Kılıçdaroğlu: 16 yılın sonunda 'kıraathane açacağız' diyorsa bu iş bitmiştir
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'millet kıraathaneleri' projesini eleştirerek, "Eğer 16 yılın sonunda 'bu ülkede kıraathane açacağız' diyorsa bu iş bitmiştir. Her alanda yeni bir strateji ortaya koymak zorundayız. Bu stratejinin adı ekonomide, beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçiştir" dedi.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saat 10.00'da özel uçakla Gazipaşa- Alanya Havalimanı'na geldi. Partililerin karşıladığı Kılıçdaroğlu, kara yolu ile Alanya'ya geçti. CHP Lideri, Alanya Kültür Merkezi'nde sivil toplum örgütleri, muhtarlar, turizmciler ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ve CHP
milletvekillerinin de katıldığı toplantıda konuşan Kemal
Kılıçdaroğu, Antalya ve Alanya'nın bütün uygarlıkların beşiği
olduğundan bahsederek, "Tarih, kültür, deniz, güneş, kum olağanüstü
doğası, dağları var, her şey var. Peki arzu ettiğimiz kadar bütün
bu olanaklardan yararlanabilir miyiz, hayır. Turizm açısından
sorunlarımız var. Her ne kadar gelen turist açısından sorun olmasa
da gelir düşüklüğü önümüzde sorun olarak duruyor" dedi.
Türkiye'nin ciddi bir değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu
belirten Kılıçdaroğlu, "24 Haziran'da sandığa gideceğiz. Benim
sizden istediğim tek bir şey var; düşünerek, kendinizi, ailenizi,
sevdiklerinizi, çocuklarınızı düşünerek sandığa gidin. Gün sıradan
bir sandığa gidilen gün değildir. Bu seçim Türkiye açısından çok
değerli ve birlikte hareket etmemiz gereken bir seçimdir" diye
konuştu.
TURİZME PARİS'TEN ÖRNEK VERDİ
Turizmde Türkiye'nin neden ciddi bir değişim, dönüşüm
gerçekleştiremediğini, başarılı olmadığını ve otellerin yazın dolu
kışın boş olduğunu soran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Turist bir ülkede demokrasi var mı, can ve mal güvenliğim var mı,
terör var mı yok mu ona bakar ve karar verir, 'evet gitmeliyim.'
Turist neden gelmiyor? İzlenen yanlış politikalar nedeniyle
gelmiyor. Paris'teki 1 yıldızlı bir otelin fiyatına bakın, bir
de bizim 5 yıldızlı otelin fiyatına bakın. 1 yıldızlı otel
bizimkilerden daha pahalı ve 12 ay yer bulamazsınız."
'VESAYETİ KABUL ETMEYEN SİSTEM'
Demokrasi konusunda önemli ilkeleri olduğunu belirten CHP Lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Güçler ayrılığını yeniden inşa etmek, demokratik parlamenter
sistemi yeniden Türkiye'ye getirmek. Biz bunu söylediğimizde bize
diyorlar ki 'Siz eskiye mi dönmek istiyorsunuz?' Zinhar hayır.
Eskiyi en çok eleştiren biziz. YÖK'ün kaldırılması, yüzde 10
barajının kaldırılmasını isteyen, 'kadın- erkek eşitliği olsun'
diyen biziz. Dolayısıyla darbe hukukunun egemen olduğu eski sisteme
asla dönmek istemiyoruz. Yapmak istediğimiz, demokratik parlamenter
sistem. Halkın iradesi dışında hiçbir vesayeti kabul etmeyen sistem
demektir."
Yüzde 10 seçim barajının dünyada hiçbir demokraside olmadığını da
belirten Kılıçdaroğlu, bunu darbecilerin getirdiğini ve '20 Temmuz
darbecileri'nin savunduğunu da belirterek, "Yüzde 34 oy alıyorsun,
parlamentoda yüzde 65 milletvekilliğiyle temsil ediyorsun. Bu mudur
demokrasi?" diye sordu.
