GÜNLÜK
Sevgili günlük..
Sabahın köründe uyandım.
Dün akşam koltukta sızmışım.
Bir taraflarım açıkta kalınca üşüdüm.
Zar zor kalktım, gittim yattım.
Dün yine evdeydim.
Yapacak çok şey vardı.
Bulaşık, yemek, çamaşır falan.
Ütü yapmıyorum, yıkananı doğrudan giyiyorum.
Ütüsüz giyinmek güzelmiş.
Bugün biraz tamirat mı yapsam acaba?
Dün gece sular az akıyordu.
Sabah tamir ederim düşüncesi ile yattım.
Sabah yüzümü yıkadım, sanki Keban boşalmış, gümbür gümbür akıyor.
Boş kavanozları tekrar yıkayayım bari.
Yerleri dün sildim, bugün iki kere.
Dışarı çıksam mı acaba?
Yaşım tutuyor hala.
Yok aman, ne olur olmaz.
Ekmeklik unum var, ekmek yapayım sıcacık.
Yumurta bitiyor, bakkal eve servis yapıyor mu?
Kapıcı da yok kaç gündür.
Adam 65 yaşında galiba.
Belki bahçeye çıkar arabayı yıkarım.
Kapının önüne yaş havlu serdim.
Bol sabunlu, gelen ayağını silecek.
Hala gelen olmadı.
Örgüye başladım, bir ters, bir düz.
Karşı komşu ile kapı önünde kahve mi içsek?
Karşı apartmandaki kadın her gece pencerede.
Bakıyorum tam saat dokuzda orada.
El sallıyor bana.
Ne iş anlamadım, benden hoşlanıyor galiba.
Tartıyı banyoya koydum.
Çıplak olunca daha az gösteriyor.
Kek, pasta, börek azalıyor mutfakta.
Baklava açmayı deneyeceğim bugün.
Elim sudan çıkmıyor.
Suyu çok seviyorum.
Saçım uzadı biraz, kendim keseceğim artık.
Sevgili günlük..
Bugün çok işim var.
Şimdilik bu kadar, yarın yine görüşürüz.
İyi ki sen varsın.
Ne diyorum ben ya, kafayı sıyırdım galiba.
Normal mi bunlar?
Hayattan bir kesit mi?
Sizin durumda aynı mı?
İyi de, benim günlüğüm yok ki?