FATİH'İN DÖNÜŞÜ
Ayasofya! Ayasofya! ..
Seni bu hale koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim? Seni ezansız, cemaatsiz bırakan kim? 86 sene seni müze yapan kim?
Açıklayacağım şimdi;
2016 Yılında Habertürk Televizyonuna “ŞİMDİ ve BURADA!” adlı programa konuk olan;
Akademik çalışmalarında medeniyet ve sanat tarihi genel başlığı altında Bizans sanatı ve tarihi, İstanbul tarihi, Türk medeniyeti, mimarisi ve sanatı konularıyla Osmanlı coğrafyasındaki Türk eserleri alanlarına ömrünü adamış İstanbul Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölüm başkanlığını yürüten, Prof. Dr. Semavi EYİCE Ayasofya’nın Müze oluşu şöyle anlatılıyor…
“Ayasofya’nın Müze oluşunu çeşitli şekilde anlatanlar var. Yok efendim Heyeti Vekilin kararı olmuşta, yazılmışta falan felan. Yok öyle bir şey!” diyor ve devam ediyor.
Efendim; Müdür Muzaffer Ramazanoğlu zamanında, ilk defa bir tane Ayasofya Müzesi ‘Hatıra Defteri’ diye kocaman bir defter yapıldı. Ramazanoğlu yaptı bu defteri. Ve bu defterin de birinci sayfasına ilk hatıra olmak üzere bir hatıra yazıldı. O da, Atatürk zamanında Bakanlardan biri olan bir zat, Milli Eğitim Bakanı (Maarif Vekili) Abidin Özmen ilk hatırasını yazıyor ve altına da imzasını atıyor. Hatıra defterine yazılan ilk yazıda noktası virgülüne şöyle diyor; “Atatürk akşam sofrasında dedi ki, Ayasofya’yı müzeleştirsek ne dersiniz” filan diyor yanındakilere. O zaman bizim zevat, malum şak-şak şak alkışlar… Ondan sonrada oldu da bitti maşallah. Ertesi gün hemen Atatürk’ün arzusu bu merkezde efendim diyor. Maarif vekili sonrada binaenaleyh, Vakıflar İdaresi’ne Milli Eğitim Bakanlığından ilk yazısını yazdı diyor. Ayasofya’yı derhal Cami teşkilatından çıkarın ve derhal teslim edin diye. İlk yazışma işte budur diyor… Prof. Dr. Eyice şöyle devam ediyor. “Aynen bunun noktası virgülüne kadar kopyasını aldım” diyor ve devam ediyor, “Bu defteri şimdi bulamıyorlar” yok diyorlar… Ama Prof. Dr. Eyice bu programda belgenin aslını gösterip yayınlanıyor programda.
Aslında sadece Ayasofya müze olmayacak, Sultan Ahmet Cami içinde Kütüphaneye çevrilme kararı verilmişti.
Nihayetinde, 24 Kasım 1935 günü Altında Atatürk ve İsmet İnönü ile Bakanların imzalarının bulunduğu Kararnameyle Ayasofya Cami Müzeye çevriliyordu.
İstanbul Fatihi Sultan Mehmed Han, Ayasofya Camii'nin ve vakfının korunmasına ilişkin yayınladığı vakfiyesi o gün bu kararla ayaklar altına alınıyordu. Vakfiyede şöyle demiş Fatih Sultan Mehmed Han;
“Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer'i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeriata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey talep ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur. Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerlerine olsun. Ebediyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesi ve onlara ebediyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun”
O gün, Fatih'in bu Vakfiyesi çiğnenmiş ve bu güne kadar 86 sene bir fiil Müze olarak kalmıştır. O ki, bu geçen süre zarfında bir Allah’ın kulu da çıkıp bu yanlışı düzeltme cihetine gitmemiştir.
Bir asra yakın Müslümanlardan uzak kalan Ayasofya Necip Fazıl’ın deyimiyle Ayasofya açılacak! Aziz bir kitap gibi açılacak! Demişti. Nitekim bir kitap gibide açıldı.
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Böylece Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasının önü açılmış oldu. Danıştay'ın gerekçesinde, Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde olduğu, cami olarak toplumun hizmetine sunulduğu belirtildi. Gerekçede, "Vakıf senedindeki cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır" denilerek Fatih'in kararı bir kere daha mühürlendi...
Bu kararın vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını dilerim. İnşallah bundan sonraki süreçte kimse kirli ellerini bu Manevi mekana uzatmaz ve kirli emellerine alet etmez. Bu gün özgürleşen Ayasofya Camii inşallah ebediyete kadar Camii olarak kalır. Nasıl 500 sene sonra Endülüste okunan ezan sesi içimizi ferahlattı ise, Mescid-i Aksa'da bir gün Yahudi zulmünden kurtulur. Pas tutmuş zincirler kırılır ve esaret altındaki mabetler özgürlüğüne kavuşur.