DEMEDİ DEMEYİN

İnsanlar ebeveynlerinin kim olacağına, nerede ve ne zaman doğacaklarına karar veremezler. Yaşam mücadelesi içinde göç de zorunlu bir kavram olarak çıkar karşımıza. Doğduğun değil doyduğun yerdir aslolan! En baştan bu saptamayı yaptım ki; aşağıda yazacaklarıma gerektiğinde kalkan olabilsin..

Bir de ikinci konut ( Yazlık ) meselesi var. Mülkiyet hırsıyla yıldızım barışık olmadığından sanırım; ne ilk ne de ikinci konutum oldu. Tapu kayıtlarında ismime rastlanmaz. Gençken iflah olmaz çalışkanlığım da vardı! 25 yıl boyunca iş için ziyaret ettiğim Bodrum başta tüm ege tatil kasabalarında parmağımı bile denize sokmuşluğum yoktur.

Üç yaz üst üste İzmir’de adeta kök saldıktan sonra, geçen yaz Bodrum’da dostlar sayesinde bulduğumuz kiralık evde üç ay geçirdik. Seksen liraya lahmacun, günlüğü iki bin liralık bir çift şezlong haberleri arasında başka Bodrum’u aradım. Buldum da!. Yazılarımda da oralara seyahat edecekler için yararı olur savıyla paylaştım. Ancak; kış nüfusu olan 135 bin kişiye göre planlanmış alt ve üst yapısının yaz ayları boyunca başta trafik olmak üzere çöküşüne şahit olmak çok üzdü beni. Bu yaz olanaklarımızın kat be kat üzerine çıkan faturası nedeniyle haddimizi bilip yanaşmadık bile!.

Arkadaşın, dostun olsun; paradan evladır derim hep. Yine o dostlardan birinin vesilesiyle İzmir’in kuzeyine geldik. İyi ki de geldik!. Bodrum ve Çeşme’deki fiyatlar fahiş seviyesinin ayırdında buradan bahsedeyim biraz!. Uzaklardan, çook uzaklardan gelmek isteyenler için bir hizmette bulunmak niyetim..

Burası köy!. Nüfusu yıllar içinde 270 – 280 arasında gidip geliyor. İzmir’de yaşadığım sitenin daha kalabalık olduğuna eminim.

Yol falan yok!. En mütevazisi milyondan başlayan fiyatlı arabalarınıza yazık. Biiç falan hiç yok, inanın. Cet Ski ona keza; bilinmiyo buralarda. Marina konusuna hiç girmeyeyim bence.  ‘’ M ‘’ si bile yok.

Güzellik Salonu, kuaför? Berber yok berber! Kapanmadan az önce bıraktığım sakal ve saçlarımı düzelttirmek için şehre inmem gerekiyor, o kadar yani!.

Nusr - Et, Ahm - Et falan sormayın; gülerler! Kasap da yok, şehirde. Bırakın doğalgazı falan gaz yağı bulamazsınız. Yok!.

Kelle başı bin liradan aşağıya çıkamayacağınız restoran bulamazsınız. Bir ablamızın KOSGEB kredisiyle kurduğu bir fırın var sadece. Günündeyse eğer tost falan yapıyor. Meşale gibi elinizde taşıdığınız ünlü kahve markasının karton bardakları haliyle yok! İnce belli bardakta çay, fincanda Türk Kahvesi bulabilirsiniz ancak.

Yokları olabildiğince sıraladım. Unuttuklarım vardır elbet. Neler var diye merak edebilirsiniz, hakkınızdır! Yazayım..

Ben de buraya gelince öğrendim. Bilimsel adı Carcharhinus Leucas olan Boğa Köpek Balığının üreme bölgesiymiş buralar. En tehlikeli tür. Konu da üreme olunca fena!. Düşünsenize, boyu dört metreyi bulan abimizin göz koyduğu dişi; ‘ Başım ağrıyor ‘ dediğinde olacakları!. Maazallah! Boyu dört metreyi bulan tek şey köpekbalığı da değil üstelik! Dalgalar var, evet dalgalar! Tsunami bölgesiymiş burası! Japon Denizi’nden sonra tarihin yazdığı en gaddar fırtınalar da burada yaşanmış. Amerikan bayraklı teknelerinize yazık!.

Kışlarının çok sert geçtiğini sağır sultan bile biliyor!. Kar beş ay baş köşede. Yılın en az iki ayı dünyayla bağlantınızın kesik olacağını ben yazayım, siz karar verin!. Aynı kar dağları ve tepeleri de esir aldığından tilki, kurt, sansar, vaşak ve bilumum yaban ahalisiyle bahçenizde burun buruna gelmeniz işten bile olmayacaktır..

Maalesef mavi yengeç yok ama bol bol deniz kestanesi mevcut. Hani bir belgeselci vardı Steve Irwin adında. İri dikenli bir vatozun sokması sonucu rahmetli olmuştu.Hah! İşte o vatoz ve sülalesinin bu sularda takıldığı rivayet ediliyor! Ne kötü demi?

Efendim!. Geçen yaz Bodrum’un ucuz da yaşanabileceğine dair bu köşede yazılar kaleme almıştım. Bence geçerliliğini halen koruyan satırlar. Giderseniz selamlarımı iletin isterim Karya’ya!.

Bu yaz kuzeydeyiz ve bambaşka bir yazı konusuyla karşınızdayım. Ne demeli ki? Coğrafya kaderdir deyip bağlayalım bence.

Kimsenin bizi düşündüğü falan yok!. Bari bizler iyi davranalım kendimize..

DOSTÇAKALIN…