KIRAATHANE ELEŞTİRİSİ; BU İŞSİZLİĞİN
İTİRAFIDIR
Ülkenin geleceğinin bir kişiye teslim edilemeyeceğini vurgulayan
Kemal Kılıçdaroğlu, "16 yılda geldiğimiz nokta şu; bu ülkenin
çocuklarının yüzde 90'ı niteliksiz okullara gidiyor. Bizim
çocuklarımız bunu hak ediyor mu? Efendim şimdi kıraathaneler
yapılacakmış. Niçin, işsiz sayısı daha çok artacak. Nereye gidecek
bu vatandaşlar, kıraathanelere gidecek. Bu işsizliğin itirafıdır.
'Ben ülkeyi, ekonomiyi yönetemiyorum, binlerce, milyonlarca işsiz
yaratacağım ve onların gideceği tek yer var, kıraathane. Fabrikalar
yok. Çalışan yok. 'Fabrika kuracağız', yok. Peki Türkiye'yi çağdaş
uygarlığa nasıl ulaştıracağız? Cumhur İttifakı'na oy vermek isteyen
vatandaşımızın vicdanına sesleniyorum, başka bir şeye değil. Sen
kardeşim, oyunu kullanırken kıraathaneden mi yanasın, fabrikadan
mı, çalışandan mı yanasın? Hayatımda böyle şey duymadım" diye
konuştu.
'TÜRKİYE'NİN UMUDU OLACAK BİR İNSAN VAR'
"Özellikle 'Ben gideceğim Cumhur İttifakı'na oy vereceğim' diyen
vatandaşlarıma sesleniyorum" diyerek konuşmasını
sürdüren Kılıçdaroğlu, "Senin çocukların niteliksiz okullara
gitmeyi hak ediyor mu kardeşim, hak etmiyorsa niçin oy veriyorsun?
Bak temiz bir öğretmen var. Yıllarını öğretmenliğe vermiş bir insan
var. Türkiye'nin umudu olacak bir insan var, adı da Muharrem İnce.
Yalanı, dolanı, mal götürmesi yok. Sadece bu ülkeye hizmet etmek
istiyor" dedi.
'KIRAATHANELERİ KURMAK İÇİN Mİ BORÇ ALDIN?'
Türkiye'nin fiilen yönetilmediğini ve egemen güçlerin yönettiğini
iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Borç almışsın. Sayın Erdoğan borç
alan emir alır. Bir yılda ödenecek borç 240 milyar dolar. Parayı
nereden bulacak, sırayla Londra'ya gidiyorlar. Faiz lobileri, para
babaları orada. Kendisi gitti olmadı, bakanını gönderdi olmadı,
bürokratlarını gönderiyor. Herkesi gönderiyor, 'Gidin yalvarın,
yakarın bize borç versinler'. Sonra Türkiye'ye geliyor, 'Efendim
bize karşı dış güçlerin oyunu var'; ya borçlanan sensin, gidip
yalvarıp yakaran sensin, borç almasaydın. Madem borç alan emir
alıyorsa, niye borç aldın kardeşim? Kıraathaneleri kurmak için mi
borç aldın?" diye konuştu.
Bütün hükümetler tarafından 1923-2002 arasındaki 79 yılda harcanan
para miktarının 713 milyar dolar olduğunu, son 14 yılda ise bu
rakamın 2 trilyon 94 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Kemal
Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben şu sorunun cevabını bekliyorum.
Vatandaştan oy isteyenlerin cevabı nedir, ben onu merak ediyorum. 2
trilyon dolar para harcadın, Karakaya Barajı mı, Keban Barajı mı
yaptın? Atatürk Barajı mı yaptın? Telekom gibi devasa bir şirket mi
kurdun yoksa şeker fabrikası mı açtın? Ne yaptın? Cevabını
bekliyorum" diye sordu.
