Kaspersky Lab uzmanları veri güvenliği ve siber tehditlere karşı uyarıyor
Rusya merkezli bir güvenlik şirketi olan Kaspersky Lab’in Ortadoğu, Türkiye ve Afrika (META) için düzenlediği yıllık “Cyber Security Weekend” etkinliğinde kişisel ve kamu kapsamında veri güvenliği ve siber alan koruması gündemde yer aldı.
Abone olKaspersky Lab’in Global Araştırma ve Analiz Ekibi
(GReAT) uzmanları ve etkinliğe davet edilen diğer katılımcılar
Nesnelerin İnterneti için güvenlik, blockchain (blok zinciri)
teknolojisi ve hedefli saldırılardaki artışın yanı sıra sağlık
altyapısına yönelik tehditler gibi konular hakkında DHA’nın
sorularını yanıtladı.
“META bölgesinde sık sık fidye karşılığında veri
hırsızlığıyla karşılaşıyoruz”
META bölgesinde en sık karşılaşılan saldırıların kişisel veriler
karşılığında fidye istemek olduğunu belirten Kaspersky Lab Global
Araştırma ve Analiz Ekibi Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Mohamad
Amin Hasbini, saldırıların aynı zamanda kamusal kuruluşlara da
gerçekleştirildiğini vurguladı ve ekledi:
“Bölgeyle alakalı çeşitli belgeler okuyup araştırmalar yayınladık.
Sıklıkla veri hırsızlığı ve bazı durumlarda para kazanma amacıyla
finansal kuruluşlara ve devlet kurumlarına gerçekleşen saldırılar
görüyoruz. Fakat son zamanlarda artarak karşımıza çıkan en büyük
saldırılar fidye fırsatları ile ilgili oluyor.
“Bilgisayar korsanları şirketlerden para karşılığında çok fazla
veri çalıyor. Bazen şirketler dışında bilgisayar hırsızları kişisel
bilgisayarlara saldırıp kişilerin fotoğraflarını çalarak, mikrofon
veya kamera yardımıyla kişileri dinleyerek bireysel veriler çalıyor
ve daha sonra bu kişilerden para talep ediyor.”
Fidye ve veri hırsızlığı sorunlarının önüne geçilmesiyle ilgili
soruya Hasbini, “Biz, sistemdeki zayıflıkları ve saldırıları
olabildiğince erken tespit etmeye çalışıyoruz. Bu tarz saldırıların
tespitinde kullandığımız belirli teknolojilerimiz ve olası
saldırıları tespit etmek üzerine çalışan bir ekibimiz var” yanıtını
verdi.
“Devletler uluslararası işbirliğini önemini fark
etmeli”
META bölgesi de dahil olmak üzere küresel çapta bilişim sektöründeki jeopolitik eğilimlerin bir süredir olumsuz seyrettiğini söyleyen Kaspersky Lab Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı Anton Shingarev, bu eğilimler arasında güvenli siber alana en çok zarar veren eğilimlerin parçalanma, siber alanların askerileştirilmesi ve uluslararası işbirliği eksikliği olduğunu vurguladı. Shingarev devletlerin uluslararası işbirliğini göz ardı etmemesi gerektiğini belirtirken konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir siber güvenlik şirketi olarak, şu an üç ana eğilim olduğunu söyleyebilirim. Bu eğilimlerden ilki parçalanma. Maalesef dünya gün geçtikçe parçalara ayrılıyor. Küresel siber ve internet alanı dağılmış ve sınırlarla ayrılmış bir durumda. Eskiden bu eylemi gerçekleştirenler yalnızca Çin’deydi; ancak, maalesef ki küresel şirketleri ve siber güvenlik alanlarını etkileyen bu durumu şu an oldukça sık görüyoruz.
“Bilişim sektöründe sık karşılaştığımız bir diğer eğilim insan siber alanlarının askerileştirilmesi. Devletler artık siberin gücünü, siber ve internet alanları yardımıyla casusluk ve askeri operasyonların gerçekleştirilebileceğini fark etmeye başladı. Bugüne kadar 30’dan fazla ülke askeri siber bölümlerine sahip olduklarını ilan etti; ancak, maalesef siber casusluk alanlarına yönelik gerçekleşen saldırılar artmış durumda.
