Japonların uzun yaşamlarının 9 sırrı...
Son 20 yıldır dünya çapında yapılan araştırma ve çalışmalarda en uzun yaşam beklentisine sahip ülke olarak öne çıkan Japonya’da her şey sağlıklı yaşam üzerine kurulmuş durumda.1945 yılında atom bombasına maruz kaldıktan sonra ülke yeniden dizayn edilirken, Japonlar son 20 yıldır dünyanın diğer toplumlarından 15 sene daha fazla yaşıyor. İşte en çok merak edilen Japonların uzun süre yaşamalarının 9 sebebi..
Japonya'nıun en büyük 3’ncü şehri Nagano en uzun yaşam beklentisine sahip şehir olurken Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019'daki en son raporu, Japonya'nın ortalama yaşam beklentisini 83,7 yıl (kadınlar için 86,8 ve erkekler için 80,5 yıl) olarak ortaya koydu.
Dünya ortalaması ise 69,1’de kaldı. Guinness Dünya Rekorları'na göre Şubat 2020'de gülümsemeye inanan ve tatlı dişe sahip Japon bir Japon, 112 yaş 344 günlük dünyanın en yaşlı erkeği oldu.
1945 yılının Ağustos ayında iki atom bombasına maruz kalan Japonya, uzun yıllar toparlanmak için büyük çaba harcarken son 20 yılda bu durum iyice kendini göstermeye başladı ve ülke uzun yaşam endeksinde ilk sıralardan aşağıya inmedi.
Bu durum elbette ki kendiliğinden gerçekleşmedi. Japonya'nın uzun yaşam sırrı diyet, egzersiz, kültürel faktörler ve genetik olarak açıklanabilir ancak durum sözle anlatılacak kadar basit değil. İşte Japonların daha uzun ve daha sağlıklı yaşamalarıyla ilgili 9 neden..
1 - "HARA HACH BUN ME”
Bu Japonya'da çok popüler bir söz. ‘Midenin yüzde 80’i dolana kadar yiyin’ anlamına geliyor. Beynin vücuttan besinlerle dolu olduğu için yemeyi bırakması gerektiği sinyalini alması genellikle en az 20 dakika sürer.
O zamana kadar, kişi gereğinden fazla yemek yemeye başlar ve bu süreçte bağırsaklardaki yükü artırır. Japonlar yemek yemeyi bırakmaları gerektiğini hatırlatmak için "hara hachi top me" derler.
2 - Gelişmiş sağlık sistemi
Japonların gelişmiş bir sağlık sistemi var. Aşılama programları, doğumdan yetişkin birey olana kadar ciddi şekilde uygulanıyor. Kişiler genel sağlık sigortasına sahip ve düzenli sağlık kontrollerini aksatmadan yapıyolar.
Bunun yanında insanların tuz tüketimini azaltmak veya verem için ücretsiz tedavi gibi sağlıklı yaşam tarzlarını benimsetmeye yönelik sağlık kampanyaları düzenli olarak yapılıyor.
2’nci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmak amacıyla Japonlar, 1950’lerde ve 1960’larda sağlık ve hijyen bilincine sahip bir kültür yaratarak halk sağlığına yaptığı yatırımın karşılığını uzun ve sağlıklı yaşam süreleriyle alıyor.