İnce'den Erdoğan'a 'prompter' tepkisi: Camdan konuşanlar bu sorunu çözemez, candan konuşanlar çözer
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Kürt sorununa çözüm aramak için TBMM'de bir komisyon kuracaklarını, TRT kanallarından birini de bu tartışmalar için tahsis edeceklerini söyledi. İnce, "81 milyon ne yaptığımızı bilecek, gizli kapaklı görüşme yok. Edirneli de bilecek, Valı da bilecek" dedi.
Abone olVan'da halka seslenen İnce, dün Diyarbakır'daki iftar programında kanaat önderleriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın prompter'ın bozulmasının ardından konuşamamasının görüntüsünü izletti. İnce, "Ben size yürekten, ciğerden konuşuyorum, içimden gelenleri söylüyorum. Konuşma iki şekilde yapılır, küçük notlar alırsın, içinden geldiği gibi konuşursun. Bir de cam var cam, yazılanları okur, sen de ezbere konuşuyor zannedersin. Cam bozuldu. Camdan konuşanlar bu sorunu çözemez, candan konuşanlar bu sorunu çözer" ifadesini kullandı.
Demirören Grubu'na verilen Ziraat Bankası kredisiyle neler yapılabileceğini anlatan İnce, "1000 fabrikaya 4.5 milyon lira, 10.000 KOBİ'ye 450'şer bin lira, 100.000 çiftçiye 45 bin lira verilebilirdi" dedi.
İnce'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
'16 YILDIR MEYDANLARDA BAĞIRIP ÇAĞIRAN BİRİ VAR, DEĞİŞTİRİP YENİYİ GETİRECEKSİNİZ'
Kıştan çıktnız, sobadan kurtuldunuz, mobilyaları değiştirdiniz. Ev size daha güzel gelmez mi? Yeni araba alsanız daha güzel gelmez mi? Yeni elbiseyi aldığınız gün kendinizi daha huzurlu, mutlu hissetmez misiniz? 16 yıldır meydanlarda bağırıp çağıran biri var; şimdi bu eskimişi değiştirip yeniyi getireceksiniz.
Benim projem 3B, Erdoğan meydanlarda bana gariban cumhurbaşkanı adayı diyor. Ben 3 Kasım 2002'de milletvekili oldum, Erdoğan 5 ay sonra. Askere gitseydik benim kıdemim 5 ay daha fazla olduğu için ben çavuş olurdum, o onbaşı. 16 yıldır aynı maaşı aldık; ben gariban oldum da sen nasıl zengin oldun. Aslında ben dünyanın en zengin adamıyım, çünkü ben insanları Türk, Kürt diye, Alevi, Sünni diye, sağcı, solcu diye, kadın, erkek diye ayırmam. Ben 81 milyonu seviyorum. Onun için ben Türkiye'nin en zenginiyim.
'TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK SERVETİ GENÇ NÜFUSU'
Avrupa'nın en genç nüfusu var; ova var, göl var… Un var, şeker var yağ var; usta kötü sadece helva bundan kötü oluyor. Almanya'nın yaş ortalaması 40, İsveç'in 45, Türkiye'nin 29. İşte en büyük servet bu. Türkiye'nin en büyük serveti genç nüfusudur. Bunları iyi eğiteceğiz. Ben Van'ın müfettişiydim partide. Sokaklarda gezerken ne kadar genç nüfus olduğunu görüyorum, bu çocukları iyi eğiteceğiz. İyi okullarda okutacağız onları. Ama doların yükselmemesi için, faizlerin düşmesi için, ekonominin düzgün olması için, yoksulluğu kaldırmak için bir büyük değişikliği beraber gerçekleştireceğiz.
Yeni dönemde neler olacak anlatayım. Bir, barışacağız. 'Kürt Sorunu' her şeyden önce siyasi ahlak sorunudur. Siyasetçi Van'da, Diyarbakır'da geldi, Kürtlerin hoşuna gidecek şeyler söyledi. Ama Edirne'de başka konuştu. Bir yerde milliyetçiliği ayaklar altına aldı, öbür tarafa gitti, uçtu. Cumhurbaşkanı olursam, ki inanıyorum olacağıma; ben bu sorunu çözeceğim.
'DOKUNULMAZLIKLAR KONUSUNDA PARTİ YÖNETİMİNİ DİNLEMEDİM, DOĞRU YAPTIM'
Dokunulmazlıklar konusu gündeme geldi, CHP 'evet' dedi; ben 'hayır' dedim. Bana yanlış yapıyorsun dediler; hayır, dedim. Doğru yapıyorum, dedim. Türkiye'de mahkeme yok ki, yargı yok ki; talimatla hareket ediyorlar. Dokunulmazlıklar konusunda parti yönetimini dinlemedim, doğru yaptım, bugün olsa aynısını yaparım. Siyaset bir risk işidir, cesaret işidir. Bu cesareti göstereceğiz.
Ne Kürt kardeşlerime yalan söyleyeceğiz, ne Türklere. Yalan yok. Çözüm yeri TBMM'dir, orada temsil edilen siyasi partiler aldıkları oya, milletvekili sayısına bakmadan eşit üyeyle komisyon kuracağız. TRT kanallarından birini bu soruna tahsis edeceğiz. Bir kanalda sadece bu konuyu tartışacağız, özgürce, herkesin gözünün önünde. 81 milyon ne yaptığımızı bilecek, gizli kapaklı görüşme yok. Edirneli de bilecek, Valı da bilecek.
'BEN YÜREKTEN, CİĞERDEN KONUŞUYORUM, İÇİMDEN GELENLERİ SÖYLÜYORUM'
Ben size yürekten, ciğerden konuşuyorum; içimden gelenleri söylüyorum. Konuşma iki şekilde yapılır, küçük notlar alırsın, içinden geldiği gibi konuşursun. Bir de cam var cam, bir orada var, bir burada var. Yazılanları okur, sen de ezbere konuşuyor zannedersin. (Erdoğan'ın dün Diyarbakır'daki iftarda prompter'ın bozulmasının ardından konuşamamasının görüntüleri izletiliyor) Cam bozuldu. Camdan konuşanlar bu sorunu çözemez, candan konuşanlar bu sorunu çözer.
Çiftçinin borçlarının faizini sileceğimizi herkesin bilmesini istiyorum. En düşük emekli maaşı 1500 lira, asgari ücret 2200 lira olacak. Hayvancılara sesleniyorum: Bir, insanlara ilaç kullanıyoruz, devlet bunların önemli bir kısmını veriyor. Bir de hayvanlara kullanıyoruz. İnsanlara 100 liralıksa, hayvanlara da 5 liralık. İnce'nin cumhurbaşkanlığında hayvanların ilacını devlet bedava verecek. İki, çobanlık deyip geçme. Eğer onlar olmazsa etimiz olmaz; etimiz olmazsa Sırbistan'dan et, Uruguay'dan inek alırız. İstanbul, İzmir, Ankara'daki çocuğumuz et yiyemez. Bizim çobanlarımızı desteklememiz lazım. Bütün çobanların sigorta primlerini devlet ödeyecek.
'OHAL'İ KALDIRACAĞIZ, MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZ OLACAK'
İstanbul'a gelenlerin içinde birinci sırada kim var biliyor musun? Vanlılar var. Şu anda Van birinci sırada. Bana ekonomiyi nasıl düzelteceksin diye soruyorlar. Bir, cumhurbaşkanlığı yeminini ettiğim 48 saat içinde OHAL'i kaldıracağız. İki, OHAL kalkınca Merkez Bankası'nı bağımsız hale getireceğiz.
3 ay içinde hukuk sistemini, yargı düzenini düzelteceğiz. Yargıda ne FETÖ'cüler ne Tayyip'in askerleri olacak.
Türkiye'de şu anda hukuk yok ki! Erdoğan tutuklayın dediğinde tutukluyorlar, bu kadar basit.
AK Parti'ye oy veren, bana yolda 4 parmak gösteren kardeşime sesleniyorum: Sen soyulduğunun farkında mısın? Erdoğan bir daha kazanırsa dolar 10 lira. Kaçarı yok.