Kılıçdaroğlu: Yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç, 'Yaylalar'ı söyle
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Zeytin Dalı Harekatı'nda görev yapan askerlere moral ziyaretinde bulunmak için Hatay'a giden ünlüleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Zeytin Dalı Harekatı'nda görev yapan askerlere moral ziyaretinde bulunmak için Hatay'a giden ünlüleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, "Bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam sen, eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç, 'Yaylalar' türküsünü söyle bakalım, gücün yetiyorsa ve ahlak kalmışsa" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup
toplantısında konuştu. Çiflik Bank dolandırıcılığıyla ilgili
Kılıçdaroğlu, "2006’da çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan çiftçi
sayısı 2 milyon 761 bin kişiydi. 2018’de 2 milyon 124 bine düşmüş.
637 bin çiftçi kayıt sisteminden silinmiş. Ya icrada ya kentin
varoşlarında aç susuz bekliyor ya da bir yerde taşeron işçisi
olarak çalışıyorlar. İnekleri, yemleri ithal ediyorlar; ama
tosuncuğu ihraç ediyorlar. Fakat bu ihracat bizim anladığımız
anlamda ihracat değil. Araba ihraç edersin karşılığında döviz
gelir; ama tosuncuk ihraç edince tosuncuk beraberinde paraları
götürüyor. Siz 10 bin dolar gönderseniz MASAK onu hemen görür,
tosuncuk milleti dolandırıyor, parayı götürüyor bunların haberi
yok. Aslında var, seslerini çıkartmıyorlar. Neden? Malı götürsün.
Bu hükümetin adı malı götüren, vurguncu hükümetidir. Ceplerini
düşünenlerdir bunlar, o nedenle soygunculuk tam bunlara yakışır"
diye konuştu.
‘SARAY BADEM UNU İLE BESLENİYOR’
Cumhurbaşkanlığı mutfağında badem unu kullanıldığını ileri süren
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Vatandaş aç. Yüz binlerce çocuğumuz yatağa aç giriyor; ama saray
öyle değil. Saray neyle besleniyor biliyor musunuz? Badem unu.
Neymiş efendim, kilo aldırmazmış. Kilosu 87 lira. Mercimek unu,
kilosu 15 lira, bir kilo buğday 3 lira 75 kuruş. Vatandaşa diyor
ki ‘Sen 3 lira 75 kuruşa beslen, ben 87 liralıkla
besleneceğim; çünkü ben sarayda oturuyorum’ diyor. Senin
sarayın da batsın ahlakın da batsın. Sarayın mutfağında şeker
kullanılmıyormuş. Ne kullanıyormuş? En pahalı bal kullanılıyormuş.
Beyefendi balla besleniyor. Siz niye sanıyorsunuz ki bu şeker
fabrikaları satılıyor. Adamın şekerle ilgisi yok ki, şeker
fabrikalarını satacak, balla beslenecek. Yarın saraydan birisi
çıkar şunu söyleyebilir. ‘Ya millet aç ekmek bulamıyor’,
yandan bir hanım çıkar der ki ‘Ekmek bulamıyorlarsa badem unlu kek
bulsunlar’ diyecek. Bakın bunu söyleyecekler göreceksiniz.
Vatandaşın derdini bilmiyorlar. İşsizlik, yoksulluk, evde huzur var
mı bilmiyorlar. Oturmuşlar saraylarına besleniyorlar. Bir elleri
yağda, bir elleri balda. Ahkam kesiyorlar ‘vatan millet Sakarya’
diye. Ya memleketi sattınız siz kardeşim. Üzümünü, buğdayını,
peynirini sattınız.”
‘YÜREĞİN YETİYORA BİR AFRİN ŞEHİDİNİN EVİNİN BULUNDUĞU
SOKAKTAN GEÇ’
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce (TSK)
Afrin'deki terör örgütlerine yönelik sürdürülen 'Zeytin Dalı
Harekatı'nda görevli askerlere moral ziyaretinde bulunmak için
Hatay'a giden ünlüleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı şu sözlerle
eleştirdi:
"Bir ülkenin sanatçıları dik ve onurlu durmak zorundadırlar. Bir
ülkenin sanatçıları, egemen güce teslim olmazlar, hakkı, hukuk ve
adaleti savunurlar. Zalimden değil; mazlumdan yana tavır alırlar ve
mazlumun haklarını bütün baskılara rağmen korurlar. Bir ülkenin
sanatçıları diktatörün karşısında asla ve asla boyun eğmezler. Asla
inancı kimliği ne olursa olsun kimseyi ötekileştirmezler. Bir
ülkenin sanatçıları savaşı değil, her zaman dünyanın her
yerinde barışı savunurlar; çünkü Atatürk, ‘Zorunlu olmadıkça savaş
cinayettir’ der. Bir ülkenin sanatçıları, bir ülkenin değer ve
inançlarına saygı gösterirler. Eğer bir ülkede cumhurbaşkanlığı
koltuğunu işgal eden zat, ettiği yemine sadık kalmıyorsa yani
namusuna ve şerefine sahip çıkmıyorsa ona sanatçı sahip çıkamaz. Ne
namus kaldı ne şeref kaldı. 'Sanatçı' denen vatandaş, onun yanında
senin ne işin var? Afrin’de 52 şehidimiz var, yüzlerce yaralımız
var. 52 şehidimiz daha kanı kurumadı. Toplanmışlar bir grup güruh;
davul, zurna, klarnet, şarkılar, türküler. Bir ülkenin değeri
vardır. Bakın, bırakın şehidi, bulunduğunuz apartmanda biri kişi
hasta veya hayatını kaybetmişse televizyonu bile
açmazsınız; komşunun acı gününde evde yemek yapar
götürürsünüz. Ben merak ediyorum. Bu rezil adamlar ve onları oraya
götüren adam sen, eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin
bulunduğu sokaktan geç bir de 'Yaylalar' türküsünü söyle bakalım
gücün yetiyorsa ve ahlak kalmışsa. Diyor ki ‘AK Parti üzerinde
metal yorgunluğu vardı, Afrin’e gittik. Şehitler oldu, metal
yorgunluğunu kaldırdık’. Bu milletin ferasetine ben güveniyorum.
Türkiye’yi bu hale getiren ve bu cümleleri kullananlara ders
verecek olan bu ülkenin kadınlarıdır. Şehidi veren, ağlayan,
gözyaşı döken, 'Vatan sağ olsun' diyen sizsiniz; sefasını
süren o zat. Ona o sefayı yaşatmayacak olanlar yine
sizlersiniz."