İKTİDARA DOĞRU KURULTAYI
CHP 37. Olağan Kurultayını yaptı. Adı başlıkta yer aldığı şekliyle ‘’ İktidara Doğru ‘’ idi!.
Buradaki iktidardan benim anladığım parti içi iktidardır ve Kemal Bey tek başına aday olduğu genel başkanlık seçimini kazansa dahi Parti Meclisi için yaptığı liste delindiğinden partide bile başarılı addedilemez!. İktidar ışığı ve olasılığı maalesef bu anlayış ve bu yönetimle hayal bile değildir.
Kurultay sürecinin öncesindeki kulisleri, kurultayı ve sonrasındaki yankıları en ufak detayı bile atlamadan takip ettiğimi söyleyebilirim. Bunun ışığında iddiamı nesnel verilere dayandırarak savunmak elbette boynumun borcudur!.
Kemal Bey, yaşanan olağan dışı bir sürecin ertesinde 2010 yılının mayıs ayında partinin genel başkanlığına seçildi. Referandum, yerel seçim sonuçlarına hiç girmeden milletvekili seçimlerine bakmamız gerekiyor. Lakin iktidar buradan geçiyor.
Genel Başkanlığa geldikten hemen sonra yapılan 2011 Milletvekili Seçimlerinde parti % 25,98 oranında oy almış. Deyim yerindeyse hafif bir yel estirmiş beyefendi; lakin en yüksek oyu aldığı seçim! 2015 yılının haziran ayında yapılan ve iktidar partisinin hükümet olmak için yeterli çoğunluğu sağlayamadığı seçimde oran % 24,95. Partiler koalisyon için anlaşamayınca kasım ayında tekrarlanan seçimin sonucunda % 25,32 oranını görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birleştirilen 2018 Genel Seçimlerinde % 22,64’e gerilemiş parti!. Partinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ise % 30,60 oy oranına ulaşmış.
Yukarıdaki rakamlardan genelleme yapmak haksızlık olur diye düşünebiliriz!. Beyefendinin 2010 yılında genel başkanlığa gelmeden önce, 2007 Genel Seçimlerinde CHP % 20,87 oy oranıyla yine ana muhalefete yerleşmiş!. Değişen bir şey yok, iktidarı yakalayacak bir sıçrama yok. Acı bir istikrar söz konusu!!! Son 13 yıldır % 20 – 25 bandında debelenen partinin bu onüç yılının onunda Kemal Bey’in imzası, dahli, başarısızlığı ve sorumluluğu var!.
Başarısızlıktan ders alıp bir sonraki mücadeleden zaferle çıkmak gerçekleşmiş mi? Hayır!!! Her başarısız sonuçtan sonra akvaryumdaki japon balıkları atılıp lepistes koymak misali parti meclisi ve merkez yürütme kurulu dizayn edilmiş yeniden; ve yeniden yenilgilere yürünmüş. Beyefendinin marifeti, kurucu partinin denizler ölçeğindeki etkinliğini ve şanlı tarihini akvaryum boyutuna indirgemektir!.
İkinci yüzyıla öykünme olarak adlandırabileceğimiz manifesto niteliğindeki bildiriyi okudum. Üşenmedim, ikinci kez okudum!. Heyecanlanmadım!. Niçin heyecanlanmadığımı ‘ 2018 Genel Seçimleri ‘ üzerinden ifade etmeye çalışayım..
Son seçimlerde partinin % 10 barajını aşamadığı ve çoğunlukla yüzde ikiler düzeyinde oy aldığı 19 il var! Birinci parti olarak çıktığı il sayısı ise sadece altı! 75 şehrimizin seçmenine dokunamamışsınız! On yılda kitlelerin umudu olamamışsınız!
Bir sorum olacak yazdıklarımın bağlamında! Halihazırda partinin genel sekreterini oraya buraya bakmadan kim söyleyebilir Tanrı aşkına? Söyleyemez kimse, yok ki! Vekaleten Muharrem Erkek bakıyor! Kasım Gülek, Bülent Ecevit gibi efsane isimlerin bir zamanlar oturup politikalar ürettiği o koltuk boş yahu! İdareten bakıyor işte biri!..
Buraya kadar yazdıklarım tamamen nesnel verilere dayanan yorumlarımdır. Gazeteci değilim. Bana verilen köşemde çevremi, olayları algılayıp daha iyi koşullarda yaşamın olabileceğinden yola çıkarak yazmaya çalışıyorum. Siyaset Bezirganı değilim!. Siyaseti bilim olarak okudum ama!
Kimsenin kimseyi kandırmadığı, umutların sömürülmediği, ‘’ İş, Aş, Özgürlük ‘’ taleplerinin havada kalmadığı yarınları yaşamak dileklerimle…