CHP'li milletvekili istifa etti!
CHP'den istifa eden İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Meral Akşener liderliğindeki partiyle hareket edeceğini açıklayarak " Şartlar Türk Milletine demokrasi içinde çare bulunmasını ve yeni bir siyasi bir çıkış yolunun açılmasını zorunlu kılmaktadır. Türk Milletinin kurtuluş alternatifi, güçlü ve dünya devletlerinin saygı duyduğu Türkiye'yi yaratmak üzere Meral Akşener liderliğindeki hareketle kesin ve dönüşsüz olarak yola çıkmıştır. Bu esasen Türk Milletinin demokratik Ergenekonu'dur. 25. 10. 2017 tarihinde Meral Akşener hanımefendinin liderliğindeki partinin kurucuları arasında yer alıyorum. CHP'nin manevi bir üyesiydim ve öyle kalacağım" dedi.
Abone olPartisinden istifa ettiğini açıklayan CHP İzmir Milletvekili
Aytun Çıray yazılı bir açıklama yaptı. Meral Akşener önderliğindeki
parti ile siyasete devam edeceğini bildiren Aytun Çıray
açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"ŞARTLAR YENİ BİR SİYASİ ÇIKIŞ YOLUNUN AÇILMASINI ZORUNLU
KILMIŞTIR"
"15 yıllık AKP iktidarları sonunda maalesef en ağır kriz
tasvirlerini kat be kat geride bırakacak bir felaketin tam içine
düşmüş bulunuyoruz. Bu felâketin en büyük delili 15 Temmuz 2016
FETÖ damgalı kanlı ihanet, işgal, girişimiyle başlayan süreçtir. Bu
hain kalkışmanın 'Allah'ın lütfu' adı altında fırsata
dönüştürülerek Türk Milletinin 95 yıllık mücadelesi sonunda
kazandığı demokratik kazanımlarının adeta yerle bir edilmesidir.
Özetle15 Temmuz hain işgal girişimi, Mustafa Kemal Atatürk'ün
Türk Gençliğine Sesleniş'inde işaret ettiği 'gaflet, dalalet'
tasvirlerini andıran manzaraları ortaya çıkardı.
Türk Milleti bugün anayasası fiilen iptal edilmiş, hukukun yok
hükmünde olduğu bir karanlığa prangalanmış gibidir. Türkiye'nin bu
radikalist yönetim anlayışı yüzünden örtülü ambargolara muhatap
olmasına, kendini izolasyona tabi tutmasına ve
bunların sonucunda adeta İkinci bir Kuzey Kore muamelesine
maruz bırakılmasına göz yumamayız.
Ancak bütün bu ağır tabloya rağmen, muhalefet partilerinden birinin
AKP'ye iltihakı ve CHP'nin sıkı bir kuşatılmışlıkla karşı karşıya
kalması sonucunda mevcut siyasi tablo milletimize bir çıkış sunamaz
hale gelmiştir. Bunun Türk Milletine halihazırdaki maliyeti
çok yüksektir. Yakın gelecekte ödeteceği bedelin ise bu
olağanüstü maliyetten dahi ağır olması ihtimali de bir heyula gibi
adeta kapımızda durmaktadır. Yani şartlar Türk Milletine demokrasi
içinde çare bulunmasını ve yeni bir siyasi bir çıkış yolunun
açılmasını zorunlu kılmaktadır. Onbeş yılın sonunda şapka düşmüş
kel görünmüştür. AKP'nin, yumuşaklığı ve ılımlılığı benimsemiş,
Atatürk'ü yürekten kucaklayan demokratik merkez veya merkez sağ
diye bilinen gelenekle uzaktan yakından bir alakasının olmadığı
anlaşılmıştır. Demokratik merkez, artık AKP'yi ret etmektedir. 16
Nisan 2016'da yapılan ve sandıktan ancak YSK'nın tam kanunsuzluğu
göze almasıyla sözde 'evet' çıkartılan 'kirli' referandumda, merkez
sağın tarihi olarak güçlü olduğu bölgelerde 'hayır' oranının çok
yüksek çıkması bu reddiyenin en önemli kanıtını teşkil etmiştir.
