Hüseyin İnan neden idam edildi? Hüseyin İnan kimdir? Hüseyin İnan ne suç işledi?
6 Mayıs 1972'de Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş ile beraber idam edilen Hüseyin İnan, ölümünün 49. yılında anılıyor. Peki Hüseyin İnan neden idam edildi? Hüseyin İnan kimdir? Hüseyin İnan ne suç işledi? İşte Hüseyin İnan'ın hayatı...
Abone ol6 Mayıs 1972'de Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş ile beraber idam edilen Hüseyin İnan, ölümünün 49. yılında anılıyor. Peki Hüseyin İnan neden idam edildi? Hüseyin İnan kimdir? Hüseyin İnan ne suç işledi? İşte Hüseyin İnan'ın hayatı...
Hüseyin İnan, Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan, 49 yıl önce 6 Mayıs 1972'de idam edildiler. ABD 6. Filosuna yapılan eylemlerin öncülerinden olan Hüseyin İnan, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu kurucularındandır. 1971 darbesi sonrasında öğrenci hareketlerine ve sol örgütlere karşı yapılan operasyonlarda yakalanarak hapse atıldı. Peki Hüseyin İnan kimdir?
HÜSEYİN İNAN KİMDİR?
Hüseyin İnan, 1949'da Sivas Gürün ilçesine bağlı Bozhöyük köyünde doğdu. İlk ve orta okulu Sarız'da, liseyi Kayseri'de okudu. 1966'da ODTÜ İdari Bilimler Bölümü'ne kayıt oldu. Sosyalist Fikir Kulubü (SFK) ve bu derneğin bağlı olduğu Dev-Genç'e üye oldu. Aynı dönemde, TİP'e de üye oldu. Gerek İstanbul ve Ankara, gerek İzmir ve diğer illerdeki anti-emperyalist eylemlere aktif rol alan Hüseyin İnan, ABD 6. Filo'suna yönelik eylemin düzenleyicilerinden oldu. Toprak işgalleri gibi kırsal yörelerdeki etkinliklerde yer aldı. 1966-1967 öğretim yılında, gerçeklesen ODTÜ Hazırlık boykotunun örgütlenmesine önderlik etti.
Hüseyin İnan, 1968'de, TİP ve daha sonra MDD içindeki ayrılıklarda, giderek belirginleşen gizli ve dar örgüt fikri doğrultusunda çekirdek bir grup oluşturup, kir gerillası yoluyla anti-emperyalist mücadele verme düşüncesini geliştirmeye çalıştı. MDD fikrinden hiçbir zaman taviz vermemiş olsa da, fikri mücadeleden silahlı mücadele yoluna doğru saptı.
Ankara'da, özellikle ODTÜ öğrencisi olan ve önderliğini Sinan Cemgil ile birlikte Hüseyin İnan'ın yaptığı grup, Türk sosyalizm tarihinin ilk silahlı örgütü olan THKO'nun çekirdek kadrosunu oluşturdu. Aynı yıl İdari Bilimler Fakültesi'nden çıkartılan Hüseyin İnan, sonrasında Sinan Cemgil, Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan'la birlikte paylaşacağı, ODTÜ Birinci Yurt'ta 201-202 numaralı odada kalmaya devam etti. 14 Ekim 1969'da, THKO'nun bu nüvesini oluşturan grup ile birlikte Suriye üzerinden Ürdün'e, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)'nün askeri kanadı olan El Fetih'in gerilla eğitim kamplarına gitti. Burada aldıkları eğitimin ardından bir süre İsrail'e karşı yapılan kimi eylem ve karakol baskınlarında görev aldı.
Şubat 1970'de Türkiye'ye geri döndüğünde, Diyarbakır-Gaziantep yolunda bir otobüste yakalandı. Diyarbakır’da devam eden yargılama sonunda, Ekim 1970'de tahliye oldu.
El-Fetih kamplarında yaptıkları yirmi günlük bir eğitimden sonra Hüseyin İnan ve 15 arkadaşı, 1 Şubat 1970 Pazar günü, Suriye sınırından gizlice Türkiye'ye girer. Grubun bir Diyarbakır'a gelir. Hüseyin İnan, Alpaslan Özdoğan ve Mustafa Yalçıner'le birlikte, yanlarında getirdikleri silahları Diyarbakır surlarına gömer. Daha sonra Diyarbakır Tıp Fakültesi önünde buluşmak için anlaşılır. Fakat Tıp Fakültesi önüne geldiklerinde fakültenin polis tarafından basılmış olduğunu gören Hüseyin, Alp ve Yalçıner, Adana'ya gitmek için Diyarbakır dışından bir benzin istasyonunda otobüse biner. Hüseyin İnan ile Alp, yan yana koltuklara, Yalçıner tek başına oturur.
Otobüs, Gaziantep yakınlarında bir yerde jandarmalar tarafından durdurularak aranır. Hüseyin İnan ile Alp, yan yana koltuklarda oturduğu için gözaltına alınır. Yalçıner, şans eseri kurtulur ve Adana'ya gelir. Yalçıner, daha sonra Ankara'ya gider. Müfit Özdeş, Teoman Ermete ve Atilla Keskin ise Malatya'da tren garında yakalanır. Sonuçta, yakalananlardan Hüseyin İnan, Atilla Keskin, Teoman Ermete, Müfit Özdeş, Ercan Enç, Alpaslan Özüdoğru, Hamit Yakup, Ahmet Tuncer Sümer, Kadir Manga, Ali Tenk, Bahtiyar Emanet tutuklanır ve Diyarbakır Tutukevi'ne konur. Filistin'den dönenlerden Mustafa Yalçıner, Ahmet Erdoğan ve diğer 3 kişi, yakalanamaz. Fakat yakalananların Emniyet'te verdiği ifade nedeniyle Mustafa Yalçıner ile Ahmet Erdoğan, gıyabi tevkif kararı ile aranmaya başlanır.
Kendilerine isnat edilen suç Filistin'de aldıkları gerilla eğitimi ile alakalıdır. Mahkemenin Dışişleri Bakanlığı'ndan talep ettiği, konu ile ilgili bilirkişi raporunda, Bakanlığın, El-Fetih örgütü hakkında sosyalist bir örgüt olarak değil, "Milliyetçi bir Arap örgütü" olarak görüş bildirmesi sayesinde aynı yılın Ekim ayında serbest bırakılırlar.
Hüseyin İnan serbest kalmasını takiben yeniden Ankara'ya döndüğünde kafasındaki kır gerillası fikri iyice berraklaşır. Benzeri düşünceler taşıyan ve aynı eylem çizgisini benimseyen, başlarında Deniz Gezmiş’in yer aldığı İstanbul grubuyla bir araya gelerek THKO'yu kurma kararı alırlar. Bu karar üzerine Deniz Gezmiş, son kez ayrıldığı İstanbul'dan, Ankara'ya gelir.
Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve Cihan Alptekin'in de kuruluşunda yer aldığı THKO'nun öncü teorisyeni olur. Bu, diğerleri tarafından lider olarak kabul edilmesini beraberinde getirir. Sadece teorisyenlikle sınırlı kalmaz ve THKO'nun tüm silahlı eylemlerinin bizzat içerisinde yer alır. 29 Aralık 1970'de,4 Dev-Genç üyelerinden İlker Mansuroğlu'nun öldürülmesi üzerine, THKO'nun örgüt olarak ilk kez ismini kullandığı Kavaklıdere Polis Karakolu'nun kurşunlanması, 1 Ocak 1971'de Türkiye İş Bankası Emek Şubesi soygunu, Amerikan askeri tesislerinin basılarak önce bir, daha sonra dört Amerikalı askerin kaçırılması eylemlerinde bulunur.
Hüseyin İnan, 23 Mart 1971'de Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde düştükleri pusuda THKO'lu bir diğer militan, Mehmet Nakiboğlu'yla beraber yakalandı.
Hüseyin İnan, Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan'la Ankara 1. No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından 9 Ekim 1971'de idama mahkûm olur. İdamların önlenmesi için gerek Meclis'te, gerek kamuoyunda ve gerekse örgüt arkadaşları tarafından çeşitli girişimlerde bulunulmasına rağmen Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş'le birlikte 6 Mayıs 1972'de idam edildi. Son sözleri "Ben şahsî hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum. Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler. Kahrolsun faşizm" olmuştur.
Hüseyin İnan'ın mezarı, Ankara/Karşıyaka Mezarlığının L/17 parselinde bulunmaktadır.