Kemal Kılıçdaroğlu: Bardağı taşıran son damla oldu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Çanakkale'de düzenlediği 4 gün sürecek 'Adalet Kurultayı'nın açılışında yaptığı konuşmada adalet için toplandıklarını ve bunun için mücadele edeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hiçbir suçu ve günahı olmayan Enis Berberoğlu'nun tutuklanması, bardağı taşıran son damla olmuştur. 'CHP üzerinden bir operasyonu nasıl gerçekleştirebiliriz' arayışındalar. Çanakkale'den sesleniyorum. Siz yalnız değil; 7 kişi, 77 kişi, 77 bin kişi kaç kişi gelirseniz gelin. CHP olarak kaya gibi duracağız. Hakkımızı, hukukumuzu sonuna kadar arayacağız. Zulme, zalime teslim olmayacağız" dedi.
Abone olÇanakkale'nin Eceabat İlçesi'ne bağlı Kocadere Köyü'nde,
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın Kocadere
Kamp Alanında düzenlenen CHP'nin Adalet Kurultayı'na, ülkenin dört
bir yanından gelen yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Katılımcılar
alanda sık sık 'Hak, Hukuk Adalet' sloganı attı. Kurultay açılışı
öncesinde Kılıçdaroğlu ve kurmayları, Şehitler Abidesi'ndeki
törenle şehitleri andı. Burada Atatürk Anıtı'na üstünde 'Adalet'
yazılı çelenk sunan Kılıçdaroğlu, şehitler için saygı duruşunda
bulundu. Sembolik şehit mezarlarına karanfil bıraktı, şehitler için
dua etti.
Kartal Belediyesi'nin organizasyonuyla 8 canlı manken, 'Adalet'
temalı performans sergiledi. Alanda hiç parti bayrağı yer almadı.
Sadece Türk bayrakları ve üzerinde Atatürk'ün resminin yer aldığı
Türk bayrakları bulundu. Adalet Kurultayı'nda Mustafa Kemal
Atatürk, silah arkadaşları ve şehitler için saygı duruşunda
bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
ADALETE GETİRMEK BOYNUMUN BORCUDUR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Adalet Kurultayı'nın açılış
konuşmasına, "Hakkı, hukuku ve adaleti bu güzel ülkeye getirmek
benim boynumun borcudur" sözleriyle başladı. Çanakkale'nin önemine
değinen Kılıçdaroğlu, "Bu toprakları sıkarsanız şüheda fışkırır.
Çanakkale'deyiz, şehitlerle kucak kucağıyız. Çanakkale'yi geçilmez
yapanların, Çanakkale Destanı'nı yazanların topraklarındayız. Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ön sözünün
yazıldığı topraklardayız. Türkiye'nin bütün illerinden, bütün
görüşlerinden, bütün inançlarından insanlarımız bu topraklarda
kucak kucağa yatıyor. Bu memleketin acıyla, kanla, gözyaşıyla
kurulduğunu Çanakkale bize hatırlatıyor" dedi.
"SİZ BU GÜZEL ÜLKEYİ İNŞA ETTİNİZ"
Adaletli bir Türkiye istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz
biriz, biz bütünüz, biz vatanseveriz, biz bayrağımızı, insanımızı
seviyoruz. Biz insanlarımız arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Biz
görüşü ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun bütün insanlarımızı
kucaklıyoruz. Biz toplumda gerginlik istemiyoruz. Biz kavga
istemiyoruz. Biz kendi ülkemizde huzur içinde, barış içinde yaşamak
istiyoruz. Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz" diye konuştu.
1915'te Çanakkale destanının yazıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu,
şöyle devam etti:
"Çanakkale Geçilmez Destanı yazıldı. Ama fazla sürmedi. 3 yıl sonra
Çanakkale'den tek bir mermi bile atmadan düşman gemileri İstanbul'a
girdi. Dolmabahçe'nin önünde demirlediler, başkenti ele geçirdiler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale'de kapattığı bir sayfayı
1919'da, 3 yıl sonra yeniden açtı. Yeni bir mücadelenin öncülüğünü
yapmaya başladılar. Samsun'u, Havza'yı, Erzurum'u, Sivas'ı geçti.
Kuvayı Milliye örgütledi. Bugün 26 Ağustos, 1922'de başkomutanlık
meydan savaşının başladığı gündür bugün. Bugün, başkomutanlık
meydan savaşına katılan ve şehit olan, hayattaysa gazilerimiz
tamamına şükran borçluyuz. Tamamına Allah'tan rahmet diliyoruz.
Tamamına diyoruz ki, siz bu güzel ülkeyi inşa ettiniz. Siz
kanlarınızla, gözyaşlarınızla bu güzel ülkeyi bize emanet ettiniz.
