Lisede okutan Türk Dili ve
Edebiyatında bile Atatürk ismi geçmiyor. Atatürk'ün söylevi
demiyor, cümle içinde bile kullanırken 'söylevini okudu' şeklinde
kullanıyor. Yani sürekli Atatürk kavram ve isminden bir kaçış söz
konusu olduğu göze çarpıyor.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI HAFIZASINI VAKIF VE DERNEKLERE TERK ETTİ
Diğer taraftan, söz konusu müfredat öncesinde de adım adım milli
eğitim uygulamalarına ve geldiği noktaya bakılırsa; Milli Eğitim
Bakanlığı iradesini, hafızasını vakıf ve derneklere terk etmiştir.
Yurtların açılması ve yönetilmesinden, küçük çocukların buralarda
barındırılmasından, denetim ve usulsüzlükten yaşanan acı olaylara
tutun da Değerler eğitimi adı altında tarikat, cemaat, vakıf ve
derneklerin okullarda dini eğitim vermeleri de sağlanıyor. Bu
okullarda ve yurtlarında çok rahat ideoloji anlatılıyor ve siyaset
yapılıyor. Okula ihtiyaç ve tercihlerine de bakılmadan, ideolojik
olarak okullar açılıyor. Fen lisesi, meslek lisesi, üstün
yeteneklilerin özel eğitimi gibi alanlar ikinci planda
bırakılmıştır.
AKP DÖNEMİNDE MEB BÜTÇESİ GERİLEDİ
Ayrıca; AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden
eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17.18 iken 2017 yılı
itibariyle yüzde 8.51'e geriledi. 6755 sayılı yasa ile sözleşmeli
öğretmen istihdam edilebilmesinin önü açıldı. Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle KPSS ön şartlarından
sonra sadece mülakat puanına dayalı olarak atama yapılmasını
sağlayan düzenleme hayata geçirildi. İşte görüldüğü gibi hepsini ve
daha saymadığımız birçok uygulamayı bir araya getirdiğimizde
iktidarın ideolojik olarak gelecek nesilleri nasıl şekillendirmeye
çalıştığı ve eğitim sistemini nasıl harap ettiği
ortadadır."