DELİ DUMRUL KÖPRÜSÜ
16 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin 2 trilyon 94 milyar doları nereye,
kimin için harcadıklarını soran CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakıyorum işsizlik var; esnaf, çiftçi, sanayici, turizmci,
çalışanlar da memnun değil. Kim bu düzenden memnun? Bu düzenden
memnun olan bir sınıf var, o sınıfın adı da rantiyeciler. 'Efendim
köprü yaptım'. İyi de köprüyü bu 2 trilyon dolarla yapmadın ki,
köprüyü müteahhide yaptırdın. Vatandaş hem vergi ödüyor hem de
ayrıca köprünün parasını ödüyor. Vatandaşın vergisiyle yapmadın.
Gidin kamyon şoförlerine sorun, dünyanın en pahalı geçiş ücreti,
üstelik dolar endeksli. Hem vergi vereceksin hem de köprünün
parasını vereceksin hem de diyeceksin 'köprüyü ben yaptım'. Köprüyü
sen yapmadın. Deli Dumrul köprüsü, her geçenden para alıyorsun.
Parayı alan da müteahhit. Eğer istediği kadar para toplanmazsa,
ayrıca vatandaşın vergisinden de oraya para veriyoruz. Bu milletin
karnı artık palavraya doydu. Artık değişim zamanı. Türkiye büyük
bir değişim ve dönüşüme imza atmak zorundadır."
BARIŞ VE İŞBİRİĞİ TEŞKİLATI
KHK ile görevlerine son verilen bütün akademisyenleri onurlarıyla,
şerefleriyle yeniden hak ettikleri görevlerine iade edeceklerini
belirten Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı seçilmesi
durumunda İran, Irak, Suriye ile bir araya gelinerek Ortadoğu Barış
ve İşbirliği Teşkilatı kurulacağını da açıkladı. Ortadoğu'nun barış
adasına dönüştürüleceğini anlatan Kılıçdaroğlu, arzu ederse Lübnan,
Filistin, Mısır gibi ülkelerin de bu örgütün üyesi olabileceğini
kaydetti. Döviz aramak için birilerine yalvarmayacaklarını söyleyen
Kılıçdaroğlu, "En geç 4 yıl içinde Türkiye'yi dolara boğacağız.
Borçla değil, üreterek, çalışarak ve alın teri dökerek. İş
adamlarımız Suriye'ye, Irak'a, İran'a, Mısır'a gidecekler.
Sanayimizi büyüteceğiz, bölgeyi geliştireceğiz, orada da istihdam
yaratacağız. Orada kazanıp, turist olarak gelip Türkiye'de
harcayacaklar, gerekirse kendi ülkelerinde harcayacaklar. Kavgasız
bir Ortadoğu politikası yürüteceğiz" diye konuştu.
'KIRAATHANE AÇACAĞIZ' DİYORSA BU İŞ BİTMİŞTİR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alanya'daki toplantıda
konuşmasının sonunda şunları söyledi:
"Eğer 16 yılın sonunda 'bu ülkede kıraathane açacağız' diyorsa bu
iş bitmiştir. Kıraathaneye kim gider; ya emekliler ya işsizler
gider. Çalışan, uğraşan adamın kıraathanede ne işi var? Buyrun
bakın bakalım. Esnaf dükkanını kapatıp, sanayici fabrikayı durdurup
kıraathaneye gider mi? Nereye gidiyor; üniversiteye gidiyor, esnaf
müşterisini ağırlıyor, çiftçi tarlada çalışıyor. Her alanda yeni
bir strateji ortaya koymak zorundayız. Bu stratejinin adı
ekonomide, beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçiştir."
