HASTANE DEĞİL CEPHE

Eşim kanser tedavisi görüyor. Kemoterapi ve radyoterapi tedavilerimiz yılın başında bitti. 9 nisan tarihinde ilk kontrolümüzü yaptırmamız gerekiyordu. Covid-19 mücadelesi kapsamında alınan tedbirler gereği gerçekleşmedi. İki ayrı hekimden 182 hattı aracılığıyla alınan randevularımız aynı tedbirler gereği iptal edildi ve yeni randevu alamadık. Gündemi ve korona sürecini yakından takip ediyoruz. Bu bağlamda; evde kalıp bekledik. Uyarıları dikkate alıp elimizden gelen tedbirleri almaya çalıştık. Ancak, bekleme bir ayı geçince belki de psikolojik kaynaklı rahatsızlıklar baş gösterdi Merih’te. 182 hattından randevu almak mümkün olmayınca acil durumlarda arayabileceğimiz numarayı çevirdik; İzmir Dr. Suat Seren Hastanesi Onkoloji Polikliniğini aradık 12 mayıs günü. E-Randevu veremediklerini ancak 14 mayıs sabahı erken saatlerde gelip sıra numarası alırsak doktorumuzu görebileceğimiz söylendi.

Sabah 7 buçukta hastanedeydik. Ateş ölçümü yapılmayanlar binalara giremiyor. 36,2 ve 36,3 dereceyle kayıt altına alındık. Sıra numaramızı verdiler ve beklemeye başladık. ‘ Hayat Eve Sığar ‘ uygulaması risk düzeyinin yüksek olduğu bilgisini veriyor. Haritada bulunduğumuz yer kıpkırmızı! Kalkıp dolaşmaya başlıyorum. Acil girişi ikiye ayrılmış. Sağdaki büyük kapı sadece Covid-19 hastalarına hizmet veriyor. Solda kalan kapı girişi ve içerideki alan çok daha dar!. Her iki kapının önünde iri yarı güvenlik görevlileri nöbette!. Ateşinizi  ölçtürdüğünüzü kanıtlar kağıdı gösteremezseniz kampüs alanındaki binalara girme şansınız yok.

Kantinler çalışıyor ama masalara oturmak yasak. Hoş! Masalar depoya kaldırılmış zaten. Poliklinikler ve tahlil laboratuvarlarındaki sıralar ters çevrilmiş iç içe oturulmaması için. Görevliler, abartısız  beş dakikada bir sosyal mesafe uyarıları yapıyorlar. Kimileri ilginç giysiler içinde; bu dünyadan değiller sanki! Sadece gözler var etrafımda!. Korkuyla, kaygıyla bakan can derdine düşmüş  gözler!.

Sağlık çalışanlarıyla laflamaya çalışıyorum. Kiminin bebeği var bağrına basamadığı; gözlerinden özlem akıyor korkuyla karışık!. Kimi kısa molasında evladıyla konuşuyor telefonda; kulak misafiriyim istemeden!.  ‘ Özledim ‘le başlıyor, ‘ Çabuk gel ‘le bitiyor konuşma!.

Sıra numaramız 15. Doktorumuz dokuza doğru başlıyor mesaisine. Sıra haricinde yatan hasta, yaşlı ve engellilerin tedavileri  ve kontrolleri yapılıyor. Öğlen on ikiye sadece üç kala geliyor sıramız. Doktor, kontrol hastalarına bakılmadığını biz ise poliklinik görevlisi tarafından yönlendirilerek geldiğimizi ve yaklaşık beş saattir beklediğimizi boca ediyoruz gergin ortama!. Muayenemiz yapılıp kan tahlili ve ultrasonografi için P6 ve K binalarına sevk ediliyoruz. Saat 12.17!. Elbette öğle tatili!.

Bir buçuk gibi kan tahlili yaptıracağımız P6 binasındayız. Ateşimizi gösterir belge anahtar; sızıyoruz içeriye!. Kapıda hasta ve hasta yakınlarının ateşlerini ölçen ve daha önce hiç duymadığım sorular soran bir hemşire var!. ‘ Covid hastası mısınız ‘, ‘ Covid pozitif bir hastayla temasınız oldu mu ‘ gibisinden sorular!. Tekerlekli sandalyedeki hastasıyla kapıya gelen bir hasta yakınıyla geriliyorlar!. Tamamen iletişimsizlikten ve empati yoksunluğundan bir didişme bu!. Yancıların devreye girmesiyle büyüyor olay! Hani minibüste şoförden daha çok söylenen yalakalar vardır ya! Hah! Hastanelerde de var onlardan!. Araya giriyorum. Önce hasta ve yakını uzaklaşıyor olay yerinden. Yalaka sigara içmek için dışarıya çıkıyor. Bendeniz hemşirelik haftasını kutlayarak sağlık çalışanımızla laflamak suretiyle yatıştırmaya çalışıyorum. Ortalık durulup kanımızı da verince ultrason için K binasına seğirtiyoruz!.  Randevumuzu alıp hastane kapısından çıktığımızda saat 14.30!.  Yarın da ultrason çekimimiz var.

Ailemde çok sağlık çalışanı var. Hastanelere yabancı değilim. Son beş yıl içinde yatılı misafirleri de oldum hastalıklarımdan ötürü. Ama!.. Bugün yedi saatimizi geçirdiğimiz yer hastaneden çok cepheyi andırıyordu!

İtiraf ediyorum!. Şubat gibi ben de ciddiye almamıştım durumu. Günler ilerledikçe kavrayabildim olayın vehametini!. Bugün zirveye ramak kalayı yaşadım ki; o ramak virüse yakalanmak anlamına geliyor!.

Lafım durumu hala ciddiye almayanlara! AVM’ye gitmeden önce gidip gözlemleyin bir pandemi hastanesini. Kabızlığa da iyi geliyor haa!..

Yorumlar