Deniz Baykal: "Hiç lamı cimi yok, bu tek adam anayasasıdır"

Baykal, Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde belediye meydanında yaptığı konuşmada, ülkede anayasanın 17 kez değişmesine karşın millete ve Meclis’e dokunan bir şey olmadığını, ülkenin temellerini sarsan bir yanlışlık olmadığının görüldüğünü söyledi.

Ülkenin önüne birden bire bir anayasa değişikliği geldiğini ifade eden Baykal, şöyle devam etti:

"Allah muhafaza. Bir bakalım dedik, ne yapacaklar? Gördük ki, bu Meclis anayasası değil. Bugüne kadar bütün anayasalar Meclis anayasası, millet anayasası. Adalet ve Kalkınma Partili, Demokrat Partili, Anavatan Partili, Doğruyol Partili olmuş, gelmiş ve değişmiş ama daima millet adına Türkiye Büyük Millet Meclisi egemen olmuş, öyle gelmiş. Ama şimdi ilk kez milletin egemen olduğu, Meclisin egemen olduğu egemenlik anlayışının yerine tek kişi egemenliği... Yani Meclis ikinci plana, geriye, bir kişi başkan. Başkansan görevlisin, sen iktidarın kaynağı değilsin. İktidarın kaynağı haline gelmeye çalışıyor. Meclisle aşık atan bir başkan. Denetim altına girmeyen, denetlenemeyen, hesap sorulamayan, fiilen yargılanamayan bir başkan. Her şeyin üstünde. Böyle bir şey yok.”

"Sayın Cumhurbaşkanı kızıyor, biliyorum ama ben onu kızdırmaktan zevk alan bir insan değilim. Yine de söylemem lazım, bu bir tek adam anayasasıdır, hiç lamı cimi yok." diyen Baykal, bunu saklamanın ve örtmenin mümkün olmadığını savundu.

Baykal, "Egemen kimdir, millet mi tek adam mı? Olay bu. Biz hep millet diye yürüdük, tüm geçmiş dönemlerde millet adına partiler değişti. Yine değişir. Bak sen 15 yıldır götürüyorsun. Neyle götürüyorum zannediyorsun. Sen geldiğin zaman milletvekili olamıyordun, bu Meclis sana milletvekili olma hakkını veren Meclis. Milletin egemenliğiyle, Meclisle oynama. Bugüne kadar herkesi hep Meclis yönlendirdi, seni de oraya o taşıdı. 15 yıldır sen bu ülkeyi yönetiyorsun. Millet izin verdiği sürece de yönet ama sakın ha milletin istediğini getirme iradesine engel olmaya kalkma." diye konuştu.

"Anayasa değişikliğinin altında yargılanma korkusu" olduğunu ancak kendilerinin de "Herkes olur olmaz yargılansın." diyenlerden olmadıklarını dile getiren Baykal, konuşmasını şöyle dürdürdü: 

"Ama hukuk işlesin, kanun işlesin. Yanlış yapanı birileri himaye edebilir olmaktan çıksın. Hukuk işlesin kardeşim, hesap verilsin. Hesap verilmezse adalet darbe yer. Adalet darbe yerse yolsuzluk prim yapar. Hukuksuzluk, eşitsizlik prim yapar. Bunun sonucu kargaşa olur, birbirimize düşeriz. Halbuki adalet işleyecek, herkes hakkından razı olacak. 'Benim aleyhimde adaleti ben işletmem.' diyebilirse birileri bu ülkeye çok ciddi zarar verir. Burada yargılanma korkusu, yargılanma kaygısı ve bunu önleme iradesi var. Çok açık. Nasıl var? Bu anayasa cumhurbaşkanına yargı karşısında çok ciddi güvence getiriyor. Nasıl? Cumhurbaşkanının görev ve işlemlerinden dolayı. Cumhurbaşkanı olarak yaptığı işler nasıl yargılanabilir bir düzen getirmiş. Ama bunu sadece cumhurbaşkanlığı karar ve işlemleriyle sınırlı tutmamış. Cumhurbaşkanı olmadan önceki başbakanken, hatta belediye başkanıyken bütün suç oluşturabilecek işlemleriyle ilgili olarak bu anayasa bir güvence getirmiş. Görevi bittikten sonraki özel hayattaki işlemleri için de güvence getirmiş. Bu anayasaya göre cumhurbaşkanı bir adam öldürse onun yargılanabilmesi için 400 milletvekilinin ruhsat vermesine ihtiyaç var."