Anasayfa /  Politika

Fahrettin Altun'dan 'basın özgürlüğü' açıklaması

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, ABD Büyükelçiliği'nin Twitter'dan yaptığı basın özgürlüğü paylaşımı ile ilgili olarak, "Türkiye, ABD’yi basın özgürlüğü konusunu siyasi rant için manipüle etmemeye çağırıyor" dedi.

Abone ol
Abone ol 04 Mayıs 2019 11:20

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun açıklamasında, hem içeride hem de dışarıda kasıtlı ve manipülatif bir şekilde iddia edildiğinin aksine Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda herhangi bir sorun bulunmadığını söyledi. Altun, "Bugün Türkiye ile ilgili basın özgürlüğü tartışmaları esas zemini olan medya alanıyla ilgisini yitirmiş durumda. Maalesef bu konuya tamamen siyasi ve ideolojik bir mesele olarak yaklaşılıyor. Objektif bir bakışla çok rahat görülmektedir ki Türkiye, basın özgürlüğünün çok geniş çerçevede yaşandığı bir ülke" dedi.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 17 senedir iktidarda bulunduğunu hatırlatan Altun, şöyle devam etti:



"Bu dönem boyunca ülkemizde demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü konularında kayda değer atılımlar gerçekleştirildi. Bunun sağladığı ortamda medyada da ciddi bir büyüme ve çeşitlilik ortaya çıktı. Basın özgürlüğü alanında da haksız, yanlı ve manipülatif değerlendirmelerin aksine ciddi bir genişleme sağlandı. Şu an Türkiye’de farklı ideolojik bakışlara sahip birçok televizyon kanalı, gazete, internet sitesi ya da yeni medya platformu mevcut. Bu ortamlarda her türlü muhalif ses rahatlıkla görüşlerini dile getirebiliyor. Esasen bakıldığında medya dünyasının yarısının ideolojik sermayesinin Erdoğan karşıtlığı ya da muhalefeti olduğu görülebilir. Bununla birlikte hükümet yanlısı medyanın varlığı da son derece doğal. Bu gerçeğe rağmen kimi kişi, kurum ve ülkeler tarafından ifade özgürlüğü ya da basın özgürlüğü gibi konuların ideolojik olarak saplantılı ve güdümlü bir bakışla araçsallaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu konuları ülkelerin iç işlerine müdahale aracı olarak kullanmaya çalışmak büyük bir hata. Bu yanlışa düşen ülkeler öncelikle dönüp kendilerine bakmalı. Bu tutumlarına devam ettikleri müddetçe esas onların kendi içinde çözemediği ve uluslararası alana da yansıyan ayrımcılık, İslam düşmanlığı, aşırı yoksulluk gibi sorunlar daha fazla gündeme gelecektir."



Yorumlar