İzmir'de kızını boğarak öldüren annenin feryadı yürekleri yaktı
İzmir'in Buca ilçesinde, kızı Zeynep Vural'ı (29) boğarak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanan Ayşe Vural (59), duruşmada kouştu. Annenin anlattıkları uyuşturucunun bir ailenin hayatını nasıl mahvettiğini gözler önüne serdi. Ayşe Vural, "Biz kendimizi suçlu hissediyorduk. Ona hasta gibi bakıp tedavisi için hep uğraştık. Zeynep'i uyuşturucudan önce tanımanızı çok isterdim. Çok tatlı bir çocuktu. Bizi uyuşturucu mahvetti. Ben çok hatalıyım. Kızımın uyuşturucu kullandığını geç anladım" dedi.
Abone olİzmir Buca Emniyet Müdürlüğü'ne geçen yıl 17 Mayıs'ta gelen Ayşe Vural, kızını öldürdüğünü, eşi ve oğlunun olayla ilgisi olmadığını belirterek, teslim oldu. Bunun üzerine sağlık ve polis ekipleri, Ayşe Vural'ın Laleli Mahallesi'ndeki 5 katlı apartmanın giriş katında bulunan evine gitti. Eve giren ekipler, Zeynep Vural'ın yatağında cansız bedenini buldu. Ayşe Vural, eşi Saffet Vural (70) ve oğlu Ömer Vural (25) gözaltına alındı. Sağlık ekiplerinin yaptıkları incelemede, Zeynep Vural'ın boğularak öldürüldüğü belirledi. Savcının incelemesinin ardından Zeynep Vural'ın cesedi, otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Otopsinin ardından Zeynep Vural'ın cenazesi toprağa verildi, anne Ayşe Vural tutuklandı. Saffet Vural ve Ömer Vural ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede savcı, eylemin tutuklu sanık Ayşe Vural tarafından tek başına meydana getirilmesinin mümkün olmadığı ve sanıkların ifadelerinde çelişkiler olduğunu belirterek, 3 sanık için 'üstsoy veya altsoydan birine kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
'TEDAVİSİ İÇİN HEP UĞRAŞTIK'
Tutuklu sanık Ayşe Vural ile tutuksuz sanıklar baba Saffet Vural ile kardeş Ömer Vural bugün hakim karşısına çıktı. İzmir 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ayşe Vural, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Mahkeme başkanı, savunma için ilk olarak Ayşe Vural'a söz verdi. Kızılarını ve ailelerini uyuşturucunun mahvettiğini belirten Ayşe Vural, şunları söyledi:
"Olaydan 10 ay önce beni dövdü. 'Sakinleşsin' diye elini tuttum, öptüm. Kriz geçirdikten sonra ağlayıp af diliyordu. Bir gün bana çiçek alıp geldi. İki gün sonra o çiçeği vazoyla kafamda kırdı. Bunu ortada bir sebep yokken yapıyordu. Biz kendimizi suçlu hissediyorduk. Ona hasta gibi bakıp tedavisi için hep uğraştık. Zeynep'i uyuşturucudan önce tanımanızı çok isterdim. Çok tatlı bir çocuktu. Bizi uyuşturucu mahvetti. Ben çok hatalıyım. Kızımın uyuşturucu kullandığını geç anladım. Eskortluk ve ufak tefek hırsızlıklar yaptığını söyledi. Bir gün eve 9-10 yaşında bir çocuk gelip kızıma bir paket çikolata bıraktı. Çikolatanın içinde bir şey olabilir, diye ben açtım. İçinden limon tuzuna benzeyen bir şey çıktı. Meğerse o kristal dedikleri uyuşturucuymuş. Sürekli halüsinasyon görüyordu. Bir gün kayboldu, diye karakola gidip şikayetçi oldum. Eve geldiğimde dolabını açtığımda oradaydı. Elbise dolabında büzülmüş kalmış. 24 saat sonra dolabın içinde buldum. Öldüğünü sandım. Eşim ve ben vücudumuza çatal ya da bıçak sokabilir diye kalın giyiniyorduk. Evde her şeyi kırdığı için plastik kullanıyorduk. 5'i kayıtlı olmak üzere 10 kez intihara kalkıştı."
