Diyetisyenlere göre diyet yaparken en çok bu 7 büyük hatayı yapıyoruz!
Diyet yaparken en çok hangi hataları yapıyoruz? Yaptığınız diyetlerde ve günlük beslenme alışkanlıklarınızda neleri yanlış yaptığınızı düşündünüz mü hiç? Size diyette yapılan hatalar konusunda biraz yardımcı olalım. İşte diyetisyenlerin gözlemlediği en önemli diyet hataları
Bu yıl birçok insan gibi siz de beslenmenizle ilgili bir karar almış ve yiyecek seçimlerinizde bir değişime gitmiş olabilirsiniz.
Ancak diyetisyenlerin bu konuda size söylemek istediği şeyler var. Her yeni yıl başlangıcında beslenmeyle ilgili alınan kararların yanında maalesef en çok göze çarpan şey insanların aynı hataları tekrar tekrar yapmaları. Günümüzde beslenmenin nasıl olması gerektiğine dair çok fazla yeni trendden ve kısıtlamaya dayalı beslenme modellerinden bahsediliyor. Bu noktada en önemlisi tüm bunlardan sıyrılarak kendi beslenme alışkanlıklarınıza yukarıdan bakıp hatalarınızı görebilmeniz.
İşte diyetisyenlerin beslenme söz konusu olduğunda en sık karşılaştığı hatalar:
1-Diyet önerilerine sıkı sıkıya tutunmak
Söz konusu beslenme olduğunda, bedeninizi dışsal bilgelik ve içsel bilgelik kavramları ile değerlendirmenizde fayda var. Dışsal bilgelik, dış dünya aracılığıyla edindiğiniz beslenme bilgisi anlamına geliyor. Diyetisyenlerden, okuduğunuz yazılardan, sosyal medya mecralarından edindiğiniz bu bilgiler sizin için değerli olabilir ve bunlarla kendinizi motive ediyor olabilirsiniz. Ancak bu bilgileri içsel bilgeliğinizi feda etmek pahasına uygulamamalısınız. Peki içsel bilgelik nedir? İçsel bilgelik, bir birey olduğunuzun bilincine vararak özellikle bedeniniz ve sizin için neyin yararlığı olup olmadığını anlamak demek. Elbette ki içsel bilgeliğinizi geliştirmek, yani size neyin iyi, neyin kötü gelebileceğini değerlendirmek için kendi özünüze dönüp bu konuda araştırmalar yapmanız gerekiyor. Her beden birbirinden çok farklı, bu yüzden amacınız gerçekten vücudunuz hakkında uzmanlaşmak olmalı çünkü aslında onu en iyi siz tanıyabilirsiniz. Ve bir kez bedeninizin sizinle nasıl iletişim kurduğunu anlayarak onun isteklerine göre hareket ettiğinizde iç sesinize de güvenmeye başlayacaksınız. Öyle ki yemek seçimleri dahil olmak üzere herhangi bir karar verme aşamasında eğer kendinize güveniyorsanız sizden daha güçlü bir bilgi kaynağının olmadığını göreceksiniz. Bu yüzden dışarıdan duyduklarınızın aksine bedeninizi tanıyarak kendi doğrularınızı belirlemeye odaklanmalısınız.
2-Yemek için mideniz tamamen boş olana kadar beklemek
Yemek yemek için aç bir kurda dönüşene kadar bekleyenlerden olmayın. Çünkü ne yazık ki bu yaklaşım sizi çok aç kalacağınız bir kıtlığa, sonunda da gereğinden fazla doyacağınız bir ziyafete sürükleyebiliyor.
Bunun yerine hafif bir açlık hissi yaşadığınızı fark ettiğinizde dengeyi bulmaya çalışın. Bu hissi, vücudunuzu besleyerek ve yemek yemenin getirdiği tatmin olma duygusunu yaşayarak ortadan kaldırın. Ancak burada sadece zihinsel bir rahatlamadan bahsetmiyoruz, aynı zamanda vücudunuzu şişkinlik, yorgunluk ve aşırı yeme ile birlikte gelebilecek her türlü fiziksel semptomdan uzak tutmalısınız. Hafif açlığın nasıl ölçüldüğüne gelecek olursak, bu durumun kişiden kişiye ve hatta her bir kişi için günbegün değişebildiğini belirtmekte yarar var.
Bazı insanlar açlık baş gösterdiğinde kendilerini halsiz hisseder veya hafif bir baş ağrısı yaşarken bazıları ise sadece midesinde bir boşluk oluştuğunu hissederler. Buradaki amaç, açlıktan herhangi bir şeyi kemirebilecek düzeye gelmeden önce varlığını fark etmek. Ve bu aşamada dış bilgeliği kullanmak tamamen faydasız diyemeyiz. Örneğin ne zaman yemenin doğru olabileceği konusunda bir makale okumak veya bir diyetisyene danışmak size yardımcı olabilir. Öte yandan, bazen hayatınızda stres, dikkat dağınıklığı veya karmaşık duygular gibi sonuçlar doğuran olaylar fark etmeden duygusal yeme bozukluğunun ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durum ise yanlış zamanlarda sizi yemek yemeye itebilir. Bu yüzden neden yemeğe yöneldiğiniz üzerine kafa yormanız mantıklı olacaktır.
Şimdi başka bir örnek düşünelim: Sabah evden çıkarken hızlıca kahvaltı ettiniz, ancak daha sonra ofisinizde herhangi bir atıştırmalık dahi yemeden çok yoğun bir gün geçirdiniz ve ardından egzersiz yaptınız. Bedeniniz size aç olduğunuzu söylemese bile, muhtemelen yemek vakti gelmiş demektir. İşte bu gibi zamanlar, beslenme programınızı nasıl düzenlemeniz gerektiği hakkında güvenilir dış kaynaklara yönelmeniz gereken zamanlar.
3-Toplama yerine çıkarmaya odaklanmak
Kilo vermeye odaklanıldığında yapılan ilk şey genellikle belirli bir besin grubunu diyetten çıkarmak oluyor. Muhtemelen siz de geçmiş diyet süreçlerinizde ilk olarak süt, gluten, şeker, karbonhidrat veya başka bir şeyden tamamen vazgeçmeyi tecrübe etmişsinizdir.
Bu, ilk birkaç gün boyunca kendinizi iyi hissetmenizi sağlayabilir, ancak bu karar genellikle geçici olduğundan bedeninizde gerçek bir değişiklik yaratmaz. Uzmanlar da “Bazı besinlerden kurtulmak yerine, diyetinize neler ekleyebileceğinizi düşünmelisiniz” diyor. Bu, öğünlerinize farklı meyve ve sebzeler eklemek veya yediklerinizin porsiyon miktarını değiştirmek gibi birçok adımla gerçekleştirilebilir. Ayrıca daha fazla bitkisel yağ kullanmak veya kinoa ve yulaf gibi lif içeriği yüksek tahıllara yönelmek de düşünülebilir.
Unutmamak gerekiyor ki gerçek sağlık kısıtlama üzerine inşa edilmez. Sağlıklı beslenme düzeni ancak çok çeşitli besin gruplarıyla tabağınızı doldurarak, farklı besinlerle öğünlerinizi renklendirerek ve vücudunuzu besleyerek oluşturulabilir.