Emekliler ile ilgili İntibak Yasası geliyor mu? Türkiye Emekliler Derneği açıklama yaptı
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) bir açıklama yaparak hükümetten beklentilerini açıkladı. Ve bir an önce emeklilerle ilgili intibak yasasının çıkmasını istedi. Açıklamada "Şu an, milyonlarca emekli, dul ve yetim bu sorunun çözülmesini, intibaklarının yapılmasını ve açlık sınırının yarısını bulan aylıklarının, en azından asgari ücret seviyesine taşınmasını bekliyor. Şunu da artık bütün emekliler biliyor ki, çözüm yeri parlamentodur." denildi. Peki emeklilikle ilgili intibak yasası ne durumda?
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) bir açıklama yaparak hükümetten beklentilerini açıkladı. Açıklamada, "Parlamento üyeleri, kendilerini TBMM’ye umutla taşıyan emeklileri unutmuş olmalılar. Unutmasalardı, her geçen gün emeklinin gelirlerinin sabun köpüğü gibi erimesine neden olan TÜFE sistemini kaldırır, daha adil bir sistemi hayata geçirirlerdi..." denildi.
Açıklamada şöyle denildi:
Dünya Bankası’nın 90’lı yıllarda ülkelere dayattığı bir politika vardı. Gelecekte emekli aylıklarını çok düşük seviyelere çekerek, bireysel emeklilik fonlarının, alternatif kanalların büyütülmesini hedef alan bu politika sözde, sosyal güvenlik sistemlerini korumak içindi. Ülkemizde de 90’ların sonunda çıkarılan; 4447 Sayılı Kanun ve 2008’de yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun bu amaca hizmet etmekteydi ve adına “Reform” denildi. Emeklilik yaşını yükseltmek, emekli aylıklarının seviyesini düşürmek ve böylelikle devlet kontrolü ve güvencesindeki mevcut sigorta sistemlerine alternatif sigorta oluşumlarının yaşam bulmasını sağlayacaklar, hem de yüksek miktarlardaki bu fonları özel sektöre açacaklardı.
Hatta; demokrasiye aykırı yöntemlerle, çalışanları zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne katacak kadar da ileri gittiler. Neyse ki gelen tepkilerle, ancak küçük bir kitleyi sistem içine almayı başarabildiler. Çünkü şunu hesaba katmadılar; çalışanların ve emeklilerin giderek eriyen gelirleri, ikinci bir sigortalılık sürecine, küçük katılım paylarıyla bile girmelerine olanak tanımıyordu. Çalışanın, ayda 100 TL bile ayıracak hali yoktu. Emeklinin alım gücü zamanla eridi ve bırakın yoksulluğu, açlık sınırı seviyelerine kadar indi.
1999 yılında kabul edilen 4447 Sayılı Kanun’la; 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren emeklilerin aylık hesaplama yöntemi de değiştirildi. Katsayı ve gösterge sistemi yerine, alt ve üst sınır kazançlarının yıllık tüfe ve milli gelir artışı esas alınarak hesaplanmasına başlandı. Lakin, bu artış yöntemi, mevcut emekli aylıklarına uygulanmadığından, sistemde büyük eşitsizlikleri doğuran farklılıklar oluştu.