“Beş veya 10 yıl önce yalnızca İngilizce-Rusça veya İngilizce-Çince konuşulan ülkelerde bu oluşumlar var olurken, askeri siber bölümleri şu an Avrupa ve Arap ülkelerinde de sıklıkla yer alıyor. Uzun sürmüş olsa da çoğu ülke, bir orduyu eğitmektense yalnızca birkaç düzine insanın tıklamasıyla her şeyin yapılabileceğini anladı.
“Üçüncü eğilim olan küresel işbirliğinin yavaş yavaş yok olması oldukça olumsuz ve sıklıkla karşımıza çıkan bir durum. Siber alan için belirli sınırlar yoktur. Mesela bir bilgisayar korsanı ve suçlu olarak bir ülkeye saldırabilir, bu ülkeden aldığını parayı başka üçüncü bir ülkeye gönderebilirsiniz çünkü ortada bir kısıtlama ve sınırlama yok. Bu gibi durumlarla mücadelede uluslararası işbirliği oldukça gerekli fakat maalesef siber alanı korumada işbirliği yavaş yavaş yok olmaya başladı.”
Bilişim sektöründeki eğilimlerin genel olarak dalgalı bir seyre sahip olduğunu ve bu nedenle yakın bir zamanda farkındalık oluşmasıyla bu eğilimlerin yerini daha olumlu eylemlere bırakacağının altını çizen Shingarev, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Jeopolitik eğilimler genel olarak oldukça olumsuz gibi görünse de ben bir gerçekçi olarak bu durumun geçici olduğunu düşünüyorum. Siber alandaki bu durumlar genelde dalgalanmalar halinde oluşuyor ve bu olumsuz eğilimlerin de gelecekte yerini dahi iyilerine bırakacağını umuyorum.
“Devletler güvenli bir siber alan yaratma adına iletişim olmadan
hiçbir şey elde edilemeyeceğini anladığı an bu olumsuzluk
bitecektir çünkü şu an parçalanma ve uluslararası işbirliği
çöküşünün tek yararı bilgisayar korsanları ve suçluların işine
yarıyor. Bu kişiler para kazanırken vatandaşlar ve finansal
sistemler para ve varlık kaybediyor. Devletlerin ‘Bu durum iyi
değil, harekete geçmeliyiz’ demesi an meseledir.”
“Blok zinciri ekonominin büyümesine katkı
sağlayacaktır”
Etkinlikte katılımcı olarak yer alan Bilgi ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim görevlisi ve CDO Kocan Demircan, blok zinciri teknolojisinin henüz Türkiye’de yeterince tanınmadığını fakat blok zinciri teknolojisinin uygulamaya konulmasının vatandaşın güvenini arttırarak ekonominin büyümesinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.
Türkiye genelinde yürütülen blok zinciri çalışmaları ve blok zinciri güvenliği ile ilgili konuşan Demircan, durumu şöyle değerlendirdi:
“Türkiye blok zinciri çalışmalarında henüz diğer birçok ülke gibi işin başında. Türkiye blok zinciri konusunda daha çok düzenlemelere odaklanmış bir durumda. Örneğin yurtdışındaki blok zinciri piyasalarıyla yapılan hesapların bloke edilmesi gibi durumlar söz konusu ama paranın kayıt dışında kalmaması için gösterilen bu çabaları tabi ki takdir ediyoruz.
“Aynı zamanda blok zincirine Türk borsalarına da destek veriliyor fakat henüz Türkiye’nin blok zinciri teknolojisini etkili bir şekilde kullanmak için çok fazla atılım yapmadığını görüyoruz. Örneğin Bitcoin madenciliğinde kullanılabilecek bilgisayarların gümrükten geçme zorluluğuyla karşılaşması veya grafik kartı fiyatlarının tavan yapmış olması gibi düzenlemelerin, aynı zamanda pazarda adil satışları teşvik edecek şekilde güncellenmemiş olması doğrusunu isterseniz bizdeki blok zinciri girişimcilerini biraz zor bir duruma sokuyor.
“Öte yandan onlarda da kabahat buluyorum çünkü sadece işi sadece arbitraj ve madencilikten ibaret olarak görüyorlar. Oysaki blok zinciri elektrik gibi tamamıyla her şekilde kullanabileceğimiz bir araç.