Referandumda ortaya çıkan bu sonuç bu defa gerçekten Allah'ın bir
lütfu sayabileceğimiz yeni siyasi gelişmelerin önünü açmıştır.
Bütün bunlar, Türkiye'yi bir yıkım sürecini engelleyecek olan
gücün, merkez sağ başta olmak üzere siyasi yelpazenin tüm millî
unsurlarını kapsayacak şekilde 'Milli Merkez' olarak yeniden
uyanışta olduğunu ortaya koymaktadır. Türk Milleti, kurucu medeni
değerleri yeniden canlandırmayı 'Milli Merkez' siyaseti ile
başaracaktır."
"CHP'NİN MANEVİ ÜYESİ OLARAK KALACAĞIM"
"Biz yeni siyasetin temsilcileri olarak, siyasetin çare kurumu
olduğunun bilinci ile, milletimizin dertlerine çare bulmak ve Türk
Milleti'nin özgürce mutluluğu arama hakkını sağlamak için yollara
düşüyoruz. Aziz Türk Milleti artık beyin yıkama operasyonlarına
karşı ne savunmasızdır ne de yalnızdır! Yarından itibaren
milletimizi enkazın altından sağ salim çıkarmak için ne gerekirse
yapacağız ve yeniden hukukun üstünlüğüyle güçlendirilmiş
parlamenter rejime dönüşün yolu açılmış olacaktır. Türk Milletinin
kurtuluş alternatifi, güçlü ve dünya devletlerinin saygı duyduğu
Türkiye'yi yaratmak üzere Meral Akşener liderliğindeki hareketle
kesin ve dönüşsüz olarak yola çıkmıştır. Bu esasen Türk Milletinin
demokratik Ergenekonu'dur! Bütün bu açıklamalarımdan kolayca
anlaşılabileceği gibi 25. 10. 2017 tarihinde Meral Akşener
hanımefendinin liderliğindeki partinin kurucuları arasında yer
alıyorum. Bu kararımın yegâne kaynağı ve sebebi, Türk Milletinin ve
Türkiye Cumhuriyeti'nin Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarları
tarafından getirildiği ölüm kalım noktasında, Aziz Türk Milletine
ve onun yetiştirdiği en asil kahraman ve dâhisi Mustafa Kemal
Atatürk'ün ölümsüz eseri Türkiye Cumhuriyetine duyduğum sonsuz
sadakattir. Talip olduğumuz şey otokratik bir ortamda zorlu
ve meşakkatli bir mücadeledir. Korku içinde yaşayamayız, korku
içinde yaşamayacağız. Dolayısıyla bu kararımın asli anlamının ucuz,
önyargılı ve sığ sözde eleştirilere ve çarpıtmalara konu edilmesine
asla müsamaha göstermeyeceğimi ve onlara hak ettikleri cevabı
vereceğimi şimdiden ilan ediyorum. İçinden geçtiğimiz şartların
ağırlığını en iyi bilen Aziz Türk Milleti ve İzmirli hemşerilerimin
de beni kalpten anlayacaklarından, onların yürekten verecekleri
gönüllü destekleriyle çağdaş medeniyet yolculuğumuza birlikte devam
edeceğimizden hiç şüphe duymuyorum. CHP'den doğan, Celâl Bayar ve
Menderes'in kurduğu Demokrat Parti çizgisinden gelen biri olarak,
hep kurucu CHP'nin manevi bir üyesiydim ve öyle kalacağım."
"KARARIMI ANLAYIŞLA KARŞILAYAN KILIÇDAROĞLU'NA TEŞEKKÜR
EDİYORUM"
"Kararımı kendine özgü saygı, insani nezaket ve insan sevgisi
anlayışıyla karşılayan Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu'na,
milli meselelerde Aziz Türk Milletinin ve Atatürk
Cumhuriyeti'nin çıkarları için yapacağımız çalışmalarda yol
arkadaşlığımızı sürdüreceğimize yürekten inandığım her kademeden
CHP'li siyaset arkadaşlarıma şahsıma gösterdikleri güven ve
verdikleri destek için saygı dolu teşekkürlerimi sunuyorum. Yaşasın
onun ölümsüz kahramanı Mustafa Kemal Atatürk!"