Gelecekte veri depolama alanı, DNA olacak!
Bilim insanlarının keşfettikleri yeni yöntem ile depolama teknolojisinin DNA üzerinden gelişimi sağlanabilecek. Bilim insanları, maksimum miktarda veriyi tek bir DNA nükleotidine aktaracak yeni bir yöntem üzerinde çalışıyor.
Abone olIBM’nin 1.5 ton ağırlığında ve 5MB kapasiteye sahip dünyanın ilk hard diskini üretmesinden bugüne 60 yıldan uzun bir zaman geçti ve bu süre içerisinde avuç içine sığan flaş belleklerle gigabaytlarca, hatta terabaytlarca veri aktarabilecek teknolojilere sahip hale geldik. Veri depolama teknolojisinin bu denli ilerlemesi tabi ki kişisel kullanım için oldukça yeterli ancak mevcut depolama teknolojilerinin yetersiz kaldığı noktalar için bilim insanları depolama teknolojisinin yönünü değiştirecek bir alan üzerine çalışıyor: DNA
Aslında DNA üzerine verilerin kaydedilerek saklanılması düşüncesi uzun yıllardır dile getirilen ve üzerinde çalışmaların devam ettiği bir alan. Özellikle Microsoft’un pek çok üniversiteyle beraber bu alanda çalışmalar yaptığını ve son olarak 200MB boyutundaki veriyi DNA’ya kaydetmeye başardığını biliyoruz. DNA hem çok küçük yapısına rağmen 215 Petabayt boyutundaki veriyi depolayabilmesiyle hem de binlerce yıl boyunca bozulmadan saklanabilmesiyle mevcut depolama sistemlerine göre oldukça avantajlı ancak verilerin DNA’ya aktarılması oldukça zorlu bir süreç.
Her Nükleotide Karşılık 1 Bit Veri
Columbia Üniversitesi ve New York Genom Merkezi'ndeki araştırmacılar bu zorlu sürecin üstesinden nasıl gelinebileceğiyle ilgili yeni bir yöntem keşfettiklerini duyurdu. Geliştirdikleri yeni yöntemle bir DNA nükleotidine bugüne kadar ki en yüksek boyuttaki veriyi aktarmayı başaran araştırmacılar önce dosyalardaki her biti DNA nükleotidleriyle eşlediler ve ardından bu nükleotidleri sentezleyerek daha sonra kullanılmak üzere molekülleri bir test tüpünde sakladılar.
Araştırmacılar test tüpündeki verileri bozulma olmadan kurtarmak içinse şu yolu izledi: İlk olarak DNA zincirlerinde bulunan ve depolanan bitlerin karşılığı olan adenin, guanin, sitozin ve timin bazlarını, geliştirdikleri algoritma ile silerek yerlerine bilgisayarda kullanılabilecek bir ve sıfırlardan oluşan ikili kodu yerleştirdi.
Kayıp Olmaksızın Verilere Erişme İmkanı
Çalışmanın sonucunda her biri 200 baz uzunluğunda 72 bin DNA zincirine yerleştirilen bir işletim sistemi, 1895 yapımı bir Fransız filmi, bir Amazon hediye kartı, bir bilgisayar virüsü, bir Piooner plakının verileri herhangi bir kayıp olmaksızın tekrar kullanıma hazır bir şekilde elde edildi.
Tabi her ne kadar bu çalışma, DNA üzerinde depolama için umut verici olsa ve bu alanın pek çok büyük şirketin sunucu verilerini saklamak için yöneleceği ve çalışmaların hızlanacağı bir alan haline gelmesi bekleniyor olsa da araştırmacılara göre DNA depolama sistemlerinin son kullanıcıya ulaşabilir hale gelmesi için yaklaşık 10 yıllık bir süreç bizleri bekliyor.
dhbr