Distrofik göller atık plastikleri gıdalara dönüştürebilir mi?
Distrofik göller içerisinde yaşayan bazı mikropların plastik atıklarını sağlıklı omega yağ asitlerine dönüştürdüğü bulundu.
Abone olDistrofik göller içerisinde yaşayan bazı mikropların plastik atıklarını sağlıklı omega yağ asitlerine dönüştürdüğü bulundu.
Doğaya karışan polietilen maddesinin gıda zincirinde ulaştığı noktayı araştıran bilim insanları, karbon izotopu etiketleme yöntemi ile yaptıkları çalışma sonucunda hümik göl de denen oluşumdan kaynaklanan mikropların plastikler içerisinde bulunan karbonu insan için faydalı omega 3 ve 6 yağ asitlerine dönüştürdüğünü ortaya koydu.
Plastik atıklarının giderek artması, çevre için olduğu kadar, gıda zincirinin sonunda bulunan insanlar için de büyük bir sorun. Plastikler doğada bazı koşullar altında parçalanarak mikroplastiklere dönüşüyor. Bunlar da gıda zinciri içerisinde ilerleyerek yiyecek ve içeceklere kadar ulaşabiliyor.
Araştırmacılar en fazla kullanılan plastik türlerinden biri olan polietilenin doğada nasıl bir yol izlediğini bulmak için bu maddeyi karbon 13 izotopu ile işaretledi. Araştırmada kompleks humuslu yapıları parçalayan mikropların mikroplastik polimerleri de parçalayıp parçalayamadığına bakıldı.
Distrofik göller içerisinde yaşayan mikroplar plastikleri omega 3 yağ asidine çeviriyor
Bunun için normal göller yanında, distrofik göller ya da hümik göller olarak adlandırılan; kireç oranı düşük, humus oranı yüksek göllerden elde edilen mikroskobik canlılar kullanıldı. Göl canlılarının ürettiği gazlar ve yağ asitlerinin incelenmesi sonrasında, mikroplastiklerin distrofik göllerden elde edilen mikroskobik canlılarca daha belirgin şekilde parçalandığı tespit edildi.
Polietilen içerisinde bulunan karbonun doğrudan kullanıldığının ve gıda zincirinde üst seviyelere taşındığının gösterilmesi bu alanda çığır açan bir sonuç oldu. Çalışmada kullanılan hassas yöntem sayesinde, flagellalı ökaryotik mikroskobik canlılarca tüketilen karbonun; insan beslenmesinde öneli yeri olan omega 3 ve 6 yağ asitlerinin yapısına girdiği de gösterildi.
Daha önceki çalışmalar, ortamda yüksek oranda mikroplastik bulunmasının alg ve zooplankton türlerinin üremesini engellediğini gösteriyordu. Ancak bu son çalışma, ortamda mikroskobik parçalayıcılar olduğunda, litre başına 30 miligram gibi yüksek miktarda polietilen konsantrasyonlarında bile bu etkinin giderilebildiğini ortaya koydu. Çevre için büyük anlam taşıyan bu sonucun doğal şartlara daha yakın ortamlarda denenmesi gerektiği ifade ediliyor.