Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sert hakim açıklaması!
Kılıçdaroğlu, "Sayın Yıldırım son Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili diyor ki ilk mahkemenin kararı geçerlidir. Dosya oradadır. İlk hüküm geçerliyse Yargıtay'ı da Danıştay'ı da Anayasa Mahkemesi'ni de kapat. AİHM'den de çık. Hakimleri saraya taşı. Talimat versin karar versin. O zaman niye bu kadar mahkeme kuruyorsunuz. Adaleti sağlamak sizin görevinizdir." diye konuştu.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul 36. Olağan İl
Kongresi'nde konuştu.
Bostancı Gösteri Merkezi'nde yapılan kongrede, Kılıçdaroğlu
partililerin sevgi gösterileri arasında salona girdi.
Kılıçdaroğlu'nun sağında adaylardan Cemal Canpolat ve solunda ise
Canan Kaftancıoğlu oturdu.
Kemal Kılıçdaroğlu kongrede yaptığı konuşmasının başında, "Bu
kongrede bir eksiğimiz var, temel bir eksiğimiz var, hapishanede
bir milletvekili arkadaşımız var. Hiçbir günahı ve suçu olmamasına
karşın aramızda olmaması, hapishanede olması, demokrasinin, hukuk
sisteminin bir ayıbıdır ve hukukun siyasallaşmasıdır. Gönlümüzde
yatan şudur: Milletin oyuyla seçilen milletvekillerinin,
hapishanede değil, parlamentoda görev yapmaları gerekir. Halk
onları parlamentoda görev yapsın diye seçti ve Ankara'ya gönderdi"
dedi.
“ONLARI HAPİSHANEYE KOYAN YARGI SİSTEMİNİ DE
KINIYORUZ"
Kılıçdaroğlu, Berberoğlu'nun adalet yürüyüşü sırasında hapishanede
kitap yazdığını belirterek, "Biz yürürken, o yatarken kalbimiz aynı
duygularla çarpıyordu. Türkiye'nin ve çocukların geleceği,
ülkemizin onuru, demokrasimiz için hep birlikte mücadele ettik,
ister yatalım ister yürüyelim, ister kavga edelim ister barışalım.
Bütün çıkarlar Türkiye'nin görkemli bir devlet olması içindir.
Ağzımızdan bir söz, bir eleştiri, bir övgü çıkıyorsa bunun tek bir
nedeni vardır, Türkiye'yi büyütmek, yüceltmek ve uluslararası
arenada saygın bir konuma getirmek. Enis Berberoğlu başta olmak
üzere hiçbir milletvekilinin hapishanede olmasını istemiyoruz. Bu
bir demokrasi ayıbıdır. Onları hapishaneye koyan yargı sistemini de
kınıyoruz" diye konuştu.
“FATİH SULTAN MEHMET'E MİNNET VE ŞÜKRAN
BORÇLUYUZ"
Kemal Kılıçdaroğlu, “Bize, İstanbul'un anahtarını teslim eden Fatih
Sultan Mehmet'e minnet ve şükran borçluyuz. Fatih Sultan Mehmet, o
anahtarı bize verdi, ama o anahtar 1919'da elimizden alınmak
istendi. Çanakkale Boğazı'nı geçenler Dolmabahçe'nin önünde
demirlediler, o anahtarı geri almak için. Ama bir kahramanımız
vardı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Geldikleri gibi gidecekler'
dedi ve Fatih Sultan Mehmet'in anahtarını hiç kimseye teslim
etmedi. Biz, anahtarları birilerine teslim etmek için boğazın
kapılarını açanlar gibi düşünmüyoruz. Biz yeri geldiği zaman
demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı uğruna mücadele etmesini
biliriz ve bu yoldan hiç kimse bizi geri döndüremez" diye
konuştu.
“İSTANBUL'U, İSTANBUL'A İHANET EDENLERE
BIRAKMAYACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, “İstanbul'u yıllardır yönetenler 'Biz İstanbul'a
ihanet ettik' dedi. O ihanet bıçağını İstanbul'un göğsünden
çıkaracak olan bizleriz. İstanbul'u yeniden görkemli günlerine
kavuşturmak bizim boynumuzun borcudur. Herkes, özellikle İstanbullu
kardeşlerim şunu çok iyi bilsinler. 2019 geliyor. Referandumda
hangi sonucu elde ettiysek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
seçimlerinde daha büyük çoğunlukla aynı sonucu elde edeceğiz.
İstanbul'u, İstanbul'a ihanet edenlere bırakmayacağız. Bu
mücadeleyi yaparken, kırmadan dökmeden, bilgiye dayalı söylemlerle
yola çıkacağız. İstanbul'u eğer alacaksak İstanbul'da yaşayan her
partili önce İstanbul'un tarihini, Fatih Sultan Mehmet'i, Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ü bilecek, çıkacak ve anlatacak. Ayrıca
İstanbul'a yapılan ihanetleri bilecek, tek tek anlatacak.
'İstanbul'u nasıl yaşanabilir bir kent yapacağız'ın mücadelesini
verecek. Biz İstanbul'u neden istiyoruz? Onların yaptıklarını
yapmak, İstanbul'u ranta teslim etmek, doğasını katletmek, tarihini
yok etmek için değil. Topkapı Sarayı'nda bütün İstanbul'u gören bir
adalet kulesi var. İstanbul'a sözümüz söz, adaleti getireceğiz,
ağaçta da yeşilde de yaşamda da özgürlükte de adaleti İstanbul'a
getireceğiz. İstanbul yaşanabilir bir kent olacak. 5 yılın sonunda
çok daha farklı, dünyanın en büyük metropolleriyle rekabet eden bir
İstanbul olacak" dedi.
“EKSİĞİMİZ DÜRÜST VE NAMUSLU SİYASETÇİ"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dünyanın en zengin ülkelerinden birisi
olduğunu belirterek, "Bütün mesele, para yerli yerinde
kullanılmıyor, birileri tarafından götürülüyor. Biz, götürene
değil, millet için harcayana öncelik vereceğiz. Kaynağımız da
imkanımız da var. Eksiğimiz dürüst ve namuslu siyasetçi. Biz,
dürüst ve namuslu siyaset anlayışını, İstanbul'un yönetimine de
Türkiye'nin yönetimine de egemen kılacağız" diye konuştu.
“EĞER SÖZDE O REFORMU YAPMASAYDILAR…"
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en temel sorunlarını, emeklinin ve
çiftçinin sorunlarını en somut şekilde, çözümleriyle ortaya CHP'nin
ortaya koyduğunu ifade ederek, “Bugün asgari ücret üzerinde birisi
emekli olursa ona bağlanacak emekli aylığı 718 lira 69 kuruş. Eğer
sözde o reformu yapmasaydılar, eski kanun yürürlükte olsaydı bugün
asgari ücret üzerinden emekli olan bir kişi 1822 lira aylık
alacaktı. 718-1822, her çalışana bunu anlatacaksınız. Peki sosyal
güvenlik açığını kimin sırtından kapatmaya çalıştılar? Emeklinin
sırtından. Bugüne kadar emekli aylıklarından sisteme aktardıkları
para 120 milyar lira, eski parayla 120 katrilyon lira. Emekliye
verilmesi gereken bir para alındı başka yerlerde harcandı. Biz
boşuna mı dedik; emekliye Ramazan ve Kurban Bayramında birer maaş
ikramiye vereceğiz. Bilgiye dayalı olarak söyledik bunları. Her
kuruşun hesabını yaptık. Sanki biz yönetiyormuşuz gibi ülkeyi, her
kuruşun hesabını yaptık. Oturduk sabahlara kadar çalıştık, ne kadar
aylık verebiliriz, verdiğimiz her sözü tutabilir miyiz diye. Her
sözü tuttuk, her sözün arkasında durduk" dedi.
“YÜZDE 11.1 BÜYÜME OLMUŞ"
Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye'nin temel sorunlarından biri de
işsizlik. Çin'i, Hindistan'ı solladık. Neden? Yüzde 11.1 büyüme
olmuş. İşsize bakıyorsun yerinde duruyor, emekliye bakıyorsun,
muhtaç paraya, asgari ücretliye, memura bakıyorsun geçinemiyor,
çiftçiye bakıyorsun 'zarar ediyorum' diyor. Sanayiciye bakıyorsun
'rahat değilim' diyor. Kim aldı yüzde 11.1'i kim aldı. Ben size
söyleyeyim; yüzde 11.1'i rantiye kesimi aldı, rantçılar aldı,
faizciler aldı. Her yerde söyleyin bu hükümetin adı tefeci
hükümettir. Tefecilere hizmet ediyor bu hükümet. Ne demek tefeci
hükümet? Ne demek tefecilere çalışan hükümet? Son 15 yılda sadece
yurtdışında bir grup faiz lobisine ödedikleri para 179 milyar
dolar. Bir avuç tefeciye ödenen para. Kim ödüyor? İşçiye, emekliye,
esnafa vermiyorlar ya işte o paralardan. Oralardan alıyorlar bir
grup yurtdışındaki tefeciye ödüyorlar. İçeride de bir gruba
ödediler. Son 15 yılda 620 milyar lira, eski parayla 620 katrilyon
lira. 620 katrilyon lirayı kim aldı? Emekli almadı, memur almadı,
esnaf almadı, taşeron işçisi o da almadı, kim aldı? Bir avuç insan
aldı" diye konuştu.
“TÜRKİYE'DE VERGİ VERMEMEK İÇİN HER TÜRLÜ DÜMENİ
ÇEVİRDİLER"
Kılıçdaroğlu, “Bu Ankara'daki beyler ve onların yandaşları,
dünürleri, enişteleri, oğulları gittiler Man Adası'nda şirket
kurdular, şirket kurdurttular ve Türkiye'de vergi vermemek için her
türlü dümeni çevirdiler. Bunu her yerde söyleyin, ev kadınına
söyleyin, musluğu açarken 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Beyefendi Man
Adası'ndan dolarlar gelir, Man Adası'na dolarlar gider, bu ülkeye
vergi ödememek için. O nedenle bunlar milli değil, gayri milli bir
iktidarla beraberiz. Kendi ülkesine vergi vermemek için, kendi
ülkesine vergi ödememek için yurtdışında vergi cennetlerinde şirket
kuranlar milli de olamazlar, yerli de olamazlar. Onların tek bir
adı var, onlar gayri millidir" şeklinde konuştu.
“RANTİYEYİ YIKACAĞIZ, RANT DÜZENİNİ
YIKACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, “Alın terini dökenlerin hakkını korumak bizim
boynumuzun borcudur. Nerede çalışırsa, çalışsın. Kim üretiyorsa
başımızın üzerinde yeri var. Ama elinde viski bardağı, bir masa bir
sandalye, cebinde dolarları götürecek hükümete borç para verecek,
dünyanın en yüksek faizini alacak, 80 milyon faiz ödeyecek
Ankara'daki beyler de onlara para aktaracak. Bu düzeni yıkacağız.
Rantiyeyi yıkacağız, rant düzenini yıkacağız" dedi.
Türkiye'de birinci sınıf demokrasi olması gerektiğini belirten
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim insanımız üçüncü sınıf demokrasiye layık
değil. Birinci sınıf, özgürlükçü, sorgulayan demokrasi, herkesin
düşüncesini özgürce ifade ettiği bir demokrasi, güçlü bir
parlamenter sistem ve güçlü bir sosyal devlet istiyoruz" diye
konuştu.
"ZATEN MECLİSİN FONKSİYONU BÜYÜK ÖLÇÜDE
BİTTİ"
Kılıçdaroğlu, "Dün TBMM'de bir kişi üzerine gazyağı döktü ve
kendisini ateşe verdi. Niye? Geçinemiyor. 21. yüzyıl Türkiye'sinden
bahsediyoruz. Size büyümenin yüzde 11 olduğu Türkiye'den söz
ediyoruz. Gazetelere baktım. 1 sayfada bile yer almadı.
Neden? Korkudan, baskıdan. Bunu yaparsak saraydaki zat üzülür mü. O
işçi kardeşime söyleyeyim. Neden meclise geldin. Zaten meclisin
fonksiyonu büyük ölçüde bitti. Git sarayın önünde yaksana kendini.
Belki alevini görür ve şöyle yorum yapar; Beni çok seviyor
kendisini ateşe verdi" şeklinde konuştu.
EGE ADALARI
Kemal Kılıçdaroğlu, "Ege adaları dolayısıyla dünya kadar soru
sordum. Bu adalar bizim mi Yunanistan'ın mı? Benim ağzımdan çıkan
her şeye laf yetiştirirler. Bu soruya gelince dut yemiş bülbül
gibi, tık yok. Ya arkadaş bu adalar kimin? 4 mil uzakta Keçi Adası
var. Bize mi ait? Çipras gitti. Ziyaret etti. Yunan bayrağı var.
Dışişleri açıklıyor. Bizim zamanımızda hiçbir yer teslim edilmedi
diye. Ben senin zamanından nelerin nerelere teslim edildiğini çok
iyi biliyorum. Senin zamanında Süleyman Şah Türbesini kendi
topraklarından kaçırmadın mı? Bir de biz Osmanlıcıyız diyor.
Süleyman Şah türbesini kaçıran adamdan Osmanlıcı mı olur?
Tarihimize saygılıyız. Görkemli bir tarihimiz var. Orta Asya'dan
gelip Balkanlara uzanan bir tarihimiz var. Ama bu saygı birilerinin
dillerine pelesenk olmamalı. Bu saygı tarihe ihanet noktasına
taşınmamalı. Bunlar kendi tarihine ihanet etti Süleyman Şah
türbesini kaçırarak. Ben size söz veriyorum. 2019'da Süleyman Şah
Türbesini aynı yere götüreceğiz ve Türk bayrağını oraya dikeceğiz"
diye konuştu.
CHP'NİN DIŞ POLİTİKASI
Kılıçdaroğlu, "CHP gelirse dış politikada ne yapar? 180 derece
değişiklik yapar. Yurtta barış dünyada barış. Herkesle barış içinde
yaşayacak. Niye kavga edelim? Kavganın yararı varsa edelim? Ama
yok. Hepimiz zarar görüyoruz. Bunu söyleyen kişinin hayatı savaş
meydanlarında geçti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk boşuna mı dedi.
Savaşın bütün acımasızlığını gördü. Ama barıştan yana. Ama müttefik
ilişkilerinde son derece dikkatli olmalıyız. Efendim ABD ile
müttefikiz. Güzel. Müttefiksek Türkiye'yi güvenlik açısından 3.
riskli kategoride tanımlayamaz. Tanımlamamalı da. Ne demek 3.
derecede riskli ülke? Müttefiksek bize karşı olmamalı. Müttefiksek
Orta Doğu'da terör örgütlerine silah vermemeli. Eğer terör
örgütlerine silah veriyorsanız günü gelir bu silahlar Orta
Doğu'daki ülkelere döner. Bize döner. Akan kandan artık bıkmadınız
mı" şeklinde konuştu.
"YARGITAY'I DA DANIŞTAY'I DA ANAYASA MAHKEMESİ'Nİ DE KAPAT.
AİHM'DEN DE ÇIK"
Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklu gazeteciler ile ilgili
verdiği karar sonrası Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamasına da
değindi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Yıldırım son Anayasa Mahkemesi
kararıyla ilgili diyor ki ilk mahkemenin kararı geçerlidir. Dosya
oradadır. İlk hüküm geçerliyse Yargıtay'ı da Danıştay'ı da Anayasa
Mahkemesi'ni de kapat. AİHM'den de çık. Hakimleri saraya taşı.
Talimat versin karar versin. O zaman niye bu kadar mahkeme
kuruyorsunuz. Adaleti sağlamak sizin görevinizdir" dedi.
BERBEROĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından tutuklu bulunan CHP İstanbul
Milletvekili Enis Berberoğlu'nun kongreye gönderdiği mektup okundu.
Berberoğlu mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Demokrasi ve adalet ardına çok ağır bedel ödemiş dostum ve Türk
Silahlı Kuvvetlerinin şerefli mensubu Dursun Çiçek aracılığı ile
sizlere yolladığım bu mesajımda vurgulamak isterim ki; ne bir
pişmanlık ve ne de suçluluk duygusundan eser yoktur. Müteahhit
bürolarında ve avukat ofislerinde değil, cephelerde savaş
meydanlarında kurulmuş bir partinin onurlu bir üyesi olarak ne siz
dava arkadaşlarımı ve ne de canımdan çok sevdiğim ailemi mahcup
edecek hiç bir eylemim olmadı ve olamaz da... Dava arkadaşlarımın
katılımı ve sağ duyusu ile demokrasi şöleni olarak geçeceğinden
emin olduğum İstanbul İl Kongresine iktidar yolunda başarılar
diliyorum. İlk seçimlerle birlikte ülkemizde CHP'li günlerin yakın
olduğu umudumu paylaşmak istiyorum. Aranıza en kısa sürede dönmek
ve özlem gidermek dileği ile herkese sevgi ve saygılar
sunuyorum"