'DOKUNDUĞUMDA YÜZÜ BUZ GİBİYDİ'
'TELEFONLARIMIZI SATIP UYUŞTURUCU ALIRDI'
Ayşe Vural'ın ardından tutuksuz sanıklara söz verildi. Ablası Zeynep'in çok defa intihara teşebbüs ettiğini söyleyen Ömer Vural, "Olaydan 4 ay önce Muğla'nın Marmaris ilçesinde intihara kalkıştı. Onu aldık. Dönerken giden arabadan kendini attı. Anne ve babama şiddet uygulardı. Tabak çatal fırlatıyordu. Gece yatarken zarar verir korkusuyla kapılarımızı kilitleyip yatardık. Gökhan isimli birinden uyuşturucu alıyordu. Uyuşturucu almak için telefonlarımızı bile satıyordu. Olay günü babamla salondaydık. Annem de Zeynep'le ilgileniyordu. Çıkan arbedeyi duymadım. Sonrasında annem beni çağırıp Zeynep'in sızdığını söyledi. Kucaklayıp odasına götürdüm. Uyuduğu zaman 1 gün kalkmazdı. Ertesi gün sabah annem babamla bizi çağırdı. 'Zeynep bana saldırdı, kendimi korumak için öldürdüm' diyerek teslim olmaya gitti" dedi.
"Cebimi yoklayıp cüzdanımı almaya çalışırdı. Bugüne kadar 3 cep telefonumu satıp parasıyla uyuşturucu aldı. Para için bıçakla tehdit ederdi. Gece canı sıkılınca çıkar gider, 3-4 gün sonra taksiyle dönerdi. Dönünce de 2-3 gün uyurdu. Annesinin üzerine bilerek sıcak su döktü. Kardeşine bıçakla saldırmıştı. Nedenini sorduğumda halüsinasyon gördüğünü anladım. Hamile kız kardeşini yere yatırıp bıçaklama girişiminde bulundu. 11 sene çok acı yaşadık. Onu kurtarmak için yapmadığımız fedakarlık kalmadı. Ayşe'nin hiçbir suçu yok. Zeynep'le uğraşırken biz de her şeyimizi kaybettik. Ayşe bizi çağırıp Zeynep'i öldürdüğünü söylediğinde olaydan haberim oldu."
Sanıkların ardından tanık olarak dinlenen ailenin en küçük kızları E.A.'nın eşi T.A., Zeynep'in ailesine şiddet uyguladığını öne sürdü. T.A., "Zeynep özellikle son 1 yıldır ailesine şiddet uyguluyordu. Benim çocuklarımı öldürme planları yapıyordu. Bir defasında da eşimin boğazını sıkarak ona saldırdı" dedi.
'NORMAL BİR YAŞAM SÜRÜLMEDİĞİ ÇOK AÇIK'
Sanıkların ardından söz alan sanık avukatı Mehmet Ali Orman, "Evde normal bir yaşam sürülmediği çok açık. Herhangi normal bir evde gürültü gelince hemen bakılır ancak bu evde gürültü patırtı normal bir durum. Tedbir amaçlı bitişikte bulunan bir ev, Zeynep'ten kaçıp dinlenme amaçlı bir ev olarak kullanılmış. Müvekkilin ne kadar çırpındığı çok açıktır. Müvekkil olaydan 5 ay önce Zeynep'in devlet zoruyla tedavi olması için savcılığa kadar gitmiş ve ne yapacağını kestiremediklerini söylemiş. Müvekkilim kendini savunmuştur" diye konuştu.
Konuşmaların ardından mahkemede ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti, Ayşe Vural'ın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol şartlarının yurt dışı çıkış yasağı olarak değiştirilmesine, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine ve dosyadaki eksiklerin giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.