DSİ Genel Müdürü: Son 44 yılın en kurak dönemini yaşadık
Devlet Su işleri (DSİ) Genel Müdürü Murat Acu, geçen yıl son 44 yılın en kurak döneminin yaşanmasına karşın, 15 yılda inşa edilen baraj ve göletlerle kuraklığın hissettirilmediğini söyledi.
Abone olAcu, ''DSİ tarafından 2003 yılına kadar 276 adet baraj inşa edilerek işletmeye alınmıştı. 2003-2017 yılları arasında 508 adet baraj tamamlandı. 2023 yılı sonuna kadar 727 adet barajın tamamlanması hedeflenmektedir'' dedi
2003 yılı başında toplam sulanabilir alan 48 milyon dekar iken,
son 15 yılda 17 milyon dekar arazinin sulamaya açıldığına dikkati
çeken DSİ Genel Müdürü Murat Acu, "Ülkemizde toplam 85 milyon
dekar sulanabilir zirai arazinin, 65 milyon dekarı sulamaya
açılarak, sulu tarım ile birlikte çiftçilerimize 32 milyar TL zirai
gelir artışı sağlandı. Sulu tarıma geçiş başta tarım sektörüne
hizmet sunmakla birlikte diğer sektörlere de itici bir güç
olmaktadır. Ziraat ile beraber gübreci, nakliyeci ve işçi olmak
üzere ziraate dayalı sanayiye ve hizmet sektörüne de (lojistik,
ticaret vs. gibi) önemli katkılar sağlanmış, tarım bu sektörlerin
lokomotifi haline gelmiştir'' diye konuştu.
SUYUMUZUN DÖRTE ÜÇÜ SULAMADA
KULLANILIYOR
DSİ Genel Müdürü Murat Acu, ülke genelinde kullanılan suyun 40
milyar metreküpünü (yüzde 74) sulamada, 7 milyar
metreküpünü (yüzde 13) içme-kullanma suyu, 7 milyar
metreküpünü (yüzde 13) sanayi suyu olarak kullanıldığını belirtti.
Acu şunları söyledi:
''Basınçlı borulu şebekelerin yapımının artırılması ve klasik
yöntemlerle sulama yapılan eski sulamaların rehabilite edilmesi ile
sulamada kullanılan yüzde 74’lük su oranının düşürülmesini
hedeflemekteyiz. Sulama projelerinde önceliğimiz 5 yıldızlı
projelerdir. DSİ tarafından geliştirilen sulama projeleriyle zirai
sektörde 6,5 milyon kişiye ilave istihdam imkanı sağladık. Bu sayı
dikkate alındığında, DSİ projelerinin takriben 18 milyon kişinin
geçiminin sağlanmasına doğrudan veya dolaylı rol oynadığı ortaya
çıkmaktadır. Sulama ve sulamanın etkisiyle daha etkin ve yoğun
teknoloji kullanımı, uygulanan zirai teknik ve kültürel
uygulamaların etkisiyle tarımda sağlanan verim artışları, üretim
deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı
artışa sebep olmaktadır. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın
hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması gayesine hizmet etmekte;
bir taraftan da hayat kalitesini yükselttiği için göçü
önlemektedir.''
KLASİK SULAMAYA ARTIK SON
DSİ Genel Müdürü Murat Acu , klasik sulama sistemlerini terk
ettiklerini belirterek, ''DSİ’ce geliştirilen sulama sistemlerinin
mevcut yapısına bakıldığında yüzde 35 klasik sistem, yüzde 40
kanalet, yüzde 25 borulu kapalı sistem uygulandığını görülüyor. Bu
oranın bütün sulama projelerinde, etkin bir sulama yönetiminin ve
önemli miktarlarda su tasarrufunun sağlanması maksadıyla yeni
yapılacak projeler ve eski sulama sistemlerinin rehabilitasyonu ile
yüzde 45-50 seviyelerine ulaşmasını öngörüyoruz. Bu politika
kapsamında ülkemizde borulu sulama sisteminin kullanıldığı alanlar
2009 yılında 278 bin hektar iken 2017 yılında yaklaşık 1 milyon
hektara yaklaştı. Yeni yapılan sulama projelerinde borulu su
dağıtım şebekesi yoğun bir şekilde kullanılıyor. Yatırım
programında olan sulama projeleri tekrar gözden geçirilerek, mümkün
olan açık sulama sistemleri, kapalı sulama şebekelerine
dönüştürülüyor. Bu sistemlere geçmek için çiftçiler teşvik edilerek
gereken kolaylıklar sağlanıyor" dedi.
Hedeflerinin 2023 yılına kadar; 85 milyon dekar olan ekonomik
sulanabilir arazinin tamamını sulamaya açmak olduğunun altını çizen
Acu, "Hedefimiz yüzde 25 olan borulu sistem oranını; 2019
yılında yüzde 36, 2023 yılında yüzde 49 seviyesine
çıkarmaktır. Bu bağlamda bütçe imkânları doğrultusunda, işletmeye
açılmış açık sistem sulamaların kapalı sisteme rehabilitasyonları
yapılmaktadır" diye konuştu.
GÖLET PROJELERİNE AĞIRLIK VERİLECEK
Gölet projeleri ile hem kırsal kalkınmanın sağlandığı hem de
su kaynaklarının korunduğunu söyleyen DSİ Genel Müdürü Acu, "Sulama
projeleri ile kırsaldaki göçün önlenerek vatandaşın yerinde
istihdamı sağlanacak, tarım ve hayvancılığın gelişmesine katkı
sağlanacak, gelir artışı elde edilecek. Ülkenin mevcut depolama
kapasitesinin arttırılması ile küresel iklim değişikliğinin olumsuz
etkilerinin azaltılması sağlanacak, yeraltı suyu potansiyeli
emniyetli rezervde tutulacak, yeraltı suyundan pompajlı sulamaların
cazibeli sulamaya dönüştürülmesi neticesinde enerji tasarrufu
sağlanarak üretim maliyeti düşürülecek, taşkın zararları ve toprak
erozyonu önlenecektir" dedi.