İTALYA'DA TÜRK KÖYÜ VE EFSANE HİKAYESİ
İtalya’da Türk Köyü olduğundan kaçımızın haberi var acaba? Yüzyıllar önce bir yeniçerinin, İtalya Moena’ya götürdüğü Türk gelenekleri halen devamlılığını sürdürmekte. İşte İtalya’da Türk Köyü ve efsane hikayesi.
İtalya’da Türk Köyü
İtalya’da Türk Köyü ‘nü ilk önce Türkoloji dalında öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. Anna Masala keşfetmiş. Prof. Masala köyle ilgili ilk tanışmasını şöyle anlatıyor: “Ailemle Moena da dolaşırken birden (Turchia) yazan bir ok işareti görmüştüm. Bu işaret bir ara sokağı gösteriyordu. Sokak, Avusturya usulü balkonlu, bol çiçekli ahşap evlerle doluydu.
Meydanın ortasında bir çeşme vardı. Çeşmenin sulağının bittiği yerde, bir Yeniçeri büstü bütün heybeti ile sanki bana bakıyordu. Donakaldım… Gördüklerimin ne olduğunu sordum. Cevabı karşısında şoke oldum. Burası bir Türk’e inanç duyan ve asırlarca bunu koruyabilen bir Türk köyüydü. Anlatılan hikayesi şöyle:
1683 Viyana Kuşatması sonrası yara alan bir yeniçeri donmak üzereyken bir Ausburglu kendisini bulur ve köye yerleştirir. Yeniçeri bir kızla evlenir. Osmanlı erkeği görünümü ile köyün ağası haline gelir. O zaman köy en çok 30 hanedir. Sık sık dükalığın askerleri vergi toplamak için köye gelmektedir. Bizim Türk, köyünün erkeklerini bu haksız vergiye karşı ayaklandırır.
Türk yaşadığı sürece bir daha ne askerler gelirler ve ne de vergi toplanabilir. Kahramanımız kısa sürede, Ladino dilini de öğrenir. Ama hiç bir zaman frenk elbisesine alışamaz. Başında sarık, belinde kılıç, günlerini geçirir. Türk damat kendini çok sevdirmiş. Türk adet ve örflerinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Öğrettikleri de bugün bile, köylüler tarafından hala bir tabu gibi tatbik edilmeye çalışılıyor.
O kasabanın belediye başkanı şöyle anlatıyor: “Ben kendimi bildim bileli her yıl, karnaval sırasında Türk gelenekleri ve elbiseleri ile tören düzenleriz. Topluluğun en yaşlısı sultan olarak İl Turco’yu temsil eder. Şiirler okuruz, deyişler kullanırız, tekerlemeler söyleriz. İl Turco bir anlamda hala bizim liderimizdir. Onu her zaman hatırlarız. Bu bizim için artık bir gelenek, bir kuvvettir.
Çoğumuz bırakın İstanbul’u, Türkiye’yi, Roma’yı bile bilmeyiz. Kitaplardan, televizyonlardan gördüğümüz kadarı ile Türk elbiselerini taklit ederiz. Düğünlerde Türk elbiseleri giyeriz. Türk bayrağını da İtalyan bayrağı kadar benimseriz. Türk topluluğundan olmakla gurur duyarız.
Şimdi 120 kadarız. Her geçen gün sayımız azalıyor. Her ay bir kere dernekte toplanırız. 3 yılda bir başkan seçeriz.Aramızdan Türkiye’ye ziyarete gidenler olur. Dönüşte halkımıza arka arkaya konferanslar verilir. Türkiye ile ilgili izlenim ve hatıralar anlatılır, sorular cevaplandırılır.
Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki…
Bu yazıdan sonra umarım ki bir çoğumuz bu Türk köyüne gitmeye can atacağız…
Lütfen bu yazıyı birden çok kez paylaşın ve duymayan bilmeyen kalmasın
Sevgiyle ve hürmetle efendim