Onlara her zaman her zaman şükran borçluyuz. Herkese, her insana
saygı duyduğumuz gibi bu ülke için kanını veren, canını veren
herkese şükran borçluyuz."
NAZIM HİKMET'İN 'DAVET' ŞİİRİNİ OKUDU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet'in 'Davet' şiirini
okuyarak, "Evet bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi
kardeşçesine nasıl yaşayacağız. Adalet Kurultayımızın ana teması
bu. Biz farklılıklarımızla bir arada bir ağaç gibi tek ve hür ve
bir orman gibi kardeşçisine nasıl yaşayacağız? Bunun temeli nedir?
Sihirli sözcük nedir? Bunun temeli, sihirli sözcüğü adalettir.
Adalet içinde hep birlikte huzur içinde yaşayacağız. Bizim adalet
mücadelemizin temel nedeni de budur. Biz adalet mücadelesini
aslında yeni başlatmadık. Bu mücadele, insanlık tarihi kadar eski
bir mücadeledir. İnsanlık tarihi adalet mücadelesiyle geçmiştir.
Bundan sonrada geçecektir" diye konuştu.
"20 TEMMUZ'DA BAŞKA BİR DARBEYİ YAPANLARA KARŞIYIZ"
Adaletsizliğin temellerinden birisinin 15 Temmuz darbe girişimi
olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "O darbe girişimine karşı duran,
o darbe girişimini savuşturan parlamentoda görev yapan
milletvekillerine, hayatlarını kaybeden 250 şehidimize ve
gazilerimize de şükran borçluyuz. Hiç kimse unutmasın bu ülkede
adaleti, hakkı ve hukukunu ve demokrasiyi savunan herkese ama
herkese şükran borçluyuz. Ama şu gerçeği de hepimiz bilmeliyiz, bu
ülkenin insanları iki 15 Temmuz olduğunu unutmasınlar. Birinci 15
Temmuz halkın 15 Temmuz'udur, darbeye karşı direnen halkın. O halkı
saygıyla anıyoruz biz. 250 şehidimizi ve gazilerimizi anıyoruz.
Birde sarayın 15 Temmuz'u var. Karşı çıktığımız Sarayın 15
Temmuz'udur. 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz'da
başka bir darbeyi yapanlara karşıyız. Bu ülkede 20 Temmuz darbesine
ve o darbecilerin tümüne karşıyız. Mücadeleyi nasıl başlattık?
Sarayın 15 Temmuz'u ve 20 Temmuz'dan sonra bir darbe gerçekleşti.
İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir sivil darbe gerçekleşti.
Mazlum insanlar, hiçbir günahı olmayan insanlar mağdur edildiler.
Binlerce akademisyenin görevine son verildi. Hapishaneler
gazetecilerle dolduruldu. Bu gerçekleri unutmadık, unutmayacağız.
Her yerde her ortamda bunları söylemeye devam edeceğiz.
Milletvekilleri hapiste, Enis Berberoğlu, hiçbir suçu ve günahı
olmayan Enis Berberoğlu'nun tutuklanması bardağı taşıran son damla
olmuştur" dedi.
'CHP ÜZERİNDEN OPERASYONU NASIL GERÇEKLEŞTİREBİLİRİZ'
ARAYIŞINDALAR"
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutukluluğuna tepki
gösteren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Herkesin bildiği, istisnasız bütün gazetelerin yazdığı MİT
TIR'ları meselesi. Devlet sırrı sayılarak Enis Berberoğlu,
gözaltına alındı. Kaçacak, diye tutuklandı. Müebbete mahkum edildi.
İyi hal nedeniyle 25 yıl ceza verildi. Sormak gerekir. Bütün
dünyanın bildiği, herkesin bildiği, 80 milyonun bildiği bir konu
nasıl devlet sırrı sayılır? Enis Berberoğlu, bugün cezaevinde. Enis
Berberoğlu'na 'Adalet Kurultayı'ndan adaletli selamlarımızı
gönderiyoruz. Suçsuz yere yatıyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararı
var; MİT TIR'ları olayı devlet sırrı değildir, diye. Enis
Berberoğlu'nu casuslukla suçlayacaksın devletin bütün sırlarının
saklandığı kozmik odaya FETÖ örgütünün militanlarını sokacaksın ve
devletin bütün sırlarını FETÖ örgütüne vereceksin. Şimdi sormak
gerekiyor. Devletin harim-i ismetine girenlere hiçbir şey
yapmayacaksın, devletin bütün sırlarını terör örgütüne vereceksin,
ama dönüp dolaşacaksın, Enis Berberoğlu'nu suçlayacaksın. Niçin?
'CHP üzerinden bir operasyonu nasıl gerçekleştirebiliriz'
arayışındalar. Buradan, Çanakkale'den sesleniyorum. Siz yalnız
değil; 7 kişi, 77 kişi, 77 bin kişi kaç kişi gelirseniz gelin. CHP
olarak dimdik, kaya gibi duracağız. Asla ve asla ödün vermeyeceğiz.
Hakkımızı, hukukumuzu sonuna kadar arayacağız. Zulme, zalime teslim
olmayacağız; çünkü biz çok iyi biliyoruz ki haksızlıklar karşısında
susan dilsiz şeytandır. Biz, onların şeytanlıklarına asla boyun
eğmeyeceğiz."
ADALET YÜRÜYÜŞÜMÜZE DEVAM EDECEĞİZ
Ankara'dan İstanbul'a hak, hukuk ve adalet diyerek yürüdüklerini
anlatan Kılıçdaroğlu, "Yürüyemez, yürüyemezsiniz' dediler yürüdük.
'Yolda kalırsınız' dediler yürüdük. Hakkı, hukuku ve adaleti
savunmak için yürüdük. Ama bize şunu asla söyleyemediler. 'Kardeşim
yürüyorsunuz da bu ülkede hukuk, adalet var niye yürüyorsunuz'
diyemediler. Çünkü biliyorlardı ki bu ülkede hak da yok, hukuk da,
adalet de yok. Biz hakkı hukuku ve adaleti yeniden tesis etmek için
yürüdük. Dolayısıyla biz Adalet yürüyüşümüze aynı kararlılıkla aynı
azimle devam edeceğiz. Bu ülkede hak da yok, hukuk da yok, adalet
de yok. Düşünün, yoksul bir ailenin eğitim harcamalarıyla varlıklı
bir ailenin eğitim harcamaları arasındaki fark 78 katına çıkmış.
Sormak gerekir bu mudur adalet. Gariban bir aile boğazından kesiyor
çocuklarına eğitim verdiriyor. Sınavlara hazırlıyor, sonra birileri
geliyor öğrenci seçme yerleştirme merkezinden sınav sorularını
çalıyor. O sınav sorularını hiçbir alın teri dökmeden birilerine
dağıtıyorlar. Onlar sınavı kazanıyor. Emek harcayanlar, bekleyenler
çocuğun sınava girdi sınavı kazanacak diye umutla bekleyenlerin
hiçbiri, ama hiçbirisi doru dürüst bir yeri kazanamıyor. Sormak
gerekiyor, bu mudur adalet. O sınav sorularını çalanların sırtı
sıvazlandı. Hiçbir soruşturma açılmadı. Eleştirenlere de ne
yapıyorsunuz böyle bir şey yoktur denildi. Sormak gerekir bu mudur
adalet" dedi.
AYM'YE ÇAĞRI
Bir anket sonucuna göre, toplumun en az yüzde 82'sinin ülkede
adalet olmadığına inandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Anayasa
Mahkemesi, dokunulmazlığı kalkan vekillerin tutuklanmalarının doğru
olmadığı yönünde bir karar verdi. Dedi ki 'Milletvekilleri
yargılanabilir; ama bunlar tutuklanamazlar'. AYM'nin bu kararına
rağmen hala bugün çok sayıda vekil tutuklu; çünkü sarayın iznine
bağlı bunların serbest bırakılmaları. Buradan Anayasa Mahkemesi
başkan ve üyelerine de sesleniyorum. Siz gerçekten hakimseniz,
gerçekten yargıçsanız, gerçekten verdiğiniz kararların arkasında
onurluca durmak istiyorsanız bir an önce kararlarınızı yeniden
verin" dedi.
"SABAH AKŞAM ATLETİMLE UĞRAŞACAĞINA 142 MİLYAR DOLAR'I ÜLKENİN
ÇİFTÇİNE VER"
İsim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bankalara
yaptığı faiz çağrısını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Birileri faize
karşıyım' diyor. 'Faiz çok yüksektir' diyor. Son 15 yılda, bu
ülkenin insanlarının cebinden alınıp, bir avuç faiz lobisine ödenen
miktar 142 milyar dolar. Sabah akşam benim atletimle uğraşacağına
142 milyar doları bu ülkenin çiftçine, köylüsüne, emeklisine
versene. Devleti yöneten, FETÖ'ye dönüyor 'Ne istediniz de
vermedik' diyor. Her istediklerini verdiler. 'Okul', dediler; okul
verdiler. 'Müsteşar', dediler; müsteşar verdiler. 'Vali' dediler;
vali verdiler. 'General' dediler; general verdiler. Peki kardeşim,
FETÖ'nün her istediğini verdin. Bu ülkenin çiftçisi istedi,
vermedin. Emeklisi istedi, vermedin. Taşeron işçisi istedi,
vermedin. Memuru istedi, vermedin. FETÖ ne istediyse apar topar,
hepsini verdin. Sen, vatansever değilsin kardeşim. Son 15 yılda,
geldiğimiz noktaya bakın. Hırsızlık, yolsuzluk yapanlar, kul hakkı
yiyenler bu ülkede muteber kişi olmaya başladı. Eğer kul hakkı
yemiyorsanız hırsızlık ve yolsuzluk yapmıyorsanız 'Bunlardan iş
olmaz. Bunlar devleti yönetemezler. Devleti yönetmek için cin gibi
olmak lazım' bu anlayışı topluma yerleştirmeye başladılar. Biz hak,
hukuk, adalet derken onlarından bu algısını yıkmaya çalışıyoruz"
dedi.
"İNANCI SİYASETE MALZEME YAPMAYACAĞIZ"
İlk hedeflerinin hak, hukuk ve adalet olduğunu vurgulayan
Kılıçdaroğlu, "Görüşlerimiz farklı olabilir; ama hepimiz demokrasi
istiyoruz. Bütün sorunlara hak, hukuk ve adalet penceresinden
bakacağız. Bunun için yargı bağımsızlığını kesinlikle sağlayacağız.
Yargı, siyasi otoritenin de bir başka vesayetin de egemenliğinde
olamayacak. Yargı; hakkı, hukuku ve adaleti savunacak; adalet
dağıtacak. Adaletli bir yargıyı her zaman her ortamda savunacağız
ve yeniden ama yeniden inşa edeceğiz. Medya özgürlüğünü birlikte
sağlayacağız. Gazeteciler özgürce yazacak. Hiçbir gazeteci
korkarak, eline kalemi almayacak. Her gazeteci, 'Ben Türkiye
Cumhuriyetinde hakkın ve hukukun egemen olduğu bir düzende yazımı
yazıyorum' diyecek. 'Ben siyasi otoriteyi, hükümeti, haksızlıkları
rahatlıkla eleştirebiliyorum' diyecek. Hep birlikte din ve vicdan
özgürlüğünü sağlayacağız. Hiç kimseyi inancından ötürü
ötekileştirmeyeceğiz. Hangi inançtan olursa olsun, her inanca saygı
duyacağız. İnancı hiçbir zaman siyasete malzeme yapmayacağız. Hep
birlikte, devlette liyakati sağlayacağız. İşi ehline vereceğiz.
Kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayacağız. Kimlik, inanç,
yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. Toplumu ayrıştıran,
toplumu bölen, toplumda gerginlik yaratan bütün unsurları siyasetin
dışında tutacağız" dedi.
"ORTADOĞU'DA BARIŞ OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ"
Adaletin ölçülerinden birinin de barışçıl dış politika olduğunu
dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu'da kan akıyor. İnsanlar
birbirine öldürüyor. İki taraf da 'Allah Allah' diye birbirilerini
öldürüyor. Bunların eline silahlar, Türkiye'den gidiyor. Bu tabloya
da son vereceğiz. Ortadoğu'da barışın olmasını sağlayacağız. Bize
emanet edilen barışçıl dış politikayı yeniden inşa edeceğiz. Bu
ülkenin kurucusu savaş meydanlarından geldi. Bu ülkenin kurucusu
şunu söyledi. 'Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir'. Gazi
Mustafa Kemal Atatürk, 'Yurtta barış, dünyada barış' dedi. Bütün
bunları, birlikte yapacağız. Birlikte kazanacağız. Ben kazanacağım.
Siz kazanacaksınız. Türkiye kazanacak. Doğusu, batısı, güneyi,
kuzeyi, Ortadoğu, Avrupa Birliği, Rusya, İngiltere kazanacak.
Herkes kazanacak; çünkü Türkiye bölgesinde de dünyada da lider ülke
olmayı hak ediyor. Türkiye bölgesinde de dünyada da demokrasisine
imrenilen bir ülke olacak. Bunun için hep birlikte çalışacağız.
Demokrasi paydasında, birlikte mücadele edeceğiz. Bu mücadele,
kutlu bir mücadeledir. Bu mücadelenin ruhunda Çanakkale vardır. Bu
mücadelenin ruhunda Kuva-i Milliye'nin ruhu vardır. Bu mücadeleyi
en iyi anlatan Nazım Hikmet'tir. Diyor ki 'Yaşamak bir ağaç gibi
tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine'. Biz hep birlikte bir
ağaç gibi tek ve hür olacağız; ama bir orman gibi kardeşçe
yaşayacağız" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından insan
hikayeleri ve yaşanmış olaylar bölümüne geçildi. Bu bölümde ilk
olarak sahneye CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun eşi
Oya Berberoğlu gelerek, bu süreçte yaşananları anlattı. Adalet
Çalıştayı, 29 Ağustos Salı gününe kadar Adalet temalı çok sayıda
çalıştay ve panel ile sürecek.