“Bizim bankalarımızın blok zinciri destekli uygulamalarının
olması gerekir. Block zinciri teknolojisiyle şeffaf olan bir devlet
süreci, vatandaşla olan ilişkileri de düzeltecek ve vatandaşın
güvenini arttırarak ekonomimizin de büyümesini sağlayacaktır.”
“Veri güvenliğinde en dikkat edilmesi gereken nokta eğitim
ve farkındalıktır”
Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan Kaspersky Lab GReAT
Direktör Yardımcısı Sergey Novikov ise, kişisel ve kamusal
verilerin korunmasıyla ilgili alınabilecek olan önlemler hakkında
bilgi verdi. Novikov, kişisel veri güvenliğinde yedekleme yapmanın
önemini belirtirken, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Kişisel kullanıcıları göz önüne aldığımızda alınabilecek ilk
önlem genel güvenlik farkındalığı oluşturmaktır. Gerçekleşebilecek
potansiyel risklere ve tehditlere karşı hazırlıklı olunmalıdır,
böylece duruma uygun önlemler alınabilir.
“İkinci önlem olarak basit tavsiye ve tüyoların dinlenmesi
gereklidir. Yazılım ve donanımın sık sık güncellenmesi, güvenilir
şifre kullanımı ve verilerin yedeklenmesi başlıca tavsiyeler
arasında yer alıyor. Karışık bir işlem gibi görünse de veri
yedeklemeyi uygulanabilirliğinin kolay olması açısından oldukça
önemli. Verilerinizi yedeklediğiniz ve olası saldırılara karşı bir
koruma kullandığınız takdirde herhangi bir durumda daha rahat
olabilirsiniz.
“Yine basit tavsiyeler arasında yer aldığı üzere, kişisel
kullanıcıların tanınmayan linklere tıklamaması gerekiyor.
Genellikle bize gönderilen bütün linkleri açmak istiyor veya
eklentilere bakmak istiyoruz. Ağ kapsamında gerçekleştirdiğimiz
eylemler konusunda biraz daha paranoyak olursak çok daha güvenli
bir durumda oluruz.
“Son fakat oldukça önemli bir başka önlem ise siber alanlarda
sağduyulu olmaktır. Biraz konu hakkında düşünüp anti virüs
uygulamaları gibi verileriniz için güvenilir yazılım kullanırsanız
korkmanızı gerektirecek bir durum oluşmaz.”
Kişisel veriler dışında kurumsal kapsamda alınabilecek önlemlere
bakıldığında genel olarak çok katmanlı koruma olmak üzere aynı
kuralların geçerli olduğunu söyleyen Novikov sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Kurumsal ve organizasyon veri güvenliğinde dikkat edilmesi
gereken ilk şey eğitim ve farkındalıktır. Bir organizasyonun en
zayıf parçası yazılım mühendisleri veya teknoloji uzmanları değil
çalışanlardır. Şirketlerin potansiyel riskler, veri, bilgi ve
şirketin itibarı hakkında çalışanlarının sorumluluk almasına izin
vermesi gerekir. Kurumsal oluşumlar çalışanlarına bu kapsamda
düzenli olarak eğitim vermelidir.
“İkincil olarak kurumsal oluşumlar siber güvenlik hakkında belirli
kural ve politikalar belirlemelidir. Kısıtlayıcı kurallar, ağın
bölünmesi, iş yerlerinde harici disk kullanımı, sosyal ağlara
giriş gibi belirli alanlarda politikalar oluşturulmalıdır. Fakat
gelişen teknolojiyle beraber bu kuralların da düzenli olarak gözden
geçirilmesi gerekir.
“Son olarak yine oldukça basit ve önemsiz gibi görünse de,
güvenilir teknoloji ve çözümler kullanmak alınabilecek en önemli
önlemdir. Artık veri güvenliğinde yalnızca anti virüs yeterli
korumayı sağlayamıyor. Bu yüzden anti virüsün yanında bulut
altyapısının korunması için yine çeşitli ve güvenilir programlar
kullanarak çok katmanlı bir koruma sağlanmalıdır.”