KARA TARİH, GEZİ PARKI..
Bazı yaralar kesilirken, acının inlemesi olur ya, İşte gezi parkı olayı da böyle bir gelişmenin neticesiydi. Menfaatlere basılmış ve içlerdeki iltihap dışarı cıkmış, böyle bir resim tarihe çizilmişti. Bizde izledik..
Unutulmuyor tabii ve her harita o tarihi gösterdiğinde, bize hatırlatılan bu haberler bütün bültenlerde.
Bu millet hiçbir zaman yapılanı unutmaz her ne olursa olsun. Artık gelen gençlik sorgulayan ve gerçeğin arkasına düşen bir akım.
Peki böylemi olmalıydı bir kara yazı gibi tarihe mi geçmeliydi. Orada bulunan sevdiğimiz sanatçılar teker teker kalplerden düşmelimiydi. Aslı astarı olmayan bir olayın peşine düşerek çocukça yapılan davranışlara maruz mu kalmalıydı Taksim sokakları. Milletin vergisiyle alınan kamu eşyalarına zarar mı verilmeliydi. Korkumu atılmalıydı yüreklere, Bir hiç uğruna bu kadar kargaşaya ne lüzum vardı.
Apaçık yapılan bu psikolojik savaş, kimlere yaradı. Kimlerin planı ve zaferiydi. Ne yapmak istemişlerdi. Eğer sağ kesim susup evlerinde oturmasalardı neler olurdu? Orada bulunanlar gerçeği anlasaydı pişmanlıkları olanları engeller miydi.?
Gerçekten biz geleceğe böylemi bir hayat bırakacağız. Bir şeyi araştırmadan sadece varsayımlı bir duyumla bağıra, çağıra, kıra, döke hak aramasını mı öğreteceğiz. Hukuka ve devlete saygısı ve güveni olmayan bir gelecek, bu belirsizlikle nasıl bu toprakları benimseyip, sahiplenecekler.
Sahiplenemediği bu topraklar için nasıl sevgi besleyecek. Nasıl bir yuva ve devlet olacaklar. Atalarından kalan bu mirasa nasıl canını verecek pervasızca. Nerde bizdeki o uçsuz bucaksız özgür ruh.
Nerde o asırları titreten, zalime dur diyen, mazlumun yanında yer alan o kutsal azim. Ve bu yolda var gücünü harcayan bilek. Evet bu aşkla olan şeydi, yani vatan aşkı, işte biz bunu kaybettik. Kaybettik ki bu topraklarda gezi parkı diye bir olay oldu. Buradaki evlatların hepsi bu kutsal değerlerin mirasçılarıydı. Atalarının gelecek dualarıydı. Göz aydıklarıydı. Nerden bileceklerdi ki evlatları, celladına ağzı açık aşık olacak da, kendi ülkesinde şehit kanlarıyla yoğrulmuş, nefes aldıkları, yemek yedikleri, yaşadıkları dalı kesmek için feryat edecek. Her yeri ataşe kargaşaya boğacak.
Maalesef oluyor böyle üzücü hadiseler, ama biz ibret almalıyız. Masaya yatırıp, evire çevire düşünmeliyiz. Bu cennet vatanın her yerine karış karış aşık olmalıyız. Çaba göstermeli, avukat, doktor, mühendis vs. ne olursak olalım her makamda, adalet, barış, gelişim için çalışırsak emin olun her şey çok farklılaşacak. Belki de hayalimizdeki bir Dünya olacak.
Değişime kendimizden başlamalı her nerde olursak olalım. Adalet için, barış için, insanlık için, var oluş sebebimiz için gayretkâr olmalıyız. İşte o zaman çok yükseklere değer sesimiz, sanatımız, değerlerimiz, varlığımız.
Dünya’da da bir güzel seda değil midir? Bırakmak istediğimiz işte tam burada; sevgi, ümit, barış, kardeşlik içinde daha güzel günlere.. ..