Fahrettin Altun'dan 'basın özgürlüğü' açıklaması
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, ABD Büyükelçiliği'nin Twitter'dan yaptığı basın özgürlüğü paylaşımı ile ilgili olarak, "Türkiye, ABD’yi basın özgürlüğü konusunu siyasi rant için manipüle etmemeye çağırıyor" dedi.
Abone olCumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun açıklamasında,
hem içeride hem de dışarıda kasıtlı ve manipülatif bir şekilde
iddia edildiğinin aksine Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda
herhangi bir sorun bulunmadığını söyledi. Altun, "Bugün Türkiye ile
ilgili basın özgürlüğü tartışmaları esas zemini olan medya alanıyla
ilgisini yitirmiş durumda. Maalesef bu konuya tamamen siyasi ve
ideolojik bir mesele olarak yaklaşılıyor. Objektif bir bakışla çok
rahat görülmektedir ki Türkiye, basın özgürlüğünün çok geniş
çerçevede yaşandığı bir ülke" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 17 senedir iktidarda
bulunduğunu hatırlatan Altun, şöyle devam etti:
"Bu dönem boyunca ülkemizde demokrasi, insan hakları ve ifade
özgürlüğü konularında kayda değer atılımlar gerçekleştirildi. Bunun
sağladığı ortamda medyada da ciddi bir büyüme ve çeşitlilik ortaya
çıktı. Basın özgürlüğü alanında da haksız, yanlı ve manipülatif
değerlendirmelerin aksine ciddi bir genişleme sağlandı. Şu an
Türkiye’de farklı ideolojik bakışlara sahip birçok televizyon
kanalı, gazete, internet sitesi ya da yeni medya platformu mevcut.
Bu ortamlarda her türlü muhalif ses rahatlıkla görüşlerini dile
getirebiliyor. Esasen bakıldığında medya dünyasının yarısının
ideolojik sermayesinin Erdoğan karşıtlığı ya da muhalefeti olduğu
görülebilir. Bununla birlikte hükümet yanlısı medyanın varlığı da
son derece doğal. Bu gerçeğe rağmen kimi kişi, kurum ve ülkeler
tarafından ifade özgürlüğü ya da basın özgürlüğü gibi konuların
ideolojik olarak saplantılı ve güdümlü bir bakışla
araçsallaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu konuları ülkelerin
iç işlerine müdahale aracı olarak kullanmaya çalışmak büyük bir
hata. Bu yanlışa düşen ülkeler öncelikle dönüp kendilerine bakmalı.
Bu tutumlarına devam ettikleri müddetçe esas onların kendi içinde
çözemediği ve uluslararası alana da yansıyan ayrımcılık, İslam
düşmanlığı, aşırı yoksulluk gibi sorunlar daha fazla gündeme
gelecektir."