ELEKTRİKLER ÜÇ KEZ KESİLDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Alanya'dan sonra Manavgat
Kültür Merkezi'nde sivil toplum örgütleri, muhtarlar, turizmciler
ve kanaat önderleriyle bir araya geldiği toplantı sırasında üç kez
elektrikler kesildi. Kesintinin, aşırı sıcaklar nedeniyle ilçede
klima kullanımındaki artıştan kaynaklandığı öğrenildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, partisinin
milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katıldığı toplantıda
konuşan Kemal Kılıçdaroğu, sorunları aşmanın birinci yolunun
izlenen ekonomik politikanın değişmesi gerektiğini belirterek,
"Yani beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçmemiz lazım. Hangi
partiden olursa olsun, şu gerçeği bütün vatandaşların bilmesi
lazım; bir ülke üretemiyorsa sadece tüketici konumunda kalır.
Çiftçi tarlada, sanayici fabrikada, sanatçı eserlerini, üniversite
bilgi, otellerde hizmet üretilecek" dedi.
TARIM BAKANI'NA FRANSIZ NİŞANI
Tarımda Türkiye'nin kendi kendine yeten 7-8 ülkeden biriyken bugün
nohuttan mercimeğe, pamuktan ayçiçeğine kadar 126 ülkeden tarım
ürünü ithal etiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Hangi gerekçeyle ithal ediyoruz? Size bir sır vereyim. Bu ülkenin
Tarım Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Tarım Bakanı, Fransa tarımına
yaptığı katkılar nedeniyle Fransa'da şövalye nişanı aldı. Bu sırrı
paylaşmayın. Ya arkadaş senin görevin tarım bakanlığı, sen Türkiye
Cumhuriyeti'nin tarımına katkı yapmak zorundasın. Ama buyur,
Fransız tarımına yaptığı katkı nedeniyle Fransa'da şövalye nişanı
aldı. Ve bunu getirdi kendi tarım bakanlığının internet sitesine
koydu, 'Ben Fransız tarımına yaptığım katkılar nedeniyle oradan
ödül aldım' diye. İyi de Fransızlar sana niye bu ödülü veriyorlar?
Sen buradaki çiftçiyi eziyorsun, oradaki çiftçiye parayı
veriyorsun. Eğer Fransa'daki tarım bakanı Türk tarımına yaptığı
katkılar nedeniyle ödül alsaydı, herhalde Fransa'ya sokmazlardı.
Biz ne yaptık, bir daha seçtik. Bu anlayıştan Türkiye'nin
kurtulması lazım. Eğer oy kullanacaksak kendi çıkarlarımızı koruyan
siyasi partiye oy vereceğiz. Bakanlık koltuğunda bile olsa ona
destek vermememiz gerekiyor. Milliyetçilik, milli olmak budur."
'TÜRK LİRASI DEĞER KAYBEDİYOR'
Her şeye zam geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Dış güçlerin oyunu,
diyorlar; ne oyunu dış güçler yaptı mesela? 'Dolar' diyorlar ki
'yükseldi'. Hiçbirisi doğru değil. Neden? Dolar yerinde duruyor.
Buyurun Fransa, İngiltere'ye, diğer ülkelere bakın dolar yerinde
duruyor. Peki bizim ülkemizde niye bu hareketlilik var? Türk Lirası
değer kaybediyor, kaybeden Türk Lirası. Dolayısıyla dolar yükseldi
diye bir laf doğru bir laf değil. Bütün dünya kullanıyor. Peki
bizde niye Türk Lirası değer kaybediyor, asıl bunun üzerinde
durmamız lazım. Olayı doğru anlatmamız lazım millete. Eğer
ekonomide her şeyi dolara bağladıysanız, Türk Lirası'nı ikinci
sınıf bir para konumuna getirdiniz, kiralar dolarla, köprüden geçiş
dolarla, ihaleler dolarla, alışveriş dolarla; Türk Lirası yok.
Değer yok, güven yok Türk Lirası'na. Neden yok? Üretim
ekonomisinden Türkiye koparıldığı için yok. Katma değeri yüksek
ürün üretemediği için yok" diye konuştu.