Anasayfa /  Eğitim

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi yeni akademik yıla merhaba dedi

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2019-2020 Akademik Yılının Açılışı, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan’ın Verdiği İlk Ders İle Başladı. Açılışta Konuşan Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “zor Bir Yeryüzünün İçindeyiz. Uluslararası Düzen Değerlerini Kaybettiği İçin Düzensizliği Ve Sonunu Hazırlayan Bir Sistemin İçine Girmiş Durumda. Bu Yüzden Bilimin O Adalet Dağıtan Eşitlikçi Sorun Çözen Hakkaniyetli Özelliğine Büyük İhtiyaç Var” Dedi.

Abone ol
Abone ol 24 Ekim 2019 15:45

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2019-2020 akademik yılının
açılışı, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel
Aşan’ın verdiği ilk ders ile başladı. Açılışta konuşan Rektör Prof.
Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Zor bir yeryüzünün içindeyiz.
Uluslararası düzen değerlerini kaybettiği için düzensizliği ve
sonunu hazırlayan bir sistemin içine girmiş durumda. Bu yüzden
bilimin o adalet dağıtan eşitlikçi sorun çözen hakkaniyetli
özelliğine büyük ihtiyaç var” dedi.


İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin 2019-2020 akademik yılı
açılışı, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel
Aşan’ın “En Zor Yüzyıl” başlıklı açılış dersiyle gerçekleştirildi.
Akademik yıl açılışına; Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu,
Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, çeşitli üniversitelerin
yöneticileri, dekanlar, enstitü müdürleri, akademisyenlerin yanı
sıra öğrenciler katıldı.


“Talep eden olun”


Prof. Dr. Göksel Aşan yeni akademik yıl açılış konuşmasına,
“Öğrenci olmak yerine özellikle üniversite hayatınızda talep eden
kişi yani talebe olun” diyerek başladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öğrencilere talebe demeyi tercih ediyorum. Talebe ‘talep eden’
demektir. Sizler üniversite hayatınız boyunca öğrenci olmayın çünkü
öğrenen olmak kolaydır. Sizler talep eden olun. Talep etmediğiniz
sürece biz size neyi ne kadar bilmeniz gerektiğine dair kendi
kanaatimizle bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz. Bu sistem, ‘bir
İktisat öğrencisi ne bilerek mezun olmalı’ diye bizim karar
vermemize bağlı. Dolayısıyla siz bizden fazlasını talep etmediğiniz
sürece biz ne istersen size onu vermeye devam edeceğiz. Ayrıca
sizlerden bir talep gelmeyince, bizler de ne de olsa
öğreteceklerimizin sınırı belli diye yeni şeyler öğrenmiyoruz.
Unutmayın ki sizin talep etmemizle birlikte bizler de yeni şeyler
öğreniyoruz.”


“Birlikte yaşama mekanizması çok önemli bir değer”


Toplumda belli bir sistem içinde birlik ve beraberlik konusunun
önemli bir değer olduğunun ve insanın sistem dışında tek başına
hayatta kalmakta zorlanacağını kaydeden Prof. Dr. Göksel Aşan şöyle
devam etti: “İnsanlığın başından beri kurduğu bütün formlar ve
sistem, tüm bireylerin topluluk içinde hareket etmesini ve
yaşamasını öngörüyor. Bu sistem bütün canlı varlıklar için de
geçerli. Fakat bizim diğerlerimizden farkımız var ki o da düşünüyor
olmamız. Yani bizim normalde yararımıza olan sistem için, ‘acaba
sistemin dışında kalsam daha mı mutlu olacağım’ diye düşünmekten
kendimizi alıkoyamıyoruz. Sistemin dışında kalmamanız lazım. Hiçbir
yeni üyenin o var olduğu topluluk neyse onun dışında ayakta
kalamayacağı öğretiliyor. Sizin siz olduğunuz tek an var
doğduğununuz an. Ondan itibaren bütün sistem sizin olmaktan daha
çok ne olmanız gerektiğine odaklanıyor. Birlikte yaşama mekanizması
çok önemli ve sahip çıkmamız gereken en önemli değerler. Niye
değerlere ihtiyacımız var; hiç birimizin doğasında dürüst ve
ahlaklı olmak yoktur mesela bu sonradan öğretilen bir şeydir. Ne
kadar dürüst ve ahlaklı iseniz o kadar iyi eğitilmişiniz demektir
ve takdir edilecek bir şeydir. Bu değerler sistemin ayakta
kalmasını sağlayan şeyler. Bu dengeyi sağlamak için belli sisteme
ihtiyacımız var.”


“Uluslararası düzen için bilime çok fazla ihtiyacım var”


İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Hacısalihoğlu da konuşmasında bilimin önemine değinerek, özellikle
uluslararası düzen açısından sosyal bilimlere ihtiyaç duyulduğunu
söyledi. Prof. Dr. Hacısalihoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Üretilmeyi üreten söylenmeyeni söyleyen yazılmayana yazan
konuşulmayanı konuşan bilgiyle değerlerin yorulduğu yerdir
üniversite. Bu farkındalığı ve bilinci taşıyabilirsek üniversite
olmak yolunda tarih tezimizi yolumuzu hedefimizi doğru belirledik
anlamına gelir. Üniversite öncüdür ilktir, sorun çözendir derde
derman olan yerdir. Zor bir yeryüzünün içindeyiz. Özellikle bu
çekişmenin didişmenin, çıkarların ve siyasetin farklı amaçlarla
kullandığı bir yüzyıldayız ve bu zaman dilimi içerisinde bilimin o
adalet dağıtan eşitlikçi sorun çözen hakkaniyetli özelliğine büyük
ihtiyaç var. Özellikle de sosyal bilimlere. Yansız olacak, adalet
duygusunu vicdanlarla zihni buluşturarak yeryüzüne yayacak. Başka
çare yok. Enerjisini tükettikçe evren sonunu hazırlar. Uluslararası
düzen de bugün değerlerini tükettikçe yani insan hakları adalet,
hukuk, mazlumların sorunlarını çözebilme yetisi gibi değerleri
başaramadığı ölçüde düzensizliği ve sonunu hazırlayan bir sistemin
içine girmiş durumda. Bugün uluslararası ortam dağınız, kuralsızdır
ve adaletsizdir. Bunu çözmesi gereken yerlerde üniversiteler, bilim
üreten yerlerdir. Siyaseti kötü kullananların elinde olmadan bunu
ortaya koyabilmesidir. Bugün Türkiye en haklı olduğu teröre karşı
mücadelesinde dünyanın en saygın sayılan medya kuruluşları
demokrasinin insan haklarının kimseye bırakmayan ülkelerin
siyasetçilerin güdümünde Türkiye’nin kimyasal silah kullandığını
yaymaya çalıştığı günlerden geçiyoruz. Bu büyük bir akıl
tutulmasıdır. Bu insanlığın sonunu hazırlamaktır. Bu yüzden
üniversitelerin vizyonu bu sorunları aşmak olmalıdır. Ülkemize,
milletimize ve insanlığa çare üretebilmenin sorumluluğunu
almalıyız.”


Yorumlar