Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yüz yüze eğitim açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Üniversitesi Yapımı Tamamlanan Tesislerin Açılış Programı'nda konuştu. Yüz yüze eğitim konusuna da değinen Erdoğan, "Amacımız şartları sonuna kadar zorlayarak her seviyede yüz yüze eğitimi devam ettirmektir" dedi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Adana'da toplu açılış programında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında yurt eleştirilerine tepki göstererek, "Bizim tek üzüntümüz hayatın doğal akışında yaşanan hadiselerin abartılması, marjinal çevrelerce çarpılması, mecrasından çıkartılarak istismar aracı haline dönüştürülmesidir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Toplamda 4 bin kişinin aynı anda ibadet edebilmesini sağlayacak camimizin bünyesinde 1578 metrekarelik Türk-İslam sanatları merkezi ve 500 kişilik konferans salonu da bulunuyor. Güzel Sanatlar Fakültesi hizmet binamızda 10 stüdyo, 38 atölye, 10 derslik, 6 laboratuvar, konferans salonu ve ofisler mevcuttur. ÖSYM e-sınav merkezi de kendi alanlarında çok önemli bir ihtiyacı giderecektir.
"4 yurdumuzun tamamı otel konforunda"
Öğrencilerimizin barınma sıkıntılarına çözüm olacak kız ve erkek yurtlarımızı da bugün hizmete alıyoruz. 3320'si kız, 3326'sı erkek olmak üzere toplam 6 bin 646 kapasiteli 4 yurdumuzun tamamı otel konforunda inşa edilmiştir. Toplam tutarı 263 milyon lirayı bulan tüm bu eserlerimizin hayırlı olmasını diliyorum. Koronavirüs salgını nedeniyle son 1,5 yıldır hayatımızın birçok alanında sıkıntılar yaşadık. Eğitimden turizme her alanda salgın gerçeğini dikkate alarak köklü değişikliklere gittik.
İngiltere'deki kriz
İngiltere'deki benzin istasyonları, salgının tedarik zincirlerinde yol açtığı kırılmaya örneklerden biridir. Aynı durum Amerika ve Fransa'da geçerli. Küresel ekonomide gıda ve emtia fiyatlarındaki fahiş artış da salgının sonuçlarından biridir.
Yurt tartışmaları
İstismar siyasetini yurt meselesinde gördük. Öğrencilikle alakası olmayan kişiler parklarda, sokaklarda poz vererek bu alandaki yatırımları gölgelemeye çalıştı. Biz hazırlıklarımızı ve planlarımızı bu gerçeğe göre yapıyoruz. Türkiye Korona sonrası dönemi de başarıyla yönetecek kapasiteye, siyasi iradeye, yönetim becerisine sahiptir. Bizim tek üzüntümüz hayatın doğal akışında yaşanan hadiselerin abartılması, marjinal çevrelerce çarpılması, mecrasından çıkartılarak istismar aracı haline dönüştürülmesidir. Bu istismar siyasetini son günlerde yurt meselesinde bir kez daha gördük. Geçtiğimiz ve bu yılın başvurularının üst üste binmesi sebebiyle oluşan geçici yoğunluk kadrolu militanlarca istismar ediliyor. Öğrencilikle hiçbir alakası olmayan bu kişiler parklarda poz vererek devletimizin bu alandaki yatırımını gölgelemeye çalıştı.
"Harçları biz kaldırdık"
Türkiye öğrencilerine en yüksek kapasitede barınma imkanı sağlayan ülkedir. 730 bin kamu ve 300 bin özel sektörüyle 1 milyonun üzerinde yurt kapasitesi varken İngiltere'de 550, Fransa'da 365 bin, İspanya'da 91 bindir. Birkaç yıl içerisinde bu rakama 110 bin kapasite daha ilave edeceğiz. Yurtlarımızın donanımını da otel konforuna yükseltti. 30-40 kişilik koğuşlarda kalan öğrencilerimiz artık 3-4 kişilik otel standardında odalara kavuştu. Pek çok şehrimizde yurtta kalmak için başvuran öğrencilerimizin neredeyse tamamının talebini karşıladık. Bununla kalmıyor, aylık 570 lira da beslenme yardımı yapıyoruz. Bu yardımdan yurtlarımızda kalan tüm öğrencilerimiz yararlanabiliyor. Harçları da yine biz kaldırdık. Bundan sonra da gençlerimizin yanında olmaya, desteklemeye devam edeceğiz. Bir başka önemli başarımız da üniversite kapasitelerinde yaptığımız artıştır.
"Öğrenci sayısını yükselttik"
Üniversite sayısını 26'dan 207'ye çıkarırken akademisyen sayısını 70 binden 180 binin üzerine, öğrenci sayısını 1.6 milyondan 8.5 milyona yükselttik. Türkiye artık kendi öğrencileri yanında 230 bin uluslararası öğrenciye de ev sahipliği yapan konuma gelmiştir. Gençlerimizin okullaşma oranını yüzde 15'den yüzde 44'e yükselttik. Artık üniversitelerimizde kapasite sorunu kalmadığı için tüm gücümüzü ve imkanlarımızı kalitenin yükseltilmesine vereceğimiz döneme girdik. Mesleki eğitimde bu dönüşümü hızlı ve etkin şekilde yaparak bir an önce sonuçlandırmamız